Sen farklısın, çünkü kibirlisin: Kübra
Netflix’in gündem olan dizisi Kübra, senaryoya eklenen ilgi çekici detaylarla ikinci sezonda da çok konuşulacağa benziyor.
*Yazı, sürpriz bozan (spoiler) içerir.
“Polis misin sen Gökhan, itfaiye misin? Niye canını hiçe sayıyorsun?
Merve, bir şey olmadı. Bak buradayım işte. Şöyle düşün. Ya Allah o çocuğu kurtarmak için beni görevlendirdiyse? Kim bilir belki insanlık için çok faydalı bir çocuk olacak o. Belki bir hastalığa çare olacak ya da dünya barışına katkı sağlayacak.
Ya da belki Hitler olacak, Gökhan. Bu dünyada öylesi de var değil mi?”
Geçen günlerde Netflix’te ikinci sezonu yayımlanan Kübra’nın ilk sezon, birinci bölüm açılış cümleleri bunlar... Dizinin girizgahında ve finalinde gördüğümüz Gökhan (Çağatay Ulusoy) karakterinin dönüşüm evrelerinin her bir katmanını içerisinde barındıran, hikâyeye dair bütün sinyalleri ifşa eden bu sözleri, diziyi bitirdikten sonra yeniden hatırladım. Zira Afşin Kum’un aynı adlı eserinden Yağmur ve Durul Taylan’ın uyarladığı dizi, ilk bakışta -birazdan detaylandıracağım- temsil ettiği fikirler ve referanslar nedeniyle farklı bir yerde konumlandığı izlenimi uyandırsa da bu apaçık bir karakter dönüşümü hikâyesi. Ve bana kalırsa, Kübra’yı güçlü ve etkileyici kılan da burada gizli.
Kübra’nın ilk sezonunu izlemeye başladığımda, kitabını henüz okuyamayan pek çok insan gibi son zamanlarda sıklıkla izlediğimiz muhafazakâr cenaha yönelik bir anlatı olduğunu düşünmüş, finalinde ise şaşırtıcı bir fikirle karşılaştığım için ikinci sezonu merakla beklemeye başlamıştım. Neticede karşımızda, Allah’la konuştuğunu, seçilmiş kişi olduğunu iddia eden ve bununla birlikte taraftar toplayarak mucizeler yaratabildiğini söyleyen bir Mesih öyküsü vardı; bizler için bir hayli “tanıdıktı”. Hatta birinci sezonun sonunda eklemlenen yapay zekâ meselesiyle birlikte senaryoya bilim ve din karşıtlığı da eklendi ki böylelikle din, bilim, inanç ve birey ekseninde bir çatışma ortamı inşa edildi. Ve bu ortamda, güçlü bir inanca sahip Gökhan’ın, yalnızca “gücü” ele geçirdiğinde değil; aynı zamanda din yerine bilimle yüzleşmek zorunda kaldığında ne yapacağını, nasıl bir dönüşüm geçireceğini beklemeye başladık ve benim açımdan sonuç, kesinlikle hayranlık uyandırıcı oldu.
Çünkü esasen ikinci sezon, ilk sezondan aldığı kuvvet ve destekle anarşist bir söylemle kendisine çeper oluştursa da bu kalkan, dizinin çekirdeği ana karakteri Gökhan’ın evrimini örtmeye yetmiyor. Senaryoya, ülke tarihi ve siyasetiyle bağlantılı olarak eklenen düğümler, kesinlikle gösterişli ve ilgi çekici. Kübra’yı salt bir din ve inanç anlatısı, sorgulaması olmaktan kurtarıyor; birey-iktidar ve toplum-iktidar temelinde yeni temsillerle zenginleştiriyor. Ancak kurulan bu zeminde Kübra’yı cazip kılan asıl unsur ana karakterin yolculuğu ve bu yolculukta inandığı her şeyi araçsallaştırarak karakterinin sahip olduğu tüm özellikleri yerle yeksan etmesi, yerlerine yenilerini inşa etmesi. Bu inşa sürecinde biricikliği savunması ve bunu inandığı dinin gereklerinin dışına çıkma uğruna gerçekleştirmesi. Daha da önemlisi, güç-birey dengesinde başladığı yerle geldiği noktada yarattığı uçurumdan, şiddetten, son andaki kırılmaya değin rahatsızlık duymaması. Dahası benzer bir biçimde gerçeği öğrenen taraftarlarının verdiği tepki gibi aslında kendisini “yaratan” toplumun bir uzantısı, bir emsali olması ve toplumun en küçük üyesi olan bireyin, toplumun ta kendisi olduğunun bize yeniden hatırlatılması.
Kübra üzerine dizi olma haliyle ilgili pek çok şey söylenebilir, elbette eleştiriler getirilebilir. Ancak unutmamak gerek; Gökhan gibi adeta bir Walter White dönüşümü yaşayan karakterlerle karşılaşmak her zaman mümkün olmuyor, en azından televizyonda...
Puanım: 7/10
En Çok Okunan Haberler
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Adnan Menderes yıktırmıştı...