Savaş evinize girecek

Karadeniz'in karşı kıyısı günlerdir silah sesleri ve patlamalarla yankılanıyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın bir başka boyutu ise dünyaya yayılmış durumda. Siber savaşçılar düşmanlarının dijital ağlarını hasara uğratmak için çalışıyor. Bugün hayatınızı çok etkilemiyor gibi görünse de siber savaş yakın gelecekte evlerinizi ve kentlerdeki yaşamı felce uğratacak bir tehdit içeriyor.

Savaş evinize girecek
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.03.2022 - 13:00

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta sıcak çatışmaların, hava saldırılarının, zırhlı araç manevralarının ve fiziki haritadaki değişikliklerin oluşturduğu sıcak gündemde, pek de gündeme gelmeye başka bir savaş, biz farkında olmasak da büyük bir şiddetle devam ediyor; Siber savaş!

Kısa süre önce, tarihte belki de ilk kez tanık olduğumuz üzere, Ukrayna’da Rus hedeflerini hedef almak için bir hacker grubu oluşturdu. Telegram'da yer alan Ukrayna'nın Bilişim Teknolojileri Ordusu isimli kanala 230 bin kişi katıldı ve Ukraynalı yetkililer bu kanalda saldırılmasını istedikleri Rus hedeflerini paylaşmaya başladı.

İki ülke arasındaki siber savaş hattının, sıcak savaş gibi kısa süre önce gerildiğini düşünmek yanlış olur. Aslında gerçekte ve sanalda yapılan tüm hamleler, yenilikçi bir askeri konseptin yansımaları. Dünya üzerindeki tüm gelişmiş ordular gibi, Rusya’nın da askeri stratejilerle siber teknolojileri bir araya getirme hedefleri henüz 2000’li yılların ortasında hayata geçirilmeye başlanan bir konseptti.

Dünyanın en büyük siber saldırı kaynaklarına sahip olan ülkelerden olan Rusya ile ilgili iddialar, 2016 ABD Başkanlık seçimlerine müdahale etmeye kadar varabilecek ölçekte bir potansiyeli işaret ediyor. Ukrayna gerilimi özelinde konuşursak; iki ülke arasındaki siber çatışmanın neredeyse 20 yıla yaklaşan bir tarihi olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak Rusya’nın güney komşusuna yöneltmeye başladığı siber ataklar tahmin edileceği üzere Ukrayna’da 2013’te yapılan ve bugün oluşan durumun da başlangıcı kabul edilen halk hareketlerine uzanıyor. O günlerde Ukrayna’nın birçok dijital kamu verisi “Urobros” isimli Rusya kaynaklı “Trojan” virüsünden zarar görmüştü.

Benzer saldırılar 2014’te Rus birlikleri Kırım’a girerken, bölgenin Ukrayna ana karasında bağlantısının kesilmesi ve askeri bilgi akışının sekteye uğratılmasında da önemli rol oynamıştı.

NATO bünyesinde geçen, yıl sonlarında oluşturulan raporlar 2021’in son döneminde Ukrayna’ya bağlı kamu kuruluşları ve iletişim ağlarına yönelik saldırıların arttığını işaret ediyordu. Bu rapor siber güvenlik uzmanları tarafından bölgeyi istikrarsızlaştırarak işgale zemin hazırlayacak büyük ölçekli bir hazırlığın parçası olarak yorumlanmıştı. Devletler arası siber saldırı mücadelesinin iki ana kaynak üzerinden gerçekleştiği dikkat çekiyor. Bunlardan birincisi devlet bünyesinden yer alan siber saldırı veya savunma birimleri.

Bir diğeriyse devletlerle resmi olmayan bağlantılar üzerinden iş birliği yapan hacker grupları...

Siber savaşların, gerçek savaşlar kadar gündemde yer edinmemesinin belli başlı sebeplerinden birisi, dijital dünyada saldırıların herhangi bir devletle ilişkilendirilmesinin gerçek dünyadaki kadar kolay olmaması. Savaş literatürüne son yıllarda kazandırılan “vekalet savaşı” siber alanda her zaman geçerli olan bir kavram ve her ülke kurumlarının uğradığı nitelikli bir saldırı serisinin ardından, işin ardında bir başka devletin olduğunu iddia etmekle yetiniyor.

Öte yandan bugünlerde internet dünyasının derinlikleriyle ilgilenen çok sayıda analizci hangi hacker grubunun NATO, hangisinin ise Rusya ekseninde savaşa dahil olduğunu anlatan makaleler kaleme alıyor. Bu makalelere göre Anonymous, DdoSecrets, SHDWsec Ukrayna eksenli çalışırken, Freecivillian ve Sandworm Rusya ile işbirliği içinde olan gruplar.

Belki okyanusun ortasında ıssız bir ada, belki Asya’nın uçsuz düzlüklerinde bir yeraltı tesisi veya belki de Avrupa'nın ortasındaki kalabalık başkentlerin birindeki bir yazılım firmasındaki bir bilgisayarda... Bu gruplar her yerde olabilirler. Amaçları  ideolojik sebeplerden, maddi çıkarlara kadar çok geniş bir yelpazeye uzanıyor olabilir. Öte yandan söz konusu grupların işbirliği yaptıkları kurumlarla ele geçirdikleri bilgilerin kendi hesabına kullandıkları veya derin internet olarak bilinen “TOR Network”te satışa çıkardıkları bilinen bir gerçek.

KENTLERDEKİ TEHDİT

Siber savaşların insanların gündeminde fazla yer almamasındaki bir başka sebep ise tahmin edebileceğiniz üzere insanların hayatlarını ilk elden etkilememeleri, yani ölüm, yaralanma gibi acılara sebep olmadığının düşünülmesi. Siber savaş devletler veya farklı gruplar arasında stratejik öneme sahip kurumlara saldırı veya söz konusu kurumları korumakla ilgili olarak görülebilir.

Ancak internetin yakın geleceği bize daha büyük ve ölümcül bir tehlikenin yaklaştığını haber veriyor!

Nesnelerin interneti, önce akıllı telefonlar, sonra saatler ve şimdi de ev eşyalarıyla hayatımıza girmeye başlayan bir konu. Bilgisayar veya laptop teknolojisi dışında, evde ve kentlerde kullandığımız tüm tasarım ürünlerinin, dijital teknolojiler yoluyla büyük bir ağa ve dolayısıyla birbirlerine bağlanarak insan hayatını daha kullanışlı ve konforlu hale getirmesi olarak özetleyebiliriz nesnelerin internetini.

Önce akıllı evler, sonra da akıllı kentler yaratmak bu alandaki en büyük hedeflerden. Tüm bu dijital ağların hiç bir şeyi gözden kaçırmayan devasa bir gözetleme kulesi olduğuna yönelik eleştiriler bir yana, bu büyük sistemlerin “hack”lenebileceğini ve gündelik hayatlarımızı tamamen işlevsiz kılabileceğini hiç düşündünüz mü?

“Hack” terimini bilgisayar başında başka internet sitelerine erişmek için harcanan saatlerden ibaret olarak görmek bizler için hayal etmesi oldukça zor bir senaryo olabilir, ama evdeki çamaşır makinenizin bir saldırı aracı ve tehdit olabileceği fikri kimilerine hiç de uzak değil. Elbette bu düşüncede olanlar beyaz eşyalardan daha çok evleri ve kentleri saran kameraların “hack”lenmesi hakkında endişeleniyor. Bu endişe de içi boş bir teknoloji korkusundan ibaret değil. Akıllı cihazlar, günümüzde sızılması bir hayli kolay yazılımlara sahipler.

Bunun sebeplerinden birisi de her markanın, teknoloji devleri kadar sağlıklı ve yeterli güncelleme ile ürünlerini desteklemekte yetersiz kalması.

Nitelik olarak az görülse de nicelik olarak aynı tipteki yüzlerce cihazın eş zamanlı olarak işlevsiz hale gelmesi, - örnek vermek gerekirse, bir kentteki bir çok fırının çalışmaması veya akıllı garaj kapılarının açılmaması – tahmin edilenden büyük sorunlar yaratabilir. İşin bir başka boyutu ise hayatımıza yakın gelecekte dahil olması beklenen yeni teknolojilerle ilgili.

Uydularını Ukrayna’ya yönlendirerek, savaş sırasında bölgenin internet sorunlarına çözüm olmayı amaçlayan, bir yandan da Rusya tarafından siber savaşın tarafı olmakla suçlanan TESLA’nın ürettiği sürücüsüz akıllı araçlar, bir çok yeni teknoloji gibi siber savaş unsurlarının hedefi olarak gösteriliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler