Plastik atıklar onlar için ölümcül!
Çarpık yapılaşma ve bilinçsizlik nedeniyle soyları tükenme tehlikesi altında olan deniz kaplumbağaları için iklim krizi ve plastik atıklar da büyük tehdit oluşturuyor.
Deniz kaplumbağaları veya kamuoyunda bilinen isimleriyle “caretta caretta”lar Türkiye denizlerinde yıllardır nesillerinin tükenme tehlikesine karşı yaşam savaşı veriyor. Son yıllarda insanların duyarlılığında bir artış gözlense de hemen her yaz denizlerin bu kendine özgü canlılarıyla ilgili kötü haberler de almaya devam ediyoruz.
İklim krizi, balıkçılık eylemleri sırasında başlarına gelenler ve deniz kıyısındaki düzensiz yapılaşma ile savaşmak zorunda olan deniz kaplumbağlarının bugünkü durumu ve geleceğiyle ilgili için çalışan Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) Müdürü ve Proje yürütücü Prof. Dr. Yakup Kaska ile konuştuk.
- DEKAMER ne gibi görevler üstleniyor? Çalışma konuları nelerdir?
DEKAMER yaralı deniz kaplumbağalarının tedavi ve rehabilitasyonlarını gerçekleştirerek doğal yaşama geri dönmelerini sağlamak, denizde ve kumsallarda deniz kaplumbağalarının korunmasına yönelik önlemler almak ve bunları gerçekleştirmek için gerekli altyapıyı oluşturtacak bilimsel yapılan bilimsel çalışmalarımızın başında denizlerde kaplumbağaların hangi göç yollarını kullandığını, Nüfuslaırnın durumunu belirlemek, balıkçılıkla deniz kaplumbağalarının ve diğer hassas türlerin etkileşimini araştırmak, deniz kirliliğinin etkilerini incelemek, Akdeniz deniz kaplumbağası nüfusunun genetik çeşitliliğini ve farklı alanlar arasındaki bağlantısallığı araştırmak sayılabilir.
- Deniz kaplumbağaları doğal yaşam süreçlerini devam ettirebilmek adına zorluklarla karşılaşıyorlar. Bu zorluklardan çözüme kavuşanlar ve çözüm bekleyenler neler?
30 yıldır kumsallarda süren çalışmalarla iyi bir farkındalık yaratılabildi. Halkımız deniz kaplumbağalarının korunmasında duyarlı. Bu bize kalırsa en önemli eşiklerden birisi. Dalyan gibi dünyaya örnek gösterilen koruma alanlarımız var. Çözüm bekleyen konu başlıkları ise yuvalama kumsallarının tamamında tektip koruma önlemlerinin alınması, denizde balıkçılık av araçlarıyla etkileşimi en aza indirecek önlemlerin uygulamaya konulması, deniz kaplumbağaları için önemli deniz alanlarının belirlenerek bu alanlara özgü korunma sağlanması ve deniz kirliliğinin azaltılması için çalışmaların çoğaltılması.
- Plastikler sualtı yaşamını tehdit eden en büyük unsurlardan. Bu durum yüzünden sorun yaşayan bir deniz kaplumbağasıyla karşılaştınız mı?
Denizdeki plastik kirliğine ilişkin yaklaşık beş buçuk yıl süren ve kısa ismi INDICIT olan bir Avrupa Birliği projesi kapsamında neredeyse tüm Akdeniz havzası ve Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarını kapsayan bir çalışmanın ortağı olarak araştırmalar yaptık. Yaralı ve ölü kaplumbağaların önemli bir bölümünde plastik ve diğer atıkların etkisini gördük. Ülkemizde deniz kaplumbağalarının neredeyse yüzde 35’inde plastik ve diğer atıkların olduğunu söyleyebiliriz.
Akdeniz’in farklı bölgelerin bu oran neredeyse yüzde 100’e yaklaşıyor. Bu durumdaki kaplumbağaların tedavileri veterinerlerimiz tarafından gerçekleştiriliyor ama her zaman başarı sağladığımızı söyleyemeyiz. Örneğin denize atılan bir teneke kutuyu denizdeki kabuklu canlı zannederek yiyen bir kaplumbağanın bağırsak veya midesinde oluşan ciddi yaralanmalar, biz müdahale edemeden ölümle sonuçlanabiliyor. Bu nedenle yapılması gereken ilk adımın denizlerimize atıkların ulaşmasını en aza indirmek. Bu atıklar sadece deniz kaplumbağalarını değil, tüm deniz canlılarını tehdit ediyor.
- Yaralı bir deniz kaplumbağasıyla karşılaştığımızda ne yapmamız gerekiyor?
Hemen DEKAMER’e arayarak yardım istenebilir. Yaralı kaplumbağa görüldüğünde kaplumbağaya ait kısa bir video çekilerek merkezimiz mobil hattına WhatsApp aracılığıyla videonun gelmesi önemli. Ayrıca internet sitemizde destek istenebilecek diğer kişi ve kuruluşlara ait bilgiler de yer alıyor.
İKLİM KRİZİ ERKEK NÜFUSU AZALTIYOR
İklim değişikliği ve küresel ısınma deniz kaplumbağalarını tehdit eden önemli nedenlerden. Artan sıcaklıklar doğal cinsiyet oranlarını olumsuz yönde etkiliyor. Deniz kaplumbağalarında cinsiyet kromozomu olmadığı için cinsiyet, kuluçka süresince yumurtaların maruz kaldığı ortam sıcaklığıyla belirleniyor. Yüksek sıcaklıklar daha fazla dişi, düşük sıcaklıklar ise erkek yavru oluşumunu sağlıyor.
Sıcaklıkların artması nüfusun dişileşmesine ve gelecekte üremek için yeterli erkek bulunamamasına yol açabilir. Biz geniş sıcaklık aralığında yaşayan ve sabit vücut sıcaklığına sahip canlılar olduğumuz için iki, üç derecelik değişimleri bile önemsemiyoruz ancak bu canlılar için bir derecenin bile büyük önemi var. Örneğin 29 derecede neredeyse dişi ve erkek sayısı eşitken sıcaklık 32 dereceye ulaştığında tüm yavrular dişi oluyor.
Sıcaklık 33-34 dereceye ulaşırsa toplu embriyo ölümleriyle karşılaşabiliyoruz. Ayrıca iklim değişikliği denizdeki tüm canlıları etkilediği gibi deniz kaplumbağalarının beslendiği türleri, kışladığı alanları da doğrudan etkiliyor. Eğer denizdeki su seviyesi artarsa bu sefer de yuvalama kumsallarını kaybetme riskiyle karşılaşacağız.
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- 2 kişiyi öldüren Servet Bozkurt yakalandı!
- AKP'li Tayyar'dan Uras'a: 'Sanki hükümet sözcüsü'