Mercanlar Marmara’da yükseliyor
Marmara Denizi’nde müsilaj ve küresle ısınma sonucu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan biyoçeşitlilik için mercanlar umut oldu.
Küresel ısınmanın etkilerini derinden hisseden Marmara Denizi, müsilaj sorunuyla birlikte canlı çeşitliliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırken ekosisteminin geri döndürülemez hasarlar alması riskiyle de karşı karşıya. Bu noktada mercanlar büyük önem taşıyor.
Anadolu Efes ile birlikte yürütülen proje ile Denize +1 Nefes projesi kapsamında hem Akdeniz’de hem de Marmara’da yaşayabilen 26 mercan türünün Marmara Denizi’ne naklini yaptıran Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin başkanı Volkan Narcı bize projeyi anlattı.
- Ülkemizin suları için mercanların öneminden söz eder misiniz?
Küresel Mercan Resifi İzleme Ağı’nın dünya çapındaki mercan resiflerini inceleyen bir çalışmasında 2008-2019 arasında iklim değişikliği nedeniyle mercanların yüzde 14’ünün yok olduğuna dikkat çekiliyor. Marmara Denizi inanılmaz bir biyoçeşitliliğe sahip olması ve sadece Akdeniz’e özgü olan mercan türlerine ev sahipliği yapması nedeniyle bizim için çok kıymetli. Deniz Yaşamını Koruma Derneği olarak bu çeşitliliği desteklemek adına çeşitli projeler yürütüyoruz.
- Marmara Denizi neden Akdeniz'den gelen bu mercanlara gereksinim duyuyor?
Anadolu Efes ile yürüttüğümüz Denize +1 Nefes projesi kapsamında naklini yaptığımız sarı gorgon türü Akdeniz’de 99 yılından beri periyodik olarak ve sıcaklık anomaliliklerine bağlı olarak toplu ölümlere maruz kalıyor. Bu da biyoçeşitliliği olumsuz etkiliyor. Marmara’da eskiden var olan birçok tür artık yok ama bunlara rağmen Marmara direniyor. Akdeniz’de olup da Marmara’da da olan 26 adet tür tespit edilmiş olduğunu düşünürsek bu Marmara için çok ama çok önemli.
- Mercanlar Marmara Denizi ekosistemine nasıl entegre edildi?
Mercan nakillerini yapmak oldukça meşakkatli bir iş. Marmara oldukça soğuk bir deniz, aynı zamanda akıntı gibi birçok unsur da var. Yeri geliyor hayatımızı bunun için tehlikeye atıyoruz. Nakilleri yapmak kadar izleme sistemini kurmak da bir o kadar zor oldu. Denizin 30 metre altına inerek, yok olmak üzere olan mercan parçalarını tek tek bulduk. Sonra bunların Tavşan Adası’na naklini gerçekleştirdik. Bu yıl projeyi bir adım ileri götürerek izleme istasyonu kurduk. Mercanların gelişimini ve biyoçeşitliliğe olan etkilerini sürekli olarak gözlemleyebileceğiz. Bu ülkemizde bir ilk olacak.
2030’DA NET SIFIR ATIK
Mercan ekiminde üstlendikleri rolle Marmara Denizi ekosistemi için önemli bir adım atan Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi Bize dünyada sayılı şirketin hayata geçirdiği kurum için sürdürülebilirlik yaklaşımlarını denetleyen Entegre Raporu’ndan veriler paylaştı.
- Entegre raporu hem çevre hem de sosyal etki anlamında pek çok kuruma örnek olabilecek nitelikte. Bu raporu hazırlamanızın amacı ve motivasyon kaynağı neydi?
Sürdürülebilirlik performansımızı 2010’dan bu yana Sürdürülebilirlik Raporu’muz ile şeffaf bir şekilde raporluyorduk. Artık bu konuya çok daha geniş bir pencereden bakıyoruz ve paydaşlarımızla uzun soluklu değerler yaratabildiğimiz ölçüde kendimizi başarılı görüyoruz. Daha odaklı ve şeffaf ilerleyebilmek adına ülkemiz ve dünyada sayılı şirketin uyguladığı entegre raporlamaya geçmeye karar verdik. Hatta Türkiye’de kendi sektörümüzdeki ilk entegre raporu yayımladık.
Entegre düşünme modeli, şirketlerin finansal, üretilmiş, fikri, insani, doğal ve sosyal-İlişkisel sermaye öğeleri etrafında oluşturduğu değerler stoğuna vurgu yapıyor. Biz de raporumuzda bu değerler etrafında paydaşlarımızla nasıl bir değer yarattığımızı özetledik.
- Rapor pek çok alanda kurum içi bilgileri şeffaf biçimde açıklıyor. Bu veriler içinde sürdürülebilirlik alanında öne çıkanlar neler?
Şöyle özetleyebilirim: Geçen yıl çevre odağında yaklaşık 61 milyon TL değerinde proje hayata geçirdik. “2030 Net Sıfır” hedefimize yol alırken önceki yıla oranla kendi operasyonlarımız kaynaklı net emisyonlarımızda yüzde 12’ye yakın bir düşüş elde ettik. Toplam atıklarımızın yüzde 99’una yakınını geri dönüştürerek veya yeniden kullanarak üretim döngüsüne kazandırdık. 2020’den bu yana hektolitre başına su tüketimimizi yaklaşık yüzde 16 düşürdük.
Tarladan bardağa kadar her adımda karbon ayak izimizi çıkarttık. Bu sayede en önemli etki alanlarını tespit ederek aksiyon planımızı oluşturduk. Sağlıklı ve sürdürülebilir gıdanın öneminden yola çıkarak malt posası yan ürünümüzün “malt lifi” ham maddesine dönüşümünü sağladık ve yeni ham maddeyi döngüsel ekonomiye kazandırdık. İçeriğinde kullanılan yüzde 15 malt lifi sayesinde doymalık bir ürün olan Malty Bites'ın bir paketinde 19 litre su tasarrufu sağlanıyor. Sosyal etki yatırımlarımızı sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir tarım, kültür sanat, girişimcilik ve spor odak alanlarında gerçekleştiriyoruz.
Bu projelerle yerel kalkınma, kadının güçlenmesine destek olmayı önemsiyoruz. Çevresel pozitif etkinin artırılması, sorumlu tüketimin desteklenmesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dünya genelinde kadınlar erkeklere göre yaklaşık yüzde 20 daha az kazanırken Anadolu Efes’te “eşit işe eşit ücret” ödediğimizi son iki yıldır bağımsız güvence beyanı ile ortaya koyuyoruz. 2030 yılına kadar yüzde 30 olan kadın temsiliyetimizi yüzde 51’e ulaştırmak için çalışıyoruz.
Sürdürülebilirlik Haberleri
- SKUP trafiği rahatlatır mı?
- Erol Demirel: 'Sürdürülebilirlik, artık bir zorunluluk'
- Bankalar ne kadar çevreci?
- İklim değişikliği 'toprağı' olumsuz etkiliyor
- Arktik Okyanusu için uyarı: 2027'de korkutan senaryo...
- COP29 büyük bir hayal kırıklığı!
- İYİ HABER
- İklim sözlüğü: Su ayak izi
- Yenilenebilir enerji dünyanın geleceği
- Dünya için esin kaynağı öyküler