Meltem Cumbul: 10 yıl kadar işsiz bırakılmam nedeniyle beni ekranlarda göremediniz

Yeteneği ve enerjisiyle 90’lı yıllardan bugüne izleyicisine iyi ve güzel günleri hatırlatan bir isim Meltem Cumbul. Ancak o artık çok farklı bir kulvarda mesleğini sürdürüyor. Oyunculuğu, toplumsal ve siyasi bağlamıyla ele alan ve bunu sahne üstündeki çözümlemeleriyle anlatan Cumbul, Bent Oyununda Fütursuz Oyunculuk” isimli ilk kitabıyla 2013 yılında sahneye koyduğu “Bent” oyununa beden ve mekân hafızasının izini sürerek geri dönüyor.

Meltem Cumbul: 10 yıl kadar işsiz bırakılmam nedeniyle beni ekranlarda göremediniz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.01.2025 - 12:00

Meltem Cumbul’u unutulmaz oyunculuk performansları ve bitmek bilmeyen enerjisi ile tanıyor olabilirsiniz. Ancak o uzun süredir mesleğini hem akademik hem de kuramsal bir yoldan sürdürüyor.

Bu yolda ilk kitabı ise çok özel bir çalışmanın ürünü. Habitus Kitap etiketiyle çıkan “Bent Oyununda Fütursuz Oyunculuk”, Cumbul’un D22 tiyatrosu için 2013’te sahenye koyduğu Martin Sherman’ın “Bent” adlı oyununun Eric Morris’in “Sistem” isimli oyunculuk tekniği üzerinden çözümlemesini anlatıyor ve eş zamnalı olarak oyunun sahnelendiği Hamursuz Fırını’ın mekânsal dönüşüm hafızasına okuyucuyu götürüyor.

Sözü Cumbul’a bırakalım...

- “Bent Oyununda Fütursuz Oyunculuk” ilk kitabınız, aslında bir tez çalışması olarak başlamış, sonradan kitap diline çevrilmiş ve oyunda sizin yönetmenliğinizde sahnede yer alan oyunculardan birinin hafızası bize kitap boyunca eşlik ediyor. Hem oyuna ev sahipliği yapan Hamursuz Fırını’nı hem de oyundaki karakterlerin inşa sürecini eş zamanlı olarak takip ediyoruz. Böylece oyunu ortaya çıkaran içsel ve dışsal deneyimler örüntülü bir yol izliyor.

Tarifiniz için teşekkür ederim. Bent oyununda yer alan aktörlerden biriyle ve ‘Sistem’ kurucularından Eric Morris ve yönetmen olarak bendeniz üzerinden hafızalarımız kitap boyunca okuyucuya eşlik ediyor. Aktörlerden biri ve Eric Morris’le yapılan mülakatlar sonucunda “sistem” üzerinden sorulan sorular cevaplanıyor. Gu¨nu¨mu¨z sahnelerinde kullanılan oyunculuk bic¸imlerinin c¸ogˆu oyuncunun yansıtmayı arzu ettigˆi karaktere hangi arac¸ları kullanarak ulas¸acagˆını (is¸c¸ilik) go¨sterip oyuncunun enstru¨manı yani kendisiyle “olus¸ hali” ile ilgilenmeyi ses-nefes-beden u¨zerinden c¸alıs¸an tekniklerle irdeler. 1960lı yıllarda kendi enstru¨manı u¨zerinde yaptıgˆı c¸alıs¸malarla ilk adımları atmaya bas¸layan Eric Morris ise “Sistem” adını verdigˆi oyunculuk kuramını gelis¸tirdi ve Konstantin Sergeyevic¸ Stanislavski “Sistem” ko¨kenli bu kuramı gelis¸tirmeye devam ediyor.

Bu c¸alıs¸ma, I·stanbul’da 2012 yılında provalarına bas¸lanan ve 2013 mart ayında sahnelenen Martin Sherman’ın yazdıgˆı “Bent” isimli oyunun “Sistem” u¨zerinden c¸o¨zu¨mlemesidir. Akto¨rler, zaman ve mekân bu kuramın ic¸erigˆi u¨zerinden s¸ekillendirilmis¸, sistematik bir bic¸imde o¨ncelikle adına “enstru¨man” denilen, oyuncunun ruh, beden, zihin bu¨tu¨nlu¨gˆu¨ne odaklanılmıs¸, oyuncuyu “an”ı “olma” hali ile deneyimlemekten alıkoyan toplumsal zorunluluklardan kendi tercihiyle soyunmaya tes¸vik ederek “felsefi fu¨tursuzluk, prova fu¨tursuzlugˆu ve go¨steri fu¨tursuzlugˆu” u¨zerinden c¸alıs¸ması sagˆlanmıs¸tır.

Eric Morris “Sistem”inde oyuncunun “enstrüman”ı için 700 egzersizden 60'ı kullanılmıştır yine oyuncunun sec¸imini yaratmak ic¸in kullanabilecegˆi 31 farklı arac¸tan 22’si kullanılarak is¸c¸ilik c¸alıs¸ması gerc¸ekles¸tirildi. Tez yazım sürecinde de ‘Sistem’ kullanılmıştır. Duyu ve duygusal hafıza üzerinden anlatılan bölümler için enstrümanımda yaptığım çalışmalar, “logi egzersizi”, “kişisel envanter”, “duyarlılaştırma” “benlik envanteri”, “öz saygı günlüğü tutmak”, “kinestetik duyum”, “olay yerinde duyu ezberlemesi” ve “terk etme”.

Kullandığım işçilik sürecinde ise yazımda çokça imgeleme, imgelerin parçalanması ve parçalanan imgelerin görselleştirilmesi var. Mekân anlatımımda bunu görebilirsiniz. Kitabın fütursuz anlatımı için anbean iç monolog imgelemesi temel alındı. Kişisel gerçeklik, seçici vurgu, seçici pekiştirme, mevcut uyaranlara karşı iç-diş monolog, hayali monolog, provoke eden sözcükler, dinlemede seçicilik, monolog paylaşımı, duyusal öneri…

Kitap yazımında kullanılan belli başlı seçim yollarından. Seçim olarak kişiler, mekân ve nesneler kullanıldı. Tezden kitap diline geçiren editör Emrah Yaralı’ya da teşekkür ederim. Tezde kendimden “o” diye bahsederken “ben”e çevirisi Emrah Yaralı tarafından başarıyla yerine getirildi.

- Kitapta sözü geçen önemli bir kavram var: Duygu belleği... Bent ile ilgili hafıza çalışmasında anladığım kadarıyla oyunu kendine özgü kılan, bu yıllar sonrasına uzanan duygu aktarımlarının ilk günkü tazeliğinde olması. Sizce bu kalıcılığı sağlayan neydi?

“Sistem”in kurucusu Stanislavski, “gerc¸eklik” olgusunun olus¸umunda etkin yazarlardan Anton C¸ehov’un eserlerinde insanların ic¸sel du¨nyalarına ilişkin gerc¸egˆe sadık kalma durumlarından etkilenir ve bu gerc¸ekligˆe ulas¸abilmek, ic¸sel deneyim arac¸larının kes¸finde psikologlardan faydalanır. 1897’nin Haziran ayında Vladimir Nemirovic¸-Danc¸enko’yla kurdugˆu Moskova Sanat Tiyatrosu repertuarının c¸ogˆu “psikolojik gerc¸eklik” u¨zerinden yazılmıs¸ C¸ehov‘un eserlerinden olus¸uyordu. 1917 Devrimi o¨ncesi psikologlarından The´odule-Armand Ribot, “entelektu¨el bellek” ile “duygusal bellek” arasındaki ayrımı netles¸tirdikten sonra Stanislavski, akto¨ru¨n ic¸sel olarak deneyimlemesi ic¸in sistemine Ribot’nun “duygusal bellek” kavramını dahil etti.

Bo¨ylece, “duygusal bellek” aracılıgˆıyla ic¸sel deneyimlemenin temelini olus¸turdu. 1930’larda da bu yaklas¸ımın terminolojideki ismi “cos¸ku bellegˆi” oldu. Bellegˆin bu c¸es¸idini ilk defa tanımlamaya c¸alıs¸an Ribot’nun yaptıgˆı gibi “cos¸ku bellegˆi”nin ne anlama geldigˆini de kendi o¨yku¨mu¨zden yola c¸ıkarsak bir yo¨netmen ve bir oyuncu, ilk oyunları “Bent”te birlikte c¸alıs¸ıp D22 Tiyatrosu‘nu kurduktan sekiz yıl sonra izlenimlerini anlatırken bulurlar kendilerini. Biri, yaptıgˆı her s¸eyi en ince ayrıntısına kadar anımsar: Nasıl, nic¸in, nereye gitmis¸, nereye tırmanmıs¸, nereden inmis¸, nereye atlamıs¸, nereden atlamıs¸...  Digˆeri ise duydugˆu, duyurdugˆu bu¨tu¨n cos¸kuları da anımsar.

Kendinden emin olma, gu¨ven duygusu, dayanıs¸ma, korku, heyecan, tutku, sevgi... I·s¸te, Ribot’nun  söz ettigˆi cos¸ku bellegˆi bu duygular silsilesidir. Stanislavski “Sistemi”ni Amerika’da gelis¸tiren en o¨nemli kuramcı ve egˆitmen Lee Strasberg bu yaklas¸ıma, u¨zerinde degˆis¸iklikler uygulayarak “duygu bellegˆi” adını verir. 1950’lerden itibaren sistemin o¨gˆretildigˆi Lee Strasberg’u¨n kurucusu oldugˆu Actors Studio’dan Martin Landau’nun o¨gˆrencisi olarak mezun olan Eric Morris, Fu¨tursuz Oyunculuk kitabında, kendi sisteminde yer alan 12. sec¸im yolunu, “duygu bellegˆi” ismiyle anlatır: “Duygu bellegˆi yas¸amınızdan tu¨m bir deneyimi yeniden yaratma su¨recidir. Bu su¨rec¸, yas¸amak istedigˆiniz deneyimin oldugˆu “an”a kadar olan her s¸eyi ic¸erir. Oyuncu, duygu bellegˆi su¨recine o olayın meydana geldigˆi gu¨nu¨n ilk saatlerinden bas¸layabilir.

Tu¨m su¨rec¸ duyu bellegˆi kullanımı aracılıgˆıyla gerc¸ekles¸tirilir. Bir duyu bellegˆi yaklas¸ımını bas¸arıyla yu¨ru¨tebilmek ic¸in duyu bellegˆi yaklas¸ımı ve su¨reci hakkında gelis¸mis¸ bir anlayıs¸ ve ustalıgˆa sahip olmanız gerekir!” Stanislavski, “Bir Akto¨r Hazırlanıyor” kitabında, cos¸ku bellegˆinin duygudas¸lık yoluyla da yaratılabilecegˆini so¨yler. Sadece kendi bas¸ımıza gelen gec¸mis¸te yas¸adıgˆımız olayların cos¸kularını (duygu) degˆil bas¸kalarının cos¸kularına da duygudas¸lık yaparak onlarla paylas¸tıgˆımız duygular kendi o¨z duygumuz olana dek inceleyebiliriz.

“Cos¸ku Bellegˆi”ne o¨rnek olması adına yo¨netmen olarak “Horst” karakterini oynayan akto¨r Emir Çubukçu’yla yaptıgˆım mu¨lakatta, Stanislavski’nin “Cos¸ku bellegˆi” aracı u¨zerinden, D22 Tiyatrosu’nun kurulus¸u ve “Bent” oyununun sahnelenmesi su¨recindeki bazı cos¸kulara sec¸ilmis¸ vurgu yaparak kimi duyguların yeniden yaratılmasını sağladım. Bu duygular arasında akto¨ru¨n oynadıgˆı “Horst” karakterinin zorunluluklarından birkac¸ı da var. Mu¨lakat, akto¨ru¨n oyunla alakalı hafızasında kalan genel kanıyla bas¸ladı.

Akto¨ru¨n cos¸kularını inceledim ve yer yer onun cos¸kularına duygudas¸lık eden imgesel kıs¸kırtıcı olarak kullandıgˆı fotogˆrafların da akto¨ru¨n hafızasında itici gu¨c¸ olması u¨zerine c¸alıs¸tım. Bozcada’da bir otelde yaptığımız mu¨lakatta, ic¸ uyarıcı olarak “Bent”in metnini de akto¨re tercih olarak kullanması adına, oyunda bulunan duygu ve du¨s¸u¨ncenin gereklilikleri (zorunluluklar), metinle temasında akto¨ru¨n cos¸kularını daha rahat aktarabilir hale gelmesi ic¸in verdim. Akto¨r de u¨c¸ buc¸uk sezon oynanan oyunun onun bedeninde ve zihninde nasıl yer ettigˆini duygu belleği üzerinden ac¸ıklamış oldu.

Enstrümanın (oyuncu) güvenilir bir alanda olması, güvenilir kişiyle çalışılıyor olması, duyu hafızası yaklaşımı ve sürecine hakim bir kişiyle çalışıyor olması, kendi başına duyarlılaşma egzersizlerinin sistematik olarak çalışması, duyu hafızası üzerine sistematik olarak çalışmak duygu belleğinin kalıcı bir şekilde uygulanmasını sağlıyor.

- Eric Morris “Sistemi”yle nasıl tanıştınız?

2005-2007 yılları arasında Eric Morris ile Los Angeles’taki stu¨dyosunda, laboratuvar ortamında c¸alıs¸tım ve u¨c¸ yıl boyunca haftada on bes¸ saat su¨ren c¸alıs¸malarda, Eric Morris “Sistem”ini hem bire bir kendi bedenim u¨zerinde hem de ato¨lyeye katılan akto¨rlerle deneyimledim. “Sistem”in pratigˆini Hollywood’da “Alfabe Katili” ve “Gu¨zel Bir Hayat” isimli sinema filmlerinde akto¨r olarak gerc¸ekles¸tirdim. 2008-2009 yılları arasında I·stanbul’da “As¸k Yakar” dizisinde akto¨rlu¨gˆu¨n yanı sıra senaryo yazım ekibinde de yer alarak bir yıl su¨ren hazırlık c¸alıs¸malarında temel rollerin akto¨r sec¸imlerinde bulundum ve bu rollerin kast c¸ekimlerini ic¸eren c¸alıs¸malarda yer aldım.

Sec¸ilen rollerdeki arkadas¸lara, provalar sırasında ve set ortamında, oyunculuk yo¨ntemi olarak nasıl bir teknikle ilerlenecegˆini aktarma go¨revini de bu su¨rec¸te u¨stlendim. Eric Morris, Tu¨rkiye’de ‘Sistem’in o¨gˆretilmesi ic¸in beni sec¸mis¸ti. Bunun bir sonucu olarak, Eric Morris “Sistem”ini o¨gˆretmek u¨zere yüksek lisans mezunu olduğum okulda Mimar Sinan Gu¨zel Sanatlar U¨niversitesi I·stanbul Devlet Konservatuvarı tiyatro anasanat dalında 2009’dan itibaren dokuz yıl ders verdim.

Stanislavski ve Eric Morris “Sistem”i o¨gˆrettigˆim digˆer okullar; Bahc¸es¸ehir U¨niversitesi I·letis¸im Faku¨ltesi Sinema ve Televizyon Bo¨lu¨mu¨, I·stanbul Aydın U¨niversitesi Drama ve Oyunculuk Bo¨lu¨mu¨ Yu¨ksek Lisans Programı, I·stanbul Okan U¨niversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bo¨lu¨mu¨. I·stanbul Bu¨yu¨k S¸ehir Belediyesi S¸ehir Tiyatroları ve Toy Tiyatrosu, ato¨lye c¸alıs¸maları yaptıgˆım ve ‘Sistem’ u¨zerine egˆitim verdigˆim Tiyatroların bas¸ında geliyor. Halihazırda Meltem Cumbul Studio’da “Sistem” u¨zerine egˆitim vermeye de devam ediyorum.

Bahçeşehir Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü’nde de 2025 yılı itibariyle ders vereceğim. “Sistem”i tiyatroda akto¨r olarak “Go¨l Kıyısı”, “E-Mu¨lteci.com”, “Ben Sevgili Milena” oyunlarında yo¨netmen olarak ise “Bent”, “Blu” ve “Ben Sevgili Milena” oyunlarında deneyimledim.

- Oyunculuk yöntemlerinin tarihsel gelişimini psikoloji, psikoterapi gibi insan bilişselliğine yönelik çalışan alanların kullandığı yöntemlerin gelişimiyle bir eş zamanlılık içerdiğini düşünmüşümdür. Bu açıdan çağın gerektirdiği psikolojik yaklaşımlar aynı zamanda oyuncunun ele aldığı karakteri işleme biçimine de güncel algı seviyeleri açısından ışık tutar diyebilirim. Kitabınızın odak noktası olan “fütursuzluk” kavramını bu açıdan değerlendirirseniz esin aldığı kendinden önceki yöntemlere göre nasıl farklar içeriyor ve sizin sahneye hem yönetmen hem oyuncu gözüyle bakışınızı nasıl etkiledi?

Fütursuzluk kavramı üçe ayrılır. Prova, gösteri ve felsefi fütursuzluk. Prova ve felsefi fütursuzluğa örneklendirme olması açısından size provalara başladığımız ilk alan olan “The Hall”dan bahsedeceğim. Kasım 2012‘de I·stanbul’da “The Hall”da c¸alıs¸maya bas¸lama nedenimiz, bu mekânın, o¨tekiles¸tirilmeyi yas¸ayan seks is¸c¸isi trans bireylerin sokagˆında yer almasıydı. Bu anlamda prova yapmaya bas¸ladıgˆımız ilk mahalleyi Foucault u¨zerinden ele alalım. Biyo-iktidar c¸agˆının bas¸lamasıyla, siyasal ac¸ıdan cinsellik bu¨yu¨k o¨nem kazanır.

I·ktidar cinselligˆi bic¸imlendirir, meydana c¸ıkarır, kontrol altında tutmak ic¸in de denetim sagˆlar. Beyogˆlu sokaklarında c¸alıs¸an seks is¸c¸ilerine do¨nu¨p baktıgˆımızda da sistematik olarak kontrol altında tutulduklarından durum Foucault’nun “hapishanede panoptikon” benzetmesine benzer niteliktedir. Bir oda ic¸inde Romen bir go¨zetmen kadın tarafından denetimin sagˆlandıgˆı bu alanlardan birinde 18 saat c¸alıs¸tırılmıs¸ ve konus¸maya bile mecali olmayan trans bireyin vu¨cudu, titremeyle tepki verir. Seks is¸c¸isi trans bireyin go¨zetlendigˆi ic¸in davranıs¸larını du¨zenlemeye c¸alıs¸mak durumundadır. Titremeyi kesmesi, bedenini tekrardan arzu edilir ve zorunlulukları yerine getirir hale getirebilmesi gerekir.

“Bu¨tu¨nu¨ go¨zetlemek” anlamını tas¸ıyan Foucault’nun “panoptikon” kavramı ve “hapishanede panoptikon” benzetmesi ise bu verdigˆim o¨rnekle dogˆrudan ilis¸kilidir. Biyo-iktidarın hedefi, insanın politik yas¸amı degˆil c¸ıplak hayatıdır. Buna go¨re insan siyasetin o¨znesi degˆil ancak nesnesi olabilir. C¸alıs¸mada sadece so¨z olarak gec¸en “Simon dedi ki”, oyununun gerçekleştirilmesiyle bas¸ladıgˆımız prova su¨reci ve The Hall’un bulundugˆu mahalle, bizzat trans bireyler tarafından korundu.

Korunmaya ihtiyac¸ duyulma nednei eserdeki karakterlerin de korunma ihtiyacından kaynaklıdır. Go¨zetlenenler, “go¨zetlenme” ihtimali olan oyundaki karakterleri -gerc¸ek yas¸amda oyuncu olan kis¸ileri- korudular. Foucault’nun “hapishanede panoptikon” benzetmesi tam olarak sahnelemede hamursuz fırınına yerleştirilmiş bir alan oldu. “The Hall”da yaptığımız provalara sırasında gözlemlediğim insan deneyimleri de aktörlerin toplama kampında kaya taşıma ve sorgulanma sahneleri için kullanılır hale getirildi.

- Kendinizi iyi hissetmek için yaptığınız bir rutin var mı?

Tai Chi yapıyorum 19 yıldır.

‘10 YIL İŞSİZ BIRAKILDIM’

-10 yıldır yurt dışında ve ülkemizde tiyatro, eğitmenlik, yönetmenlik ve tabii kitap yazmak gibi birçok üretimde bulunsanız da sizi ekranlarda pek göremedik. Bu bilinçli bir tercih miydi?

Oyuncular Sendikası başkanlığı dönemimde (2014-2017) “Bu sette çocuk var” kampanyamız gereğince yasa çıkartmamıza karşın yönetmelik  çıkmadığı için çocuk işçi çalıştırma kuralları konusunda anlaşmazlığa düştüğümüz yapım şirketi ile oyuncu olarak yer aldığım dizi çalışmasında ilk bölüm çekilirken yollarımızı ayırmıştık. Yapım şirketinin özür açıklamasına kaşrın 10 yıl kadar işsiz bırakılmam nedeniyle beni ekranlarda göremediniz. “Güzel Aşklar Diyarı” isimli diziyle sürekli bir rol teklif edilmiş oldu. Teklifi getiren Boyut Film ve Med Yapım’a teşekkür ederim.

KİTAPLAR VE MÜZİKLER

- Son zamanlarda hangi kitapları okudunuz ve hangi müzikleri dinlediniz?

Burhan Sönmez - “Labirent”, Güliz Beşe Erginsoy - “Kuklamu”, Ayşe Erbulak - “Aile Cinayetleri”. Bağımsız İngiliz müziğini her zaman tercih ederim.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler