Kuantum Karmaşası - Zeilinger ve Fotonu

Rovelli, son Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülen üç fizikçiden biri olan Anton Zeilinger’in laboratuvarda yaptığı foton deneyi için dikkatimizi Zeilinger’e değil, etkileşime vermemiz gerektiğini söylüyor.

Kuantum Karmaşası - Zeilinger ve Fotonu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.11.2022 - 13:00

Kuantum fiziği bize herhangi bir madde parçacığının biz ona bakmadığımız sürece nerede olduğunu söylemez. Yalnızca gözlemlediğimizde onu bir noktada bulma olasılığından söz eder. Peki, ölçüm yapan bir bilimci olmadığında gözlem ne anlama gelir?

Veya şöyle soralım:

Kuantum kuramı gözlem yapan kimse olmadığı zaman bize ne söyler? Günümüzün tanınan fizikçilerinden Carlo Rovelli, gerçeklik denilen şeyin etkileşim ağı olduğuna dikkat çekmek için şöyle diyor:

“Hiçbir zaman etkileşime girmeyen şeylerden -var olsalar bile- söz etmek, bizi ilgilendirmeyen şeylerden de söz etmektir. Tanıdığımız, bizi ilgilendiren dünya, “gerçeklik” dediğimiz şey, kendilerini birbirlerine etkileşim yoluyla gösteren, etkileşim içindeki varlıkların oluşturduğu uçsuz bucaksız ağdır.”*

Rovelli’nin açıklamasında gerçekliğin olasılık da olsa bir “bilinemezi” dışarıda bırakabileceğine ilişkin yapılan ima Kant’ın “kendinde şey” dediği sorunu hatırlatıyor. Bu, kuşkusuz ki felsefe açısından huzursuzluk veren bir durum. Yine de ümidi elden bırakmamak gerekir. Belki de huzursuzluğumuzu ortadan kaldıracak olan şey, etkileşim ifadesinde yatmaktadır.

KUANTUM KURAMI VE ETKİLEŞİM AĞI

Modern fiziği takip edebilmek için Rovelli’nin sözünü ettiği “etkileşim ağı” vurgusuna dikkat etmemiz gerekiyor. Dünyanın mekanik bir basitlik gibi göründüğü zamanlardan kaosun bir bilgi türü olarak karşımıza çıktığı zamanlara geçiş yapıldı. Nesne artık öznenin karşısında duran ve öznenin kesinliğine vurgu yapan bir fenomen değil. Bu kez açık ve seçik olan şey “cogito”nun yaşadığı kriz. İçinde bulunduğu dünyadan tamamen ayrık olan özneye her şeyin her şeyle ilişki içinde olduğu bir dünya açıldı.

Bu, şu anlama geliyor: Bizim için dünya karşımızda duran, seyrettiğimiz şeydi; ağaçlar, yollar, kedi, uçak, yağan yağmur ve galaksiler… Her biri tek başına var olan bu şeylerin etki-tepki ilişkisi olan biteni açıklamaya yetiyordu. Şimdi yetmiyor.

Atom fiziğinin en önemli isimlerinin başında gelen Niels Bohr şöyle diyor:

“Atom sistemlerinin davranışlarını, olgunun ortaya çıktığı koşulları tanımlamaya yarayan ölçüm aletiyle etkileşiminden net olarak ayırmak mümkün değil.”

Rovelli, bu durumun yalnızca atom sistemleri için değil her şey için geçerli olduğunu söyleyen kişi.

GÖZLEMCİ DE YALNIZ DEĞİL!

Rovelli, son Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülen üç fizikçiden biri olan Anton Zeilinger’in (ki dolanıklık meselesinde Einstein’ın yanıldığını böylece öğrenmiş olduk) laboratuvarda yaptığı foton deneyi için dikkatimizi Zeilinger’e değil etkileşime vermemiz gerektiğini söylüyor:

“Bir foton ile onu gözlemleyen Zeilinger arasında olan şeyin özü herhangi iki nesne birbirleriyle etkileşime girdiklerinde, birbirleri üstünde etkide bulunarak birbirlerine görünür kılındığında aralarında olan şeyle aynıdır.”

Bir nesnenin özelliği onun başka nesne üstündeki etkisinden ibarettir, deniliyor. Yani, “özellik” dediğimiz şey nesnenin bir parçası değil nesneler arasında bir ağ anlamına geliyor, etkileşime girmeyen şey varoluş sahnesinde yerini alamıyor.

Ontoloji ile epistemoloji arasındaki bağ kurulamadığı için her şeyi nesne düzlemine indirgeyen Rovelli için dünya, yalnızca birbirlerini yansıttıklarında var olan aynalar gibi bir bakış açısı oyunundan ibaret olsa da verdiği Zeilinger ve fotonu örneğinden öznenin nesneyi kapsayan bir şey olduğunu, her etkileşimde bilen olarak değişime uğradığını ve görünüşe çıkanın bilme olduğunu söylemek mümkün gibi duruyor.

Son olarak bu ara Nobel ödülünden dolayı çok sık duyduğumuz “kuantum dolanıklığı” kavramı için Rovelli’nin verdiği örneği kullanalım:

“Kuantum fiziğinde birbirinden uzak iki nesnenin sanki aralarında konuşmaya devam ediyorlarmış gibi tuhaf bir bağ içinde olduklarını biliyoruz; dolanıklık budur. Tıpkı birbirinden ayrı iki âşığın birbirlerinin ne düşündüklerini tahmin etmesi gibi bir şey.”

* Carlo Rovelli, Helgoland, Tellekt Yayınları.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler