Kemalist hükümete karşı bir örgüt
Güney komşumuzda yıllardır süren siyasi belirsizlik son günlerde yaşanan gelişmelerle doruk noktaya ulaştı. Bu ortamda tarih bize yol gösterici olabilir. 1937’de Suriye’de kurulan ve kemalist hükümeti hedef alan bir örgüte ve bu örgütü kimlerin nasıl amaçlarla kurduğuna bir bakalım.
Suriye’de 1930’larda kurulan ittifak Türkiye’nin içinde bulunduğu zor durumdan yararlanmayı amaçlıyordu.
Dış politika gündeminde yıllardır Ortadoğu’daki selefi örgütler var, el-Kaide, IŞİD ve Astana sürecinde onlardan ayrılan HTŞ. Son günlerde Suriye’de yaşananları da izliyor, Türkiye’ye etkilerini tartışıyoruz. Ben sizlere 91 yıl önce bu coğrafyada kurulmaya başlanan bir komiteyi, programını ve çalışmalarını anımsatacağım.
Kuruluş hazırlıkları 1933’te başlar bu komitenin, 1937’de tamamlanır. Belgelerde ismi Türkiye Kurtuluş Fırkası Komitası (TKFK), Türkiye Anadolu Yıldırım Komitası veya Cenup (Güney) Vilayetleri Yıldırım Komitası olarak geçiyor. Biz TKFK olarak anacağız çünkü esas ismin bu olduğunu vurguluyor kurucuları.
1937, Türkiye’nin iç ve dış politikada sancılı günler yaşadığı yıldır. Dış politikada Fransa’nın manda rejimini terk etmeye hazırlandığı Suriye dolayısıyla Hatay sorunu vardır. İçeride ise bir yıl önce Tunceli ismini alan Dersim kaynamaktadır.
Amman’da Çerkes Ethem’in evinde bir toplantı yapılır. Toplantıya Hoybun örgütünden Elbistanlı Hamdi ve Yusuf Ziya katılır. Sonuçta TKFK merkezi Amman, ana şubesi Halep olmak üzere kurulur. Şam, Antakya ve Kudüs’te de örgütlenmiştir. Kurucu listesinde 20 isim vardır. Aralarında Celaded Bedirhan, Kürt Rıfat, Ethem’in ağabeyi Reşit, Abdülkadir Kemali, Halep’te Dr. Arif Hikmet, Antakya’da Adalı Mehmet, Fransız tabur imamı Cezayirli Hacı Mustafa, İdlip Camisi kebir imamı Hacı Tahir, Amman’da Emin Broski, Münbiç’te Kurmay Yarbay Kemal de vardır. Örgüt üyelerinin birbirleriyle iletişimini Reşit’in oğlu Arslan yapar. Özetle TKFK Hoybun ile anti-Kemalist Çerkeslerin amaç birliği ile kurulur.
Komitenin tüzüğü solcu/sosyalist olarak tanımlanan Arif Oruç’un kaleminden çıkar! 12 maddeden oluşan programı vardır. Belgelerde “esas program” olarak anılır. Nasıl bir devlet ve toplum düzeni arzuladıkları da programda yazılıdır.
KOMİTENİN AMAÇLARI
Komitenin amacı Kemalist hükümeti ortadan kaldırmakmış. Kendisine biçtiği görev Ankara Kemalist hükümeti zulmünü yıkmak, yerine dinsel ve bireysel özgürlüklere ve eşitliğe dayanan adil bir hükümet kurmakmış.
Kemalist devleti yıktıktan sonra kuracakları devletin dinsel gayesi İslam, resmi dili Türkçe, yazısı da Arap harfleriyle olacakmış.
Komite harekete geçtikten sonra işgal edeceği mıntıkalarda Ankara Kemalist hükümetinin zorla dayattığını düşündüğü şapka giyilmesi, Latin harfleriyle eğitim öğretim, medeni yasa, tekel yasaları gibi kararlarını geçersiz kılacakmış.
Kurulacak devletin yönetim şeklinin mutlakıyet mi, meşrutiyet mi yoksa cumhuriyet mi olacağına oluşturacakları mebuslar meclisi karar verecekmiş.
Mebuslar meclisi başkanı ve “nazırları” özgür bir seçimle ve oy çokluğuyla belirlenecekmiş.
Hangi dinden olursa olsun bütün vatandaşların eşitliği sağlanacakmış. Bütün dinler her türlü saldırı ve aşağılamaya karşı ağır cezalarla korunacakmış. Ne kadar demokrat değiller mi? Ama programın bir alttaki maddesinde yazılan hiç de öyle değil. 8. maddeye göre hangi dinden ya da mezhepten olursa olsun şer’i yani dinsel hükümler üzerine yürümeyenler ceza yasasında yazılı en ağır ceza çarptırılacakmış: Oruç yemek, namaz kılmak, üzerine farz olup da zekât vermemek gibi...
Kemalist Ankara Hükümeti tarafından kapatılan medreseleri yeniden açacakmış. Bunların masrafları devlete ait öğreticileri de imamlar olacakmış.
Kurulacak devlet dilencilik benzeri kazanç kapılarını yasaklayacakmış ama zekât, fitre ve kurban derileri şeriye sandıklarına verilecekmiş, üstelik her Müslüman “Bu gibi dini borçlarını vermeye zorunlu”ymuş. Kaçıranlar ise gizlediği miktarın 10 mislini ödemek zorundaymış. Her il ve kazada oluşturulacak şeriye sandıklarında toplanan paralar ise muhtaçlara harcanacakmış!
Komite, kurulacak devletin diyanet işleri başkanı olarak da Halep, Şam, Amman arasında mekik dokuyan ve kurucular arasında yer alan Ali Haydar Hoca’yı seçmiş. “Kürt isyanını organize etme” görevi ise Antakyalı Hacı Halil’e verilmiş. Komite, 1937 Haziran ayından başlayarak Dersim isyanında etkin rol de alacaktır. Nasıl mı?
Komite üyeleri Türk topraklarındaki isyana Ortadoğu’dan verilen desteğin parçası olur. Üyeler Maraş ve Elbistan üzerinden Dersim’e geçme kararı alır. Bu amaçla önce Şeyh Said’in kardeşi Abdürrahim ile Muşlu Hilmi, Dersim’e sevk edilir, Haseke sınırları içindeki Cezire’de Dersim’e gönderilmek üzere ikinci grup hazırlanır. Türk istihbaratı bütün gelişmeleri izler. Ne var ki Şeyh Abdürrahim ve arkadaşlarının 17 Temmuz 1937’de öldürülmesi, Seyit Rıza’nın 5 Eylül’de yakalanması ikinci grubun Suriye’den ayrılmasını önler. Üyeler, faaliyetlerini Filistin’e kaydırır.
DÜNDEN BUGÜNE BAKIŞ
Komite, Dersim isyanı ile umduğunu bulamayınca propaganda faaliyetini artırır. Ali Haydar Hoca öncülüğünde bir grup komitenin hazırladığı beyannameleri Türkiye’ye sokar. Hedefleri Türkiye’de yaşayan Kürtler ve bağımsızlık mücadelesi veren Sancak/Hatay Türkleri olur. Kürtleri Hoybun’un yanında olmaya, Hatay Türklerini ise Türkiye ile birleşmemeye çağırırlar. Dünyanın ikinci savaşa sürüklendiğini görenler Türkiye’nin de bu savaşa gireceği günü iple çekmeye, o güne kadar propagandalarını artırmaya yönelirler.
Sözün özü bugün Suriye’de yaşananları, dün ise Atatürk döneminde yapılan Dersim harekâtlarını ve İnönü’nün II. Dünya Savaşı’na girmeme direncini TKFK bağlamında bir kere daha düşünmek gerekir.
Komitenin kuracağı yeni devlette yer verdiği şeriye sandıkları ise Mahmut Esat’ı ve Osmanlı’nın eytam sandıklarını da hatırlatmıştır. Önemlidir, bir sonraki yazıda size de anımsatmak isterim.
KAYNAKÇA
Cumhuriyet Halk fırkası Katibiumumiliğinin Fırka Teşkilatına Umumi Tebligatı, Cilt 3, Hâkimiyeti Milliye Matbaası, Ankara, 1934.
Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivi.
Oğuz Aytepe, “Çerkez Ethem ve Kardeşlerinin Yurtdışında Kurdukları Cemiyet: Türkiye Kurtuluş Fırkası Komitesi”, Toplumsal Tarih, c.9, S.54, 1998, s. 46-47.
Şaduman Halıcı, Yüzellilikler, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998.
Şaduman Halıcı, Ethem, 2. Baskı, E Yayınları, İstanbul, 2024.
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da hissedilen deprem!
- Tel Aviv’i balistik füze ile vurdular
- 'Kanlı Noel' saldırganı hakkında neler biliniyor?
- Yoğun bakımdaki Emre'den acı haber
- Salonu terk ettiler!
- Ukrayna 'bin kilometre' uzaktaki hedefleri vurdu!
- 'Bunu da yaptınız, yazıklar olsun!'
- 'Yaptığınız kötülük hiç unutulmayacak!'
- 'Ekonomist Erdoğan'ı sordu, yanıt İmamoğlu oldu!
- Özlem Gürses'e ev hapsi!