Janset Paçal’ın rolü için kaşlarını kazıdığı 'Tomris' oyunu yeniden sahnede: ‘Yalnızlığımdır özgürlüğümün bedeli’

Öykü, akıl hastanesi odasında, kendini “Tomris Uyar” zanneden bir okurun duygu ve düşüncelerine odaklanıyor.

Janset Paçal’ın rolü için kaşlarını kazıdığı 'Tomris' oyunu yeniden sahnede: ‘Yalnızlığımdır özgürlüğümün bedeli’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.02.2024 - 12:00

“Tomris” tiyatro oyununda kişilik bozukluğu yaşayan bir kadının kendini, Türkiye'nin merak uyandıran yazarlarından Tomris Uyar sanması konu ediliyor.

“Tomris” karakterini canlandıran Janset Paçal, jest ve mimikleriyle sergilediği performansıyla seyirciyi, sahnede oyuncu ile iç içe tutuyor. Oyunun yazarı Kaan Erkam, çoklu kişilik bozukluğuna sahip kadının; ilişki, aşk, evlilik kavramları ile yüzleşmesini Uyar’ın yaşamöyküsü üzerinden konu ediyor.

Oyunun yönetmen koltuğunda ise Mehmet Ulay oturuyor. “Tomris” oyunu bugün saat 18.00’de Ankara’da Cermodern’de, 19 Şubat ise İstanbul’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak. Geçen hafta 2023 Başarı ve Kariyer Ödülleri Töreni'nde de “yılın kadın tiyatro oyuncusu" ödülünü alarak başarısını taçlandıran Janset ile keyifli bir sohbet yaptık.

- Uzun zaman sonra cesaret isteyen tek kişilik bir oyunla döndünüz. Özlemiştik sizi çok da iyi yaptınız. Karakteri yaklaşık iki yıl önce canlandırdığınızdaki ve şimdiki duygu ve düşüncelerinizden söz eder misiniz?

Öncelikle teşekkür ediyorum. Özlenmek çok kıymetli, ne mutlu bana. Bir oyuncu için en güzel şey projeye zaman ayırabilmek. Çünkü üzerine ne kadar uzun çalışılırsa duygular o derece derinleşiyor. Tomris'i ilk canlandırdığımda daha düşünerek oynuyordum çünkü yeniydi ve bazı şeyler kafamda tam oturmamıştı. Yapım tarafından da çok gerilmiştim. Ama her ne kadar olumsuz gibi görünen bir süreç geçtiyse de arada beklediğim bir buçuk yılda karakteri çok daha güzel anladım. Şimdi her bir kelimeyi oyunda daha iyi oturtuyorum. Çünkü her cümle üzerine düşünecek vaktim oldu. Her bir “an”ın tadını çıkara çıkara oynuyorum ve bunu aradan geçen sürece borçluyum.

- Tomris Uyar sizde nasıl bir etki bıraktı?

Tomris Uyar ile ilişkim çok başka yürüyor. Bu oyunla hayatıma girdi. Onun röportajlarını seyrediyorum, hakkında söylenen, yazılan ne varsa okuyorum, belgeseller, paneller, bilgiler... Bu yolculukta en keyif aldığım şeylerden biri de oğlu H. Turgut Uyar ile sohbetlerimiz. Çünkü ondan, kimsenin bilemeyeceği bambaşka bir Tomris Uyar dinliyorum. Kitaplarını, yazdığı sırayla okuyorum. Uyar'ı tanıdıkça oyunun dokusu daha da canlanıyor.

- Turgut Uyar annesini nasıl anlatıyor?

Arkadaşım olsa iyi anlaşırmışız. Turgut'un yaşamını kolaylaştıracak olan bilgi ve görevler, öğrenmesi opsiyonel değilmiş. Ben de severim disiplini. Hayata, yaptığın işe ilişkin kolaylık sağlar. Dil veya yüzme gibi...

- Tomris Uyar'a ne söylemek isterdiniz?

“Helal olsun” derdim.

- Oyunda özgür olmakla ilgili bir repliğiniz var. Özgürlük nedir?

"Yalnızlığımdır özgürlüğümün bedeli" diyor Tomris ve onu çok iyi anlıyorum. Bana gelince, “özgürlük” istemediğin şeyi yapmamaktır. Hayatım boyunca önceliğim bu özgürlüğü kendime tanımak için çalışmak oldu. İş dünyası zaten zor. Derler ya "Sevdiğin iş zor gelmez, zorluklarının da üstesinden isteyerek gelirsin.” Aynen bunu düstur edindim kendime. Sevdiğim şeyi yaptım.

- Oyunun yapımcılığını da üstlendiniz? Yapımcılığı sevdiniz mi? Oyuna katkısı oldu mu?

Yapımcı olmak istemezdim. Sadece oyunumu düşüneyim isterdim ama şartlar zorladı. Daha yapım aşamasında projeden ve emekçiden keserek gerekli parayı harcamadan işin başından zorluk çıkarmayı ve kabalığı yapımcılık zanneden insanlarla çalışmak istemiyorum. Önce riski göze alacaksın, projeye gerekli zaman ve parayı harcayacaksın, bunu yaparken birlikte çalıştığın insanlara saygılı olacaksın. İşi, pazarlama aşamasına gelindiği zaman ise seyirciye en güzel şekilde servis edip karşılığını almak için çalışacaksın.

Dolayısıyla bugüne kadar çoğu yapımcıdan gördüğüm şeyleri yapmayınca huzurla ve güzellikle işi çıkardık. Oyuna katkısı elbette oldu. Çünkü karaktere yardımcı olacak tüm ögelerin oluşumuna özen gösterdim ve o işi en güzel yapacağına inandığım kişilere emanet ettim ve işin olması için talep edilen her şeyi imkânım ölçüsünde sağlamaya çalıştım. Bana maddi ve manevi destek veren canlarım Tarkan Gözübüyük ve Hasan Çetin'e çok teşekkür ediyorum. Onlar olmasa bu oyun çıkmazdı.

KULİS KEYFİ

- Kulis alışkanlıklarınız neler?

Oyun günü iş günümdür. Oyunun oynanacağı yere 3-4 saat erken giderim. Acele etmek gerginlik yaratır bu da tüm işlere yansır. Bu nedenle salona yakın bir kafeye erkenden gelip sakin sakin kitabımı okur, yemek yerim. Tiyatroya geçince ekibim ve geldiyse Kemal'imle (Doğulu) muhabbet eder ve kulis hazırlığımıza başlarız. Ses ve ışık provamızı yaparız. Kulis, bulunmaktan en keyif aldığım yer. O yüzden tadını çıkarırım.

ÖVGÜ VE YERGİ BİRBİRLERİNİN VESİLESİ

- Kendinizi hangi konularda eleştirir ya da översiniz?

Övmüyorum da yermiyorum da artık. Her durum karşısında kendimi tartıp öğreneceğimi alıp devam ediyorum. Yerdiğim bir özelliğimi algılayacak noktaya geldiğimde, onu düzeltmeye çabalamam kendi adıma iyi bir şey. Soruyu düşünürken fark ettim ki övgü ve yergi iç içe, birbirinin vesilesi oluyor. Mesela, birini dinlerken ona kendimden örnek vermemeye dikkat ediyorum. Onun anlatısının sınırı içinde kalıp onu gerçekten dinlemeyi öğreniyorum. Olduğu gibi de kabul etmeyi deneyimliyorum, bu da bana yargısız bakmayı öğretiyor ve oyunculuğuma da daha iyi geliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler