İsveç'in tasarım cenneti
Malmö’de her adımda bir kent güzelliğiyle karşılaşıyorsunuz.
Malmö’de ilk izlenimim: Sanırım buralarda bir şeyler oldu ve insanlar kenti terk etti. Günlerden pazar, hava mis, parklar göz alıcı ve sessizlik hakim. Oysa kente girdikçe parklarda oturan, güneşlenen insanları görmeye başlıyoruz ve “çıt” yok. Medeniyet ve sessizlik doğru orantılı büyüyor olsa gerek. Bizde olsa o parklarda gürültüden bir satır bir şey okunmaz diye düşünüyorum.
Stortorget Büyük Meydan’da inip dolaşmaya başlıyoruz. Bu arada İsveççedeki kelimeleri okuyamadığımız için sürekli karıştırıyoruz her yeri, her şeyi. Bu arada Malmö kelime anlamı olarak “demir ada” demekmiş.
Meydan’da Kral 5. Karl Gustav’ın bir heykeli var. Alan tüm Avrupa kentlerinin benzeri. Hatta Lilla Torg Küçük Meydanı da var. Ama burayı diğer Avrupa kentlerinden ayıran kesinlikle tasarımlarıyla ünlü mağazalar, sanat galerileri. Gezmeye doyamıyorum. Çağdaş Sanat Müzesi favorim. Zaten bence tek tek bu mağazaları gezmelisiniz. Eski kent meydanı Gamla Stan’da da tasarım mağazaları yoğun.
Kentin 2005’ten beri bir simgesi var: “Turning Torso” İsveç’in en yüksek binası; 190 m. 54 katlı bir bina. İspanyol mimar Santiago Calatrava, “Twisting Torso” isimli dönen heykelinden esinlenerek tasarlamış bu binayı. Tasarım şehri Malmö’ye yakışmış bence.
MUTFAĞI BALIK AĞIRLIKLI
Biz tek tek gezdik bu sanat galerilerini. Yorulduğumuzda yine çok zevkli döşenmiş cafelerde mola verip kahvelerimizi içtik. Öğle yemeği için önceden öneri aldığımız bir restorana gittik ama bence buralarda tüm lezzetler aynı. İsveç mutfağı balık ağırlıklı, özellikle çiğ balık tüketimi yüksek. Ringa balığı yedik, çok beğendik. Burada yöreye özgü İsveç köftesi çok ünlü. Knackebrod (kuru, sert, peksimete benzer çıtır ekmek), lingonberry (yabani kızılcık reçeli) özgün tatlar da var.
Buralarda mevsim 17 saat gündüz, 7 saat gece olduğu için gün çok bereketli. Bir gün rahat rahat yetiyor kenti gezmek için. Gece sokaklar çok eğlenceli ve güvenli. Kendi ilgi alanınıza göre bir yol haritası belirleyip gezmelisiniz.
Ben bol tarihli, bol sanatlı, yemeli, içmeli ve birazcık da alışverişli gezileri seviyorum. Gitmeden önce bunlara yönelik okumalar yapıyorum. Eğer mesleğiniz tasarım, mimari gibi işlerse mutlaka görmelisiniz Malmö’yü. Benim gibi sanat delisi, sıradışı tasarım hastasıysanız da bu kenti solumalısınız.
O güzelim çimenlerde sere serpe yayılıp kitap okumalısınız. Sakin ülkenin sakin insanlarıyla tanışmak, arkadaş olmak olağanüstü. Bu arada küçük bir not: Hangi mevsim giderseniz gidin buralar azıcık soğuk. Tedbirli gitmekte fayda var.
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- Mardin, Batman ve Halfeti'ye kayyum atandı!
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- Bülent Arınç'tan dikkat çeken çıkış