İlk oyun grubu deneyimi
Bir yıldır etkileşimde olan “The Analar” isimli WhatsApp grubumuzla, ilk oyun grubu deneyimimiz oldukça faydalıydı.
“The Analar” isimli bir WhatsApp grubumuz var. Ayça (Erturan) bir iki hafta arayla doğmuş yedi bebeğin annesini (sonradan Selin’in de eklenmesiyle sekiz) bir araya topladı. Bir yıldır hemen hemen her anımızı bu grupta paylaşıyoruz. Grup kurulurken “Acaba bu işin sonu nereye varır” diye merak etmiştim ama birbirini çok iyi anlayan “canım analar”a dönüştük. Hani “Bana damdan düşmüşü getirin” diye bir laf vardır “Analar” grubu da tam öyle oldu.
Peş peşe damdan düşmüşler bir araya toplandık. Elbette analığı damdan düşmeye benzetmiyorum; en azından Uzay’ın iyice tatlılaştığı bu bir buçuk yaş zamanlarında değil. Ancak ilk günler lohusalık hüznünün de etkisiyle insan sudan çıkmış balığa dönüyor. Hele bir de en ufak bir hatanın izini çocuğunun ömür boyu üzerinde taşıyacak olması sorumluluğu… Daha önce hiçbir deneyiminiz olmayan bir konuda staj imkânı bile bulamadan bir anda omuzlarınıza yüklenen aşırı profesyonel bir tam mesai beklentisi insanı başlarda oldukça yıpratıyor. Bu durumda iyi bir doktor ve halden anlayan akraba-eş-dost çok kurtarıcı… “Analar” grubu böyle bir destek oldu benim için. Ben bile şimdi o halimle karşılaşsam, o zaman “Analar”ın bana destek olduğu kadar olamam.
“Analar”la ne zamandır bir oyun grubu planlıyorduk. Aslında onlar defalarca plan aşamasından öteye geçti ama biz ya kalabalıktan çekindik ya işimiz çıktı ya da hasta olduk; ancak geçtiğimiz hafta katılabildik. Bulaşıcı hastalıklardan hepimizin ağzı yandığı için uygun olanlar ile yallnızca dört bebeklik kapalı bir grup oluşturduk: 15-18 ay duyusal oyun grubu. Bebekler henüz küçük olduğu için kendilerini güvensiz hissetmesin diye ebeveynli katılım oluyor ama ebeveynin yanında durup olabildiğince müdahil olmadan gözlemlemesi daha uygun.
Bebeklere psikolog gözetiminde renkli ponponları makarnadan kaşıkla ayıklayıp kaba doldurma, ublekten fil çıkarma, sudan halkaları toplama, köpükle oynama gibi duyu aktiviteleri yaptırıyorlar. Aktiviteler oldukça güzel, tek sorun 50 dakika içerisine birkaç aktivite sığdırılmaya çalışıldığı için çocuk henüz oynayamadan önünden alınıp başka bir şey getirilmesi. Oysa evde bazen bir saat kendisi sıkılana kadar oynadığı oluyor.
ÇOCUĞU GÖZLEMLEME OLANAĞI
İlk oyun grubumuza Uzay’la yaptığımız çoğu planda olduğu gibi on dakika geç kaldık ama başlangıçtaki alışma dansını kaçırdık sadece. Neyse ki Uzay’ın ilk grup dersi olmasına karşın kaçırdığımız alışma aktivitesine gereksinimi olmadı. Birkaç kez dışarı çıktım, geldim ruhu bile duymadı. Hemen eline kaşığını alıp işe girişti. Tek sorun önündekiler kadar yanındaki bebeklerin ponponlarını da toplayıp kaba atmaya çalışmasıydı. Bu parkta da gözlemlediğim bir durumdu.
Büyüklere karşı sürekli paylaşımcı olsa da çocuklara karşı bu durum pek geçerli değil. Ellerindekini almaya çalışıyor bazen, kendi elinden bir şey alındığında ise çok sinirleniyor. Gruptaki gözlemci iki buçuk yaşına kadar bu durumun olağan olduğunu söyledi. Ertesi hafta başka bir yerde ritim ve duyu atölyesine gittik. Neyse ki orada böyle kalabalık aktivitelere katıldıkça eskisine göre daha az bu tarz hareketler sergilediğini gördüm. Hazırlık süreci ve temizliği biraz uğraştırsa da duyu oyunlarını pekala evde de hazırlayabilirsiniz ama böyle oyun gruplarının en büyük avantajı başka çocuklarla sosyalleşmesi ve akranlarıyla bir araya geldiğinde nasıl davrandığını görmenize olanak tanıması.
En Çok Okunan Haberler
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?