İlayda Akdoğan: 'Büyüdüm, geliştim, değiştim'
İlayda Akdoğan’la bir Z kuşağı olarak her anlamda büyümenin nasıl bir şey olduğunu konuştuk.
Genç kuşağın sevilen oyuncuları arasında yer alan İlayda Akdoğan, Netflix yapımı polisiye üçlemesinin ikinci filmi “Kötü Adamın 10 Günü”nde bir kez daha Pınar olarak izleyiciyle buluştu.
Başarılı oyuncuyla hem rolündeki dönüşümü hem de yaşamındaki değişimleri konuştuk.
- “İyi Adamın 10 Günü”nün ardından “Kötü Adamın 10 Günü”nde de Pınar'a rol
verdiniz... Karakterin değişimi, dönüşümü sizde şimdiye kadar nasıl bir iz
bıraktı?
Pınar benim için çok özel bir karakter. İlk anlaştığımızda üç kitabı da
okumuştum ve daha birinci filmi çekerken bile diğerleri için heyecanlıydım.
Ergenlikten genç kadınlığa geçişi, duygusunun ve güdüsünün değişimini
yansıtabilme fırsatı benim için çok keyifliydi. İlk defa da dönüşümünü bu kadar
net görebildiğimiz bir karakteri canlandırdım aslında.
- Oyunculuğu sosyal anlamda duyarlı olduğunuz konularda farkındalık yaratmak
için de kullanmak istediğinizi söylemiştiniz. Bu hedefinizin neresindesiniz?
Bunu istediğim gibi şekillendirebilmek için biraz daha yolum var. Süreçte çok
şey deneyimleyip çok şey öğreniyorum. İyi bir izleyici ve dinleyiciyim. Zamanı
gelince bunun işime yarayacağını düşünüyorum. “Mustang” filminde oynamak bu
konuda ufkumu çok genişletti. Bende bıraktığı hisleri unutmadan gelecek için
kendime koyduğum hedefler var.
- “Mustang’la”, Oscar adayı bir filmde yer almış oldunuz. Büyüdükçe ve kariyer
basamaklarını tırmandıkça mesleğin, sette olmanın, bir karakterle
özdeşleşmenin, anlamında ne gibi bir dönüşüm oldu?
Büyüdüm, geliştim, değiştim ama işime olan motivasyonum hiç değişmedi. Zamanla
daha da profesyonelleştim ama 16 yaşından beri sette olup sektörün içinde
büyüme fırsatım olduğu için çok şanslıyım. İşim beni en çok mutlu eden,
motivasyonumu en çok yükselten şey. Zamanla bunu çok daha iyi anladım. Güzel
deneyimler yaşadım. Bunların hepsi bir araya geldiğinde yol daha da keyifli
oluyor.
- Spotify listenizde son dinledikleriniz nelerdir?
Drake - Search & Rescue
Dave, Central Cee – Sprinter
‘TOKSİK’LİK ARAMIYORUZ
- Roham Kabir’le uzun süredir süregelen mutlu bir ilişkiniz olduğu
söyleniyor. Günümüzde ilişkilerin en büyük sorunlarından olan
"toksik" davranışları ilişkinizden nasıl uzak tutuyorsunuz?
Aslında ikimizde toksik değiliz ve böyle bir ilişki dinamiği aramıyoruz.
İletişimimiz kuvvetli, her şeyi konuşuyoruz. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul
ediyoruz ve değiştirmeye çalışmıyoruz.
‘SOSYAL MEDYANIN İÇİNE DOĞDUM’
- Sosyal medyadaki işbirliklerinizle de biliniyorsunuz. Sosyal medya,
yaşamdaki öncelikleriniz arasında kaçıncı sırada yer alıyor?
Ben Z kuşağıyım ve aslında kendimi bildim bileli sosyal medyanın içindeyim. Bu
yüzden oraya sonradan adapte olmak yerine “Bu platformlarla büyüdüm”
diyebilirim. İnsanlarla iletişime geçip en samimi halimle kendimi ifade
edebilmek, günlük yaşamımı paylaşmak çok hoşuma gidiyor. Biraz da kendime anı
bırakıyorum, dijital günlüğüm gibi. Öncelik konusunda da hayatımı sırf oradan
yansıtmaya çalışarak yaşamıyorum ama çok keyif aldığım için paylaşımlarıma
zaman ayırıyorum.
"GİYSİNİN DUYGUSU ÖNEMLİ"
En Çok Okunan Haberler
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Albaya verilen ceza belli oldu!