Hermafrodit bir aşk

Salyangozlar yapıları sayesinde hem anne olabilirler hem de baba.

Hermafrodit bir aşk
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.09.2023 - 09:42

Tebrik ederim, baba oldunuz! Ve de anne!” dedi hemşire doğumhanenin kapısında bekleyen salyangoza. Eğer sizi bu salyangoz kadar şaşırtmayı başarabildiysem salyangozların ihtiras dolu aşk yaşamlarını mercek tutmamız gerekiyor demektir!

Öncelikle salyangozların hermafrodit olduklarını bilmeli ve bu garip kelimenin anlamını idrak etmeliyiz. Kelimenin kökeni Yunan mitolojisinde yer alan iki Tanrı’dan geliyor Hermes, haberleşme tanrısı, ve Afrodit hepimizin bildiği gibi aşk tanrıçası. Her ikisi de doğan çocuklarının ismine kendi babalarınınkini vermek istemişler, hır çıkmış (burası şaka, her dediğimi ciddiye almamakta fayda var). Sonuç olarak isimlerini birleştirerek Hermafrodit koymuşlar. Bir efsaneye göre bir su perisi olan Salmakis, Hermafrodit’e aşık olur ve tanrılara onları aynı bedende buluşturması için yalvarır. Duası kabul olur ve hem erkek hem dişi üreme organları bulunan bir canlıya dönüşürler.

Biyolojide ise hermafrodit kendi kendilerini dölleyebilen, hem dişi hem de erkek üreme organlarına sahip canlılara verilen ortak isimdir. Kendi soyunu sürdürmek için başkasına gereksinim duymamak kulağa hoş gelse de başka bir eş bulmak genetik çeşitliliğini zenginleştirir. O yüzden salyangozlar hemen kendi kabuklarına çekilmezler, gözleri hâlâ dışardadır (kelimenin tam anlamıyla).

İki salyangoz karşılaştığında her şey romantik başlar ancak ilk bakışta aşk denen bir şey onların dünyasında yoktur. Bunun nedeniyse salyangozların görme kabiliyetlerinin çok düşük olması. Gözlerinde mercek olsa da bu merceği odaklanmasını sağlayacak kasları gelişmemiştir. Yani salyangozlar otomatik odağı olmayan bir kamera gibidirler. Karşılarındakini görebilmek için dokunaçları üzerinde bulunan gözlerini yukarı aşağı oynatır dururlar. Canım iyi görmeseler ne olur, aşk dediğin en iyi dokunarak yaşanır!

Bulanık bir görüntü ve havada uçuşan aşk molekülleri derken ilk dokunuş gerçekleşir. Dokunaçlardan biri diğer salyangozun tenini hafifçe okşar. Derken diğer dokunaç daha cesur bir hamle yapar. Başlangıçta ürkek olan salyangoz da bu dokunuşlara karşı koyamaz, kendisini romantizmin akışına bırakır. Derken tenleri birbiri üzerinde akıp gitmeye başlar. Birbirlerinin kokusunu içlerine çekerler, tadına bakarlar ve bu böyle saatler boyu sürüp gider! Ta ki salyangozlardan biri aşk okunu çıkarana kadar...

AŞK OKUNU KİM ÇIKARACAK?

Mum ışığında başlayan bu romantik buluşma yerini adeta bir kafes savaşına bırakır. Her iki salyangozda aşk okları ile birbirini vurmaya çalışır. Çoğu zaman ıskalasalar da hedefi tutturana kadar devam ederler. Neden mi? Çünkü salyangoz dünyasında kimse anne olmak istemez.

Latince adı gypsobelum olan kalsiyum karbonattan yapılmış bu aşk okları diğer salyangoza isabet ettiğinde vurulan salyangozun fizyolojisi değişir. Okun üzerindeki hormonlar spermleri öldüren enzimleri durdurur ve vurulan salyangoz hamile kalır. Vurulmayan salyangoz ise bedenine aldığı spermleri etkisiz hale getirerek işin kolayına kaçar, yani baba olmayı seçer.

Peki aşk oku ile vurulan salyangozlara ne olur? Yapılan bir araştırmaya göre vurulan salyangozlar yüzde 25 daha az yaşıyorlar. Ayrıca yumurtlama kapasiteleri azalıyor ve çiftleşmeye olan ilgilerini kaybediyorlar. Tam bir trajedi! İşte bu yüzden diyorum: Salyangozlar dünyasında kimse anne olmak istemiyor.

KAYNAKÇA

https://royalsocietypublishing.org/doi/10.1098/rspb.2014.3063 



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler