Angels Farm'ın temelini atan Sibel Çakır: 'Hayalim rüzgâr gülü'
Türkiye’nin ilk kurtarılmış hayvan çiftliği “Angels Farm”ın kuruluş yıl dönümü kutlanıyor. 30 yıl önce çiftliğin temellerini atan ve Cumhuriyet'e konuşan Sibel Çakır, "Tavşanlar, tavuklar, inekler, kediler, deve, ördek gibi pek çok can burada ikinci baharı yaşıyor" dedi.
Türkiye’nin ilk kurtarılmış hayvan çiftliği “Angels Farm”ın kuruluş yıl dönümü bugün. Sibel Çakır, çiftliğin temellerini bundan 30 yıl önce Ankara’da atmış. Yaklaşık 6 yıldır İzmir Kemalpaşa’daki Vişneli köyündeler. Yangın bölgelerinden gelen at, eşek dahil yaklaşık 250 hayvan ve gizlice kapıya bırakılanlarla birlikte çiftliğin şimdiki nüfusu 2 bin. Tavşanlar, tavuklar, inekler, kediler, deve, ördek gibi pek çok can burada ikinci baharı yaşıyor. Kurbandan kaçan meşhur boğa Ferdinand’ın da mekânı. Çakır, “Üzülerek söylüyorum ama burası ölüm oranı da yüksek bir yer. Buraya gelen hayvanların hepsi kötü şeyler yaşamış oluyor. Biz de onlara ikinci şansı vermeye çalışıyoruz” diyor.
EN ÇOK SEVGİ İYİLEŞTİRİYOR
Kaç hayvana bakıyorsunuz şu an?
Yangın, sel bölgelerinden gelenlerle birlikte, 2 bin can var. Yumurta endüstrisinde artık pert olmuş, kesimhaneye gidecekken yolu bizimle kesişen kanatlılarımız var. Okul tatillerinde bilinçsizce alınıp terk edilen kuşlarımız, tavşanlarımız var. Son bir ay içinde bize yaklaşık 50 tavşan geldi. Çocuklara oyuncak gibi alınmış, sevgililer günü, doğum günü hediyesi yapılmış tavşanlar bunlar...
Çiftlikte deney hayvanları da var mı?
Deney laboratuvarlarından gelen tavşanlar, fareler ve üç de domuzumuz var. Geldiklerinde insanlara karşı güvensizdiler. Kozmetik sektöründeki deneylerde kullanılmışlardı, gözleri görmüyordu hiçbirinin... Neredeyse gözleri dışarıda bir halde geldiler, dışkılama bile yapamıyorlardı. Şimdi iyiler... Veteriner hekimlerimiz tedavi etti, en önemlisi de sevgi. Sevgiyi, güveni, huzuru bulduktan
Yaşadıklarıyla sizi en çok üzen hangisi oldu son zamanlarda?
Hepsi üzüyor ama yangından gelenler çok daha çaresizler. Gelenlerin ağrısını, sızısını bir, iki ay içinde dindiririz genellikle ama yangının üzerinden iki ay geçti biz hâlâ yanan hayvanların ıstırabını dindirmeye uğraşıyoruz. Bir yıl daha bu ıstırabı yaşayacaklar. Her gün parça parça, santim santim etlerinden kesiliyor, oraya pansuman yapılıyor. Yanık kadar kötü bir durum yok.
Tek başınıza mı kurdunuz çiftliği?
30 yıl önce bugün Ankara’da kurduk. Hiçbir zaman tek başıma değildim ama personelimiz daha azdı. Duyuru da yapmıyorduk. Geçmişte veganlığa, hayvan haklarına dair bu kadar bilinç yoktu. “Bir inek kurtardık, kesime giden horozu aldık” deyince insanlar bizimle dalga geçiyordu. Bazen hakarete uğruyorduk, bunların hepsi bir sinir harbiydi. Sevgili Haluk Levent, “Bana ‘Ferdinand nerede’ diye sorarlar. Daha ne kadar gizleyeceksin Sibel” deyince duyurulara başladık. Son beş, altı yıldır sosyal medyada daha görünür olduk. Şimdi derneğimiz Hayvanlara ve Doğaya Ahbap Derneği (HAYBAP FERDİNAND) ile daha organize devam ediyoruz.
İLK KURTARDIĞI HAYVAN TAVUK
İlk kurtardığınız hayvan neydi?
7, 8 yaşlarındaydım, Ankara Demetevler’deydik. Komşumuz gecekondu gibi bir yerde oturuyordu, evi yıkılacaktı. Bu yüzden tavukları, horozları kesiyorlardı. Birkaç tanesini kesmişler buzdolaplarında yer kalmamış, sonra devam edecekler. Okuldan gelmiştim… Gece herkes yatınca son iki tavuğu çaldım (gülüyor). Tarlanın bir tanesinde büyük bir büz vardı atıl durumda, sağını solunu kapattım, orada onlara bakmaya başladım… Sonra büyüyüp kendi ekonomik özgürlüğümü kazanınca devamı geldi.
Çiftlik hayatı kaçta başlıyor?
24 saat yaşayan bir yer burası. Ben mesela 4 saatlik uykularla duruyorum. Çiftliği kuşbakışı görebileceğim noktada evim var. Bazen kızımın okulu için diğer eve geçiyoruz ama genellikle çiftlikte kalıyoruz. Mesai saati diye bir şey yok burada. Gece gündüz iki ayrı vardiya çalışıyor.
Ekibiniz kaç kişilik?
Çiftliğin sabit kadrosu 15, dernekte de 5 veteriner hekimi var. Karşıyaka Belediyesi bize veteriner ve tekniker desteği sağlıyor 15 günde bir. Gönüllü desteğimiz de oluyor.
Sizin gibi çalışan çiftlikler çoğalıyor…
Buna çok seviniyorum. Yeni başlayan arkadaşlarda kendimi görüyorum. Bazen utana sıkıla çalışıyorlar. Ne hissettiklerini çok iyi biliyorum. Doğru yoldalar, hiç sıkılmasınlar. Eskiden imkânsızlık içinde, tahta parçaları, paletler, teller toplar bir şeyler yapmaya çalışırdım. Çöp tenekelerinin içinden ekmek topladığımı biliyorum, battaniyeler, örtüler… Angels Farm durduk yere olmadı, çok emek var. O arkadaşları da sonuna kadar takdir ediyorum. İnşallah çoğalırız, birbirimize destek olabilecek duruma geliriz.
AYDA 200 BİN TL LAZIM
"Destek olmak isteyenler Instagram hesabını ya da derneğin internet adresini ziyaret edebilir. Mama, yem, inşaat malzemeleri bağışı yapılabilir. Çiftliğe ziyarete gelip orada yapılacak işlere destek olunabilir. Kişinin imkânına göre yapılacak çok şey var. Şimdi çiftliğin aylık masrafı minimum 200 bin TL.
İki aydır 20 bin TL civarında elektrik faturası ödüyoruz. Yangın bölgesinden gelen hayvanların hepsinin başında klima çalışıyor, enfeksiyon öldürücü lambalar var. Su faturasını 50 bin, 60 bin ödediğimiz zamanlar oluyor. Faturalar için belediyeye başvurduk. “Bize bir su kuyusu açın” dedik, su paramız aradan çıksın istedik. Yazın da susuzluk çekiyoruz. Karşıkaya Belediye Başkanımız sağolsun bu sene 350 tonluk bir su deposu yaptırdı bize. Kış geliyor, ısı lambaları çalışacak. Elektrik için keşke büyük bir firma bize sponsor olsa da rüzgâr gülü yaptırsa. Arazi sürekli rüzgârlı. Hem biz hem çevremiz yararlanır. En büyük hayallerimden biri Angels Farm’ın bir rüzgâr enerjisine kavuşmasını görmek çünkü elektrik belimizi çok büküyor.”
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama