Güneş: 'Müzik var olma sebebim'

Rap kültürünün yükselen isimlerinden Güneş sert ve acımasız olarak tanımladığı müzik sektöründe genç yaşta yükseliş hikayesini anlattı.

Güneş: 'Müzik var olma sebebim'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.12.2021 - 13:00

Dua ve Dikenlerinle isimli şarkılarıyla sosyal medyada milyonlarca dinlenme sayısına ulaşan Güneş genç kuşağın en dikkat çeken müzisyenlerinden. Rap ritimleri şarkılarında çokça bulunsa da kendini herhangi bir tarzın içinde kısıtlamak istemeyen bir ses. Şarkılarında da pek çok farklı sesi bir arada bulabilirsiniz.

Bu hafta içinde dört şarkılık bir EP ile dinleyicilerinin karşısına çıkan Güneş yakın zamanda 13 şarkılık Atlantis isimli albümüyle müzikseverlerin karşısında olmak için hazırlanıyor. Güneş'in hayatından detayları ve müzik yolculuğunu kendisinden dinledik.



Müzikle ilişkiniz hakkında, "ben böyle doğdum ve sadece bu yolu takip ettim" demiştiniz. Peki bunu ne zaman fark ettiniz ve yolunuz nasıl çizildi, karşınıza ne gibi engeller çıktı, bu engelleri nasıl aştınız. Kısaca nasıl müzisyen oldunuz?

Ses tellerim oluştuğundan beri şarkı söylüyorum, bu benim hayata tutunma ve var olma yolum oldu her zaman. Çok duyduğum bir şey var. “Bizim de böyle imkanlarımız olsa biz de yapardık”. Hayır bu imkanları ben yarattım, içinden çıkabileceğime ya da kimsenin beni duyabileceğine olanak veremeyeceğiniz bir mahallede büyüdüm. Elimdeki tek şey internetti. Hayatım resmen karşıma çıkan en büyük engeldi ama bunun hiç bir önemi yoktu. Kulaklığımı takıp gözümü kapattığım an yarattığım dünyanın içinde o sonsuz yolculuğa başlıyordum. Ben sadece hayal kurdum,inandım ve çalıştım. Ne güzel bir söz var  “Bir şeyi yapmak isterseniz, bir yolunu bulursunuz. İstemezseniz de bir bahane bulursunuz.”

Sahne performanslarınıza nasıl başladınız? Hangi sahnelerde yer aldınız?

İlk sahnelerim okuduğum okullarda başladı aslında şimdilerde büyük sahnelerde çıkmak benim için farksız. Çünkü şarkı söylemeye başladığım yer sahneye dönüşür. Bu küçük odamda da aynı, büyük stadyumlarda da.

Sahne demişken, canlı performanslarınız da takip edebildiğim kadarıyla oldukça ilgi çekici. İzleyiciyle iletişim kurarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Bakıldığında hiçbiri ile karşı karşıya gelip tanışmışlığımız yok ama ben şarkılarımda hayatımı ve duygularımı paylaşıyorum. Bunu günlük hayatta bir araya geldiğimiz çoğu insanla bile yapmıyoruz. Bu yüzden dinleyicimle aramda her zaman farklı bir samimiyet var. Sahnede de bunu hissedebiliyorum. Onlarla senelerdir samimi olduğum dostlarımla farksız bir iletişimim var ve sahnelere dair en sevdiğim şey bu.

Son tekliniz Dikenlerinle'den de bahsetmek isterim. "Bırak beni baş başa dikenlerinle" diyorsunuz. Melodisi hareketli olsa sa sözleri itibariyle oldukça hüzünlü bir şarkı. Birine veya geçmişinizdeki bir olaya  mı ithaf ettiniz sözlerini?

İki farklı anlam içeriyor aslında. Birincisi birini sevdiğinizde onun kusur sandığı her şeye aslında sizin aşkla bakıyor olmanız. O dikenlerini gizlemeye çalıştıkça ona bunu söyledim, “Bırak beni baş başa dikenlerinle”. İkinci anlamı da çoğunluğun düşündüğü gibi gülü seven dikenine katlanır. O her zaman problemli biri oldu, dikenleri elimi kanattı ama yine de tutmaya devam ettim.

Müzikal tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Sound'unuzda hangi türler yer alıyor?

Müziğimi bir janraya sıkıştırmak hiç  bir zaman benlik olmadı. Her zaman daha melez daha füzyon bir müzik yaptım yani içinde birden fazla elementi barındırdı.

Türkiye'de rap müziğin geldiği nokta hakkında neler söylersiniz?

Çok uzun bir yoldan geldiğini düşünüyorum ve şu anda hak ettiği yerde. Daha fazla kadın Rap sanatçısı ve daha farklı hikayelere ihtiyaç var. Rap Türkiye'de Son zamanlarda kendini tekrarlamaya başladı. Lüks arabaların önünde pozlama ve para sayma muhabbetleri sıkmaya başladı.

Rap camiasında zaman zaman ortam hızla toksik ve eril hale gelebiliyor. Böyle durumlarda bir kadın olarak mücadele etmek için zaman içinde ne gibi yöntemler geliştirdiniz?

Buna dahil olmamaya çalışıyorum. Genelde ortamı terk ediyor ya da kendimi ortamdan soyutluyorum.  



Yıllar önce yaşadığınız ve çok da başarılı olduğunuz bir O Ses Türkiye yarışması deneyiminiz var. Yarışmanın ardından müzik sektörü hakkında neler düşünmüştünüz? Sektörün büyüklüğü ve tekinsizliği sizi korkutmuş muydu? Bugün geldiğiniz noktada müzik sektörü ve dinamikleri hakkında olumlu, olumsuz neler söylersiniz?

Küçük yaşta olduğum için profesyonel bir bakış açım yoktu. Renkli ışıklar ve sahne beni büyülemişti. Hayatım boyunca bu işi yapma arzusu o zaman gelişti sanırım. Müzik sektörü genel olarak çok sert ve acımasız bir sektör. Işıltılı ve renkli görüntülerin arkasında bolca drama ve hüzünlü hikayeler görebilirsiniz. Hayal kırıklıkları, birbirine düşman olan arkadaşlar, Türkiye'ye özel çarpık endüstriyel yapı gibi durumları olumsuz olarak değerlendirebilirim. Türkiye'nin müzikal zenginliği, genç ve müzik tüketen bir nüfusa sahip olmasını olumlu buluyorum. 
  
Daha önce Atlantis isimli albümünüzün hazırlık aşamasında olduğunu söylemiştiniz? Albüm hazırlıklarınız ne durumda? Bir de neden Atlantis ismini tercih ettiniz?

Atlantis 13 şarkılık büyük bir konsept albüm. Böyle bir albümün ön hazırlığı, prodüksiyon süreci inanılmaz vakit alıyor. Sevgiyle yapılan her iş için vakit gerekiyor. Albümün kapak fotoğraflarını ve EP'nin video klibini Moskova da çektik. Arayı çok açmamak için Mart'da gelecek Atlantis albümü öncesinde 10 Aralık'ta 4 şarkılık bir EP yayınladık. Albümü Ocak ayında tamamlamayı planlıyoruz.

Şarkılarınızın ortaya çıkış sürecinden bahseder misiniz? Doğaçlama ne kadar rol oynuyor bestelerinde?

Şu ana kadar yaptığım şarkılara baktığımda favorilerim hep doğaçlamayla çok kısa sürede çıkan bestelerim oluyor. Dua da öyle gelişmişti. Genelde müzik yaparken en doğal ve rahat halimde oluyorum, ritmi duyduğum an tüm o kompozisyon kafamda kurulmaya başlıyor. Zaten müzik yapıyorsam net o an beni buna iten bir şeyler yaşamışımdır ve kelimler, hepsi kafiyelerle ağzımdan çıkmaya başlar. Çok az değişiklik yapıyorum bazen, bazen olduğu gibi bırakıyorum.

Müzikal çalışmalarınız yanında spor ve dans çalışmaları da yapıyorsunuz bildiğim kadarıyla. Fiziksel olarak güçlü olmak neden sizin için önemli?

Yoğun bir tempoyla çalışıyoruz ve bu yaz bir çok konser verdik. Konser programımız belli olduğu gibi kondisyonumu kazanmak için spora başladım. Dans etmeyi çok seviyorum. Sahne performanslarımı ve video kliplerimi de dans ile zenginleştirmek istiyorum.

'DÜNYA MÜZİĞİNİ YAKALIYORUZ'

Son birkaç yılda Türkiye'de sizinle birlikte vokal tarzı, şarkı sözleri ve hali tavrı ile öncekilerden farklı, birbirleriyle daha sık işbirliği yapan bir müzisyen kuşağının ortaya çıkmaya başladığını görüyorum. Siz bu görüşe katılır mısınız? Bu ani değişim ve sıçramanın sebebi sizce nedir?

Benim jenerasyonumun dünya müziğini yakalamaya daha hevesli olduğunu düşünüyorum çünkü bu çağda bilgiye ulaşmak eskiye göre tüm o araştırmalar yerine araştıran insanların tek bir cümlesine bakıyor. İnterneti bu denli iyi kullanan bir neslin zaten dünya müziğini yakalayamaması saçma olurdu.

Kendinizi yeni bir müzik jenerasyonunun temsilcisi olarak görüyor musunuz?

Yeni bir şey yaptığım kesin ama bunu sıfırdan yaratmadım. Bugüne dek onlarca müzik türüyle beslendim ve ben de birine ait olamazdım. Yaptığım müzik bugüne kadar beni şekillendiren  her şeyin Güneş yorumlu son hali diyebilirim.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler