Güneş: 'Müzik var olma sebebim'
Rap kültürünün yükselen isimlerinden Güneş sert ve acımasız olarak tanımladığı müzik sektöründe genç yaşta yükseliş hikayesini anlattı.
Dua ve Dikenlerinle isimli şarkılarıyla sosyal medyada milyonlarca dinlenme sayısına ulaşan Güneş genç kuşağın en dikkat çeken müzisyenlerinden. Rap ritimleri şarkılarında çokça bulunsa da kendini herhangi bir tarzın içinde kısıtlamak istemeyen bir ses. Şarkılarında da pek çok farklı sesi bir arada bulabilirsiniz.
Bu hafta içinde dört şarkılık bir EP ile dinleyicilerinin karşısına çıkan Güneş yakın zamanda 13 şarkılık Atlantis isimli albümüyle müzikseverlerin karşısında olmak için hazırlanıyor. Güneş'in hayatından detayları ve müzik yolculuğunu kendisinden dinledik.
Müzikle ilişkiniz hakkında, "ben böyle
doğdum ve sadece bu yolu takip ettim" demiştiniz. Peki bunu ne
zaman fark ettiniz ve yolunuz nasıl çizildi, karşınıza ne gibi
engeller çıktı, bu engelleri nasıl aştınız. Kısaca nasıl
müzisyen oldunuz?
Ses tellerim oluştuğundan beri şarkı
söylüyorum, bu benim hayata tutunma ve var olma yolum oldu her
zaman. Çok duyduğum bir şey var. “Bizim de böyle imkanlarımız
olsa biz de yapardık”. Hayır bu imkanları ben yarattım, içinden
çıkabileceğime ya da kimsenin beni duyabileceğine olanak
veremeyeceğiniz bir mahallede büyüdüm. Elimdeki tek şey
internetti. Hayatım resmen karşıma çıkan en büyük engeldi ama
bunun hiç bir önemi yoktu. Kulaklığımı takıp gözümü
kapattığım an yarattığım dünyanın içinde o sonsuz yolculuğa
başlıyordum. Ben sadece hayal kurdum,inandım ve çalıştım. Ne
güzel bir söz var “Bir şeyi yapmak isterseniz, bir yolunu
bulursunuz. İstemezseniz de bir bahane bulursunuz.”
Sahne performanslarınıza nasıl başladınız? Hangi sahnelerde yer
aldınız?
İlk sahnelerim okuduğum okullarda başladı
aslında şimdilerde büyük sahnelerde çıkmak benim için farksız.
Çünkü şarkı söylemeye başladığım yer sahneye dönüşür.
Bu küçük odamda da aynı, büyük stadyumlarda da.
Sahne demişken, canlı performanslarınız da takip edebildiğim
kadarıyla oldukça ilgi çekici. İzleyiciyle iletişim kurarken
nelere dikkat ediyorsunuz?
Bakıldığında hiçbiri ile
karşı karşıya gelip tanışmışlığımız yok ama ben
şarkılarımda hayatımı ve duygularımı paylaşıyorum. Bunu
günlük hayatta bir araya geldiğimiz çoğu insanla bile
yapmıyoruz. Bu yüzden dinleyicimle aramda her zaman farklı bir
samimiyet var. Sahnede de bunu hissedebiliyorum. Onlarla senelerdir
samimi olduğum dostlarımla farksız bir iletişimim var ve
sahnelere dair en sevdiğim şey bu.
Son tekliniz
Dikenlerinle'den de bahsetmek isterim. "Bırak beni baş başa
dikenlerinle" diyorsunuz. Melodisi hareketli olsa sa sözleri
itibariyle oldukça hüzünlü bir şarkı. Birine veya
geçmişinizdeki bir olaya mı ithaf ettiniz sözlerini?
İki
farklı anlam içeriyor aslında. Birincisi birini sevdiğinizde onun
kusur sandığı her şeye aslında sizin aşkla bakıyor olmanız. O
dikenlerini gizlemeye çalıştıkça ona bunu söyledim, “Bırak
beni baş başa dikenlerinle”. İkinci anlamı da çoğunluğun
düşündüğü gibi gülü seven dikenine katlanır. O her zaman
problemli biri oldu, dikenleri elimi kanattı ama yine de tutmaya
devam ettim.
Müzikal tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Sound'unuzda hangi türler yer alıyor?
Müziğimi bir
janraya sıkıştırmak hiç bir zaman benlik olmadı. Her
zaman daha melez daha füzyon bir müzik yaptım yani içinde birden
fazla elementi barındırdı.
Türkiye'de rap müziğin
geldiği nokta hakkında neler söylersiniz?
Çok uzun bir
yoldan geldiğini düşünüyorum ve şu anda hak ettiği yerde. Daha
fazla kadın Rap sanatçısı ve daha farklı hikayelere ihtiyaç
var. Rap Türkiye'de Son zamanlarda kendini tekrarlamaya başladı.
Lüks arabaların önünde pozlama ve para sayma muhabbetleri sıkmaya
başladı.
Rap camiasında zaman zaman ortam hızla
toksik ve eril hale gelebiliyor. Böyle durumlarda bir kadın olarak
mücadele etmek için zaman içinde ne gibi yöntemler
geliştirdiniz?
Buna dahil olmamaya çalışıyorum.
Genelde ortamı terk ediyor ya da kendimi ortamdan soyutluyorum.
Yıllar önce yaşadığınız ve çok da başarılı olduğunuz bir
O Ses Türkiye yarışması deneyiminiz var. Yarışmanın ardından
müzik sektörü hakkında neler düşünmüştünüz? Sektörün
büyüklüğü ve tekinsizliği sizi korkutmuş muydu? Bugün
geldiğiniz noktada müzik sektörü ve dinamikleri hakkında olumlu,
olumsuz neler söylersiniz?
Küçük yaşta olduğum için
profesyonel bir bakış açım yoktu. Renkli ışıklar ve sahne beni
büyülemişti. Hayatım boyunca bu işi yapma arzusu o zaman gelişti
sanırım. Müzik sektörü genel olarak çok sert ve acımasız bir
sektör. Işıltılı ve renkli görüntülerin arkasında bolca
drama ve hüzünlü hikayeler görebilirsiniz. Hayal kırıklıkları,
birbirine düşman olan arkadaşlar, Türkiye'ye özel çarpık
endüstriyel yapı gibi durumları olumsuz olarak
değerlendirebilirim. Türkiye'nin müzikal zenginliği, genç ve
müzik tüketen bir nüfusa sahip olmasını olumlu buluyorum.
Daha önce Atlantis isimli albümünüzün hazırlık aşamasında
olduğunu söylemiştiniz? Albüm hazırlıklarınız ne durumda? Bir
de neden Atlantis ismini tercih ettiniz?
Atlantis 13
şarkılık büyük bir konsept albüm. Böyle bir albümün ön
hazırlığı, prodüksiyon süreci inanılmaz vakit alıyor.
Sevgiyle yapılan her iş için vakit gerekiyor. Albümün kapak
fotoğraflarını ve EP'nin video klibini Moskova da çektik. Arayı
çok açmamak için Mart'da gelecek Atlantis albümü öncesinde 10
Aralık'ta 4 şarkılık bir EP yayınladık. Albümü Ocak ayında
tamamlamayı planlıyoruz.
Şarkılarınızın ortaya
çıkış sürecinden bahseder misiniz? Doğaçlama ne kadar rol
oynuyor bestelerinde?
Şu ana kadar yaptığım şarkılara
baktığımda favorilerim hep doğaçlamayla çok kısa sürede çıkan
bestelerim oluyor. Dua da öyle gelişmişti. Genelde müzik yaparken
en doğal ve rahat halimde oluyorum, ritmi duyduğum an tüm o
kompozisyon kafamda kurulmaya başlıyor. Zaten müzik yapıyorsam
net o an beni buna iten bir şeyler yaşamışımdır ve kelimler,
hepsi kafiyelerle ağzımdan çıkmaya başlar. Çok az değişiklik
yapıyorum bazen, bazen olduğu gibi bırakıyorum.
Müzikal çalışmalarınız yanında spor ve dans çalışmaları da
yapıyorsunuz bildiğim kadarıyla. Fiziksel olarak güçlü olmak
neden sizin için önemli?
Yoğun bir tempoyla çalışıyoruz
ve bu yaz bir çok konser verdik. Konser programımız belli olduğu
gibi kondisyonumu kazanmak için spora başladım. Dans etmeyi çok
seviyorum. Sahne performanslarımı ve video kliplerimi de dans ile
zenginleştirmek istiyorum.
'DÜNYA MÜZİĞİNİ YAKALIYORUZ'
Son birkaç yılda Türkiye'de
sizinle birlikte vokal tarzı, şarkı sözleri ve hali tavrı ile
öncekilerden farklı, birbirleriyle daha sık işbirliği yapan bir
müzisyen kuşağının ortaya çıkmaya başladığını görüyorum.
Siz bu görüşe katılır mısınız? Bu ani değişim ve sıçramanın
sebebi sizce nedir?
Benim jenerasyonumun dünya müziğini
yakalamaya daha hevesli olduğunu düşünüyorum çünkü bu çağda
bilgiye ulaşmak eskiye göre tüm o araştırmalar yerine araştıran
insanların tek bir cümlesine bakıyor. İnterneti bu denli iyi
kullanan bir neslin zaten dünya müziğini yakalayamaması saçma
olurdu.
Kendinizi yeni bir müzik jenerasyonunun
temsilcisi olarak görüyor musunuz?
Yeni bir şey
yaptığım kesin ama bunu sıfırdan yaratmadım. Bugüne dek
onlarca müzik türüyle beslendim ve ben de birine ait olamazdım.
Yaptığım müzik bugüne kadar beni şekillendiren her şeyin
Güneş yorumlu son hali diyebilirim.
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- İşte en yüksek faiz veren bankalar...
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- DP'de deprem: İstifa ettiler
- Cemal Enginyurt'tan Cumhuriyet'e ilk açıklama!