Efterklang: Ortak bir düşün eseri

Deneysel pop ve indie türleri arasında gezinen müzikleriyle dünyanın her yerinde seçkin bir dinleyici kitlesini peşine takan Danimarkalı grup Efterklang 27 Nisan’da Zorlu PSM’de Türk hayranlarıyla buluşacak. Müzikseverlerin heyecanla beklediği konser öncesinde grup üyelerinden Casper Clausen sorularımızı yanıtladı.

- Efterklang üyeleri nasıl bir araya geldi, daha önce bir arkadaşlık geçmişiniz var mı, biraz bahseder misiniz?

Biz çocukluk arkadaşıyız. Danimarka’da Als adında küçük bir adada büyüdük. 18 ve 19 yaşlarındayken, birçok hırs ve hayalle bir grup olarak Kopenhag'a taşınmaya karar verdik. Efterklang’ta o zaman kuruldu. Grubumuz bu dostluğa ve ortak bir düşe çok bağlı!

- Müzik türünüzü nasıl tanımlarsınız? İndie, dream pop ve synth-pop demek yanlış mı olur? Sizi bu tür müzik yapmaya iten şey neydi, tamamen kendi zevkleriniz mi?

Genelde deneysel pop müzik olarak tanımlarım, ama indie işime yarıyor. Geçmişteki bazı kayıtlar daha elektronik, bazıları ise daha çok post rock olmuştur. Birçok ilham ve sesten yararlanıyoruz. Çok meraklıyız ve bu yüzden müziğimiz sürekli değişiyor. Yeni sesler, fikirler bulmak ve bunları Efterklang'a uygulamak bizim için her zaman heyecan verici.

- Kopenhag merkezli bir grup olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de müziğinizi seven birçok insan var. Sizce bu başarının arkasındaki sebep nedir?

Umuyorum ve inanıyorum ki sebep, albümlerimizin ve canlı şovlarımızın kalitesi... Harika olduğuna inandığımız müziği yaratmak için çok çalışıyoruz ve çok da eğleniyoruz. Canlı şovlarımız genellikle ortak ve şenlikli oluyor, bu bizim çok zevk aldığımız bir şey ve bence seyircilerimiz de aynı şeyi hissediyor.

- Sevdiğiniz, dinlediğiniz ve müziğinize ilham veren kült sanatçılar ve gruplar var mı?

Bu günlerde, aynı anda çok fazla sanatçı dinliyormuşsunuz gibi geliyor ve bir tanesini seçemiyorum, ama Einstürzende Neubauten her zaman, hepimiz için büyük bir ilham kaynağı olmuştur.

- 27 Nisan’da Zorlu PSM'de yapılacak konseriniz ve sizleri Türkiye’de ağırlayacak olmaktan dolayı çok heyecanlıyız...

Performans için birçok kez İstanbul'a geldik ve şehri seviyoruz. Çok güzel ve çok özel bir enerjisi var. Yemeklerini seviyorum, eski arkadaşlarla bağlantı kurmanın yanında beni en çok heyecanlandıran şey bu.

- Müzisyenler için çalıştığı tüm şarkılar değerlidir. Ama yine de soralım, “En sevdiğim” diyeceğiniz albümleriniz var mı?

En son çıkan albüme her zaman büyük bir sevgim var. “Windflowers” dışında 2012’deki “Piramida” ile çok gurur duyuyorum, ama aslında tüm albümlerden çok mutluyum. Grubun farklı zamanlarını ve versiyonlarını temsil ediyorlar.