E-atık: Hem sağlığa hem çevreye zararlı
Bir türlü elinizden bırakamadığınız akıllı cihazlar, dünyayı yepyeni bir sağlık sorunuyla tanıştırdı; teknostres...
Göze batmayacak, “küçük” diye tanımlanan eylemlerin etkileri üzerine düşündüğüm bir hafta oldu. Tabii ki bu düşüncenin de her düşünce gibi zihnimde uzun bir geçmişi var; ancak bu yazıyı yazmama vesile olan, bir restorantta rastladığım kahvaltıya gelen bir ailenin sadece yetişkin üyelerinin değil, çocuklarının da ellerinden bırakmaya kıyamadıkları akıllı cihazları ve o esnada aklıma gelen Greg Mckeown’un İthaki Yayınları’ndan çıkan “Zahmetsiz” kitabındaki “2,5 saniyenin gücü” bölümü... Hafızamız olayları birbirine eşleyerek bize birçok veri sağlar, iyi ki her vakit akıllı cihazımdan ulaşılabilir-ulaşan olmak adına kitapları, doğayı ve daha birçok elle tutulur güzelliği es geçmiyorum. Eminim sizlerin de e-atık oluşturan elektronik ve elektirikli aletler dışında temas etmeyi sevdiğiniz nice ilginiz vardır. Hem mental hem de fiziksel sağlığımız adına teknostres ve e-atık kavramlarına yakında bakmakta yarar var.
ELEKTRONİK HASTALIĞI
1984 yılında Craig Bond tarafından ilk kez dile getirilen teknostres; teknolojik değişimlerin insanın fiziksel ve zihinsel sağlığında olumsuz etkiler yaratması demek. Yeni çıkan akıllı telefonlar-tabletler, oyun konsolları, akıllı ev eşyaları, bilgisayarlar derken teknoloji devleri ile ilerlemenin sürekliliğini iliklerimize kadar hissediyoruz! Mübalağa yapmıyorum, elektronik cihazlar aracılığıyla bedenimize etki eden pozitif iyonların yorgunluk, kan basıncı ve bilişsel yetimlerimiz üzerinde olumsuz etkileri mevcut.
İhtiyacımız olmayan birtakım özellikleri barındıran teknolojik cihazların en yenisine, dolayısıyla en iyisine sahip olma yarışı belki bir anlığına insanın ödüllendirilme mekanizmasını tetikleyip, ‘mutluyum galiba’ sanrısını yaratsa da tüketimin hızının bu seviyelerde olması endişe verici. Tabii ki bu endişe insan türünün sınırlarının ötesinde tüm türleri ve içinde yaşadığımız dünyamızı da etkiliyor.
E-atık; elektronik atık anlamına geliyor. Bozulan ya da kullanmayı tercih etmediğiniz her bir elektronik ve elektrikli ürün bir e-atık demek. İçinde insan sağlığına zarar veren birçok etken maddeyi bulunduran e-atıklarda özellikle kurşun, krom, kanserojen madde yoğunluğu yüksek cıva ve berilyum en tehlikeli maddeler. E-atıkları yer üstü madenleri olarak da düşünebiliriz. Çünkü altın, gümüş, bakır, alüminyum gibi değerli elementleri barındırır. Madenciliğin yıkıcı etkileri ile kadim zeytinler üzerinden güncelde muhatabız zaten. Uzun uzun doğanın nasıl da maden uğruna talan edildiğini aktarmaya gerek yok sanırsam. Özetle bertaraf edilmeyen e-atıklar yeni maden alanlarının açılmasına, havada-toprakta-suda ağır metallerin artmasına (tıpkı verimli toprakları Avrupa’nın en büyük plastik çöplüğü ünvanını alan Adana’da olduğu gibi) ve büyük bir ekonomik kayba vesile oluyor.
İngiltere merkezli atık toplama şirketi Clearitwaste’in Avrupa’yı kapsayan e-atık raporuna göre yıllık hane başı e-atık miktarı 57 kilogram olan Norveç listenin ilk sırasında. Türkiye ise 41,8 kilogram ile listede 14’üncü sırada. Kişi başına düşen e-atık miktarının o ülkenin refah seviyesiyle de ilişkisi varmış. Çevresel sürdürülebilirlik özelinde büyük bir paradoks!
Peki, “e-atıklarımızı ne yapacağız biz şimdi” derseniz: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği'ne göre e-atıklar belediyeler ve yetkilendirilmiş kurumlar tarafından toplanmak zorunda. Ek olarak ürünlerinizi satın aldığınız teknoloji marketleri de e-atıkların toplanmasından sorumlu. Bozulmuş, istenmeyen ve/veya tamiri mümkün olmayan elektronik ürünlerinizi uzunca bir süre evde bekletmemek bu ürünlerin dönüşüm sürecini daha elverişli kılıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Cumhuriyet Savcısı açığa alındı!
- Zam oranı belli oldu: Hepsi artacak!
- Real Madrid Arda Güler için son noktayı koydu!
- Aile hekimleri 5 gün iş bırakacak
- 'LBGT faaliyeti içinde olan bir derneğin...'
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına ilk yanıt
- İktidar harekete geçti
- O marka listede: Hamburgerden 'at eti' çıktı
- Milli Savunma Bakanı'ndan 'teğmenler' açıklaması!
- Narin'in cesedini böyle saklamış!