Bugünü anlatıp yarına ışık olmak: 'Hayatın kendisi gibi hikâyeler'

Onu en son Kırmızı Oda dizisi ile ekranlarda görmüştük. Uzun yıllardır hem tiyatro sahnelerinde hem de televizyon dizilerinde birbirinden farklı karakterlere rol veren Esra Ronabar, yeni projesi Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi ile izleyiciyle buluşuyor.

Bugünü anlatıp yarına ışık olmak: 'Hayatın kendisi gibi hikâyeler'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.12.2022 - 13:00

Türk dizi tarihinde edindiği hayran kitlesiyle diğer yapımlardan belirgin bir biçimde ayrılan Behzat Ç., beşinci sezona “Çekiç ve Gül” açılımıyla giriyor. İlk bölümü ile 6 Aralık’ta BluTV’de izleyenleri selamlayan dizi, belli ki yine çok konuşulacak.

Biz de Behzat Ç.’nin yeni öyküsünde Engin karakterini canladıran Esra Ronabar ile bir araya geldik ve kendisine yeni karakterin serüvenini, kült bir dizi haline gelen Behzat Ç.’de yer almanın duygusunu ve yaşama dair sorularımızı sorduk.

- İlk yayımlandığı dönemden bugüne önemli bir hayran kitlesi yaratan Behzat Ç.’nin yeni öyküsü “Çekiç ve Gül” dizisinde sizi Engin rolüyle izleyeceğiz. Bu projede sizi çeken şey ne oldu?

Birey olarak içinde bulunduğum zamana ve yaşadığım coğrafyaya ait dertlerimi, yüreğimi sıkıştıran durumları gördüm senaryoda. Sevgili Ercan Uğur bu durumlara farklı açılardan bakabilmiş, bu da hikâyenin ana çatışmasını gerçek, dolayısıyla dramasını kuvvetli kılmış. Oyuncu olarak çatışmanın bir tarafı olmak her zaman heyecanlandırıyor tabii ki. Bununla beraber, yaşamakta olduğum çağa tanıklığı drama yoluyla yapabilmek yani bugünleri anlatmak yarınlara ışık olur inancıyla içinde yer almak istedim bu projenin.

- Behzat Ç. ekibine bu sezon dahil oldunuz. Böyle kült bir dizinin kemik kadrosunda olmak sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Anlattığı hikâyeye, canlandırdığı karaktere sahip çıkan meslektaşlarla bir araya gelmek her zaman kuvvetli bir sinerji oluşturur. Bu da seyirciye mutlaka geçer. Umarım bu beraberlik, inandığımız hikâyemizin daha çok kişiye ulaşmasını sağlar.

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM MECBURİ

- Behzat Ç. hikâyelerinin güncelliğini koruduğu bir gerçek. Anlattığı, eleştirdiği sistem ne yazık ki sürüp gidiyor. Toplumun hemen her alanına sinmiş çürümüşlükten sizce nasıl kurtuluruz?

"Özgür" olmakla. Ancak özgür ruhlar sorgulayabilir dünü ve bugünü. Kendini, isteklerini, hayallerini, dertlerini korkusuzca ifade edebilmek farkındalığı yaratır. Farkındalıksa seçim şansı tanımaz. Farkındalık değişim ve dönüşümü mecbur kılar. Değişmeyen, tabuları çok olan, yeniye açık olmayan, kendine ezber ettirileni sorgulama cesareti bulunmayan yani özgür olmayan bireylerin oluşturduğu toplumların çürümesi çok normal değil mi?

- Dizide yasadışı işleri de bulunan kudretli bir ailenin yasal işlerini yürüten birini oynuyorsunuz. Engin karakterini siz nasıl anlatırsınız?

Eril bir dünyada suçluların arasında "onlar" gibi olmadan var olmak, masum kalabilmek için verdiği mücadele şekli, Engin’i bizim hikâyemizin trajik karakteri yapıyor. Taşıdığı bir yük var ve bu hikâyemizin sırrı olmakla beraber onun hem en büyük acısı hem de en büyük mutluluğu. Bu dualiteyi her an yaşayan biri olarak Engin’i hayat hep eşiklerde sınıyor. Bu da onu oynamayı çok zevkli kılıyor.



- Bu zamana kadar oynadığınız karakterlerin içinde Engin nasıl bir yere oturur?

Hikâyeler ve karakterler hayat gibidir. Değmesine izin verirsen çarpar, yıkar, parçalar ama mutlaka değiştirir dönüştürür. Oyuncuya değdiği kadar seyirciye değer. Bu yüzden kendimi hikâyeye teslim ettiğim ölçüde değişip dönüşeceğimi bilirim. Gündelik hayatta deneyimleyemeyeceğim pek çok şeyi güvenli bir ortamda, karakterin içinde hikâye dolayısıyla deneyimlemek mesleğimi sevme nedenim. Bu yüzden her oynadığım karakter benim için çok heyecan verici.

- Eşiniz Barış Falay da sizin gibi oyuncu. Bu durum yaşamınızı kolaylaştırıyor mu?

Çalışma saatlerimizin uzunluğu dışında, aynı mesleği yapıyor olmamız her zaman birbirimizi beslememizi ve birbirimizin hayatını kolaylaştırmak adına daha özverili olmamızı kendiliğinden getirdi.

- Oğlunuz Mavi Rüzgar nasıl bakıyor bu alana, bir gün onu da sahnelerde görür müyüz?

Hikâyecilik çok dinamik ve güçlü bir alan. Bugünkü insan olmamızın temeli. Bu yüzden çok insan bu alana çekiliyor. Mavi Rüzgar'ın da elbette kendisinin isteğiyle bu alanda olmasını dilerim.

- Yakın geleceğe ilişkin planlarınız, hayalleriniz var mı?

Plan hayatın benden büyük oluşunu kabul etmemek gibi gelir bana hep. Hayallerimse geleceği oluşturma şeklim. Hikâyeciliğin farklı oluşlarını deneyimlemek istiyorum artık.

- Yıl bitmek üzere... 2022’nin sizin için “keşke”leri ve “iyi ki”leri nelerdi?

Keşkem hiç olmadı benim. Olmayanda, olandan daha çok hayrın olduğunu hayat hep deneyim ettirdi. “İyi ki”lerimse umarım çoğalarak devam eder. Deneyimlerimin hepsi için elbette iyi ki! Bugünkü bana değişen, yumuşayan, daha çok anlayış içeren “Esra”ya evrilmemi sağlayan her deneyime iyi ki! Ailem, mesleğim ve dostlarım iyi ki!


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler