Biraz da sosyal kaslarınız çalışsın

Mutluluğun formülünü 2024’te uygulamak ve kalıcı mutluluğu elde etmek ister misiniz? O zaman yapacağınız iki eylem var. Sağlıklı sosyalleşme ve spor yapmak. “Ne var bunda?” diyebilirsiniz. İşin püf noktası da burada saklı. İkisini aynı anda yapacaksınız.

2023’ün en çok söz edilen yaşam biçimi akımı olan sosyal fitness bu yıl daha da büyüyen bir akım olarak yaşamlarımızı saracak gibi görünüyor.

Düzenli spor yapmak ve dengeli beslenmek sağlıklı ve zinde olmak için en geçerli yöntemler olarak biliniyor. Ancak son yıllarda karşımıza çıkan araştırmalar, sosyal ilişkilerimizin de sağlığımızı birinci derecede etkilediğini gösteriyor. Bu yüzden düzenli etkileşimi de sağlıklı yaşam için yapılan eylemlerin bir parçası olarak görmek mümkün.

Kavramın da sosyalleşme ile fitness sözcüklerinin birleşiminden oluşmasının nedeni bu. Aslında bu durum insan ilişkilerini rastgele gelişmelerin yarattığı sonuçlar olmaktan çıkarıp bir tasarı olarak yaşamınıza yerleştirmekle ilgili. Harvard Tıp Fakültesi’nden psikiyatr Robert Waldinger konuyla ilgili şunları söylüyor:

“Çalışmalarımız gösteriyor ki tıpkı kullanılmayan kaslar gibi ihmal edilen ilişkiler de zamanla körelir ve sosyal ağları canlı olan kişiler, kendileriyle ilgilenen insanlarla bağlantılarını koparmayanlardır. Sosyal kondisyon terimini fiziksel kondisyona benzemesi için kasıtlı olarak icat ettik.”

Waldinger ayrıca düzenli olarak izole ve yalnız olmanın, günde yarım paket sigara içmek veya obezite kadar büyük sağlık sorunlarına yol açabileceğini de belirtiyor.

Maryland Üniversitesi’nden psikolog Marisa Franco ise konuya farklı bir bakış açısı getirerek sürekli yalnızlığın yani diğer insanlarla bağlantı eksikliğinin kişiyi sürekli “savaş veya kaç” durumunda bıraktığını bunun da bedeni neredeyse kronik bir stres durumunda bıraktığını söylüyor.

KÜÇÜK-BÜYÜK İLETİŞİMLER

Elbette insan ilişkileri söz konusu olduğunda akla hemen romantik ilişkiler, aile bireyleri ve güvenebileceğimiz arkadaşlar geliyor. Ancak yaşam her zaman düz bir eğride gitmez ve bunun sonucu olarak söz konusu ilişki biçimlerinin bir veya birkaçında sorun yaşadığımız bir dönemde olabiliriz.

Bu durumda, az önce söz ettiğim yalnızlık durumuna maruz kalmamak için aslında küçük görülen sosyal iletişim biçimleri büyük önem taşıyor. Örneğin alışveriş yaptığımız bir market veya mağazadaki satıcı ile kurulan “gerçek” bir diyalog gibi. Nasıl ağırlık egzersizi yaşlandıkça oluşan kemik yoğunluğu kaybını engelliyorsa günlük yaşamda bu yöntemle ilişki bağlarını güçlendirmek beynin zinde kalması için önemli bir tüyo olabilir.

SOSYAL MUTLULUK İÇİN 7 SORU

Güvenlik ve emniyet: Gecenin ortasında korkarak uyandığınızda kimi ararsınız?

Öğrenme ve büyüme: Yeni şeyler denemek için sizi kim cesaretlendirir?

Duygusal yakınlık: Kim sizin hakkınızda her şeyi bilir?

Deneyim paylaşımı: Hayatınızda çok sayıda deneyim paylaştığınız birisi var mı?

Duygusal samimiyet: Yaşamınızdaki romantik yakınlık seviyesi sizi tatmin ediyor mu?

Yardım: Uzmanlık isteyen bir sorunla karşılaştığınızda kimi ararsınız?

Eğlence ve gevşeme: Kim sizi güldürür?

ADIM ADIM SOSYAL FİTNESS

Kendinizden başlayın: Duygularınızı yönetmeye çalışın. Böylece çevrenize sağlıklı tepkiler verir ve düşünceli bir biçimde iletişim kurabilirsiniz.

Etkileşimi düzenli duruma getirin: Sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirmek hep mümkün olmayabilir. Ancak “aile zamanı” gibi düzenleri günlük rutininize eklerseniz ilişkilerinizi güçlü tutmanız kolaylaşır.

Dinlediğinizi gösterin: İnsanların ilişkilerde en büyük beklentilerinden birisi, kendilerini ifade ettiklerinde dinlediklerinden emin olmalarıdır. Karşınızdaki kişiyi dinleyip söylediklerine değer verdiğinizi hissettirdiğinizde sosyal fitness açısından büyük yol kat etmiş olursunuz.

Kırıldıysa düzeltin: Hiçbir ilişki mükemmel değildir. Zaman zaman sorunlar yaşanacaktır. Siz karşınızdaki kişiyi kırmadan, aranızdaki sorunu çözmeye odaklanın. Örneğin, gerginlik arttıysa, konuşmaya ara verip sakinleştikten sonra yeniden sorunu çözmeyi deneyebilirsiniz.