Bir örümceğin anlattığı yılan hikâyesi

Dua Lipa Megan Thee Stallion ile bir araya geldiği “Sweetest Pie” parçası ile iştah açıcı ve rüya gibi bir video ile karşımıza çıktı. Şarkının sembollerle işlenen videosu izleyeni masallar, mitoloji ve semboller arasında üç dakikalık bir geziye çıkarıyor.

Balta girmemiş bir orman içinde başlayan video büyülü bir atmosfer yansıtırken, Hansel ve Gretel hikâyesine de gönderme yapmakta. Ortaçağ Avrupası’nda kıtlık, savaş ve yoksullukla örülü bir dönemde geçen masal, üvey anne ve babaları tarafından terk edilmek istenen kardeşlerin, ormanda yalnız bırakılıp, uzun uzun yürüdükten sonra şeker ve çikolatalardan yapılmış bir ev görüp yemesiyle başlar. Şekerden yapılmış evden yaşlı bir kadın çocuklara yardım eder ve onları güzel yemeklerle besler. Ancak önce iyi bir anne figürü gibi görünüp çocukları evine alan kadın aslında onları yiyip hayatını sürdürme çabası içindeki cadıdır. 

Videoda bu durumun bir izdüşümünü görürüz. İç açıcı pastel tonlardaki oda; kadınların, erkeklerin ve toplum tarafından beklentisi olan ideal halini temsil eder. Kadınların anaç, uyumlu yüzünü gösterir. Sahneye dikkatli baktığımızda; kadınlar, masa, lamba olarak evin birer nesnesi gibidir. Her şey ve herkes renkli ve huzur vericidir.

İkinci sahnede ise izleyiciye rahatsızlık verecek şekilde koyu tonda bir atmosferle karşılaşırız. Önceden keyifle pastalar yiyen erkekler kaynayan bir kazanın içindedir ve olayların bir labirent motifinin merkezinde olduğu dikkat çekmektedir. Labirent sembolü tarihteki pek çok mitosta yer alır. Labirent, insanın kendini dolambaçlı patikalarda kaybettiği, karışık, aşması zor bir geçit olarak tanımlanır. Sweetest Pie'deki labirent ise boğa başlı Minotaur'un dolaştığı ünlü Girit labirentinin klasik tasvirleri üzerine modellenmiştir.

Bu iki sahnenin renklerinin, atmosferinin tezatlığı ve kadınların farklı yüzlerini göstermeye başlaması hâlâ ortaçağ masalına paralel gitmektedir. Masallarda her zaman kadın olarak tasvir edilen cadılar ormanda, yalnız başına hayatlarını sürdürmektedirler. Masaldaki ataerkil ideolojinin devamlılığı masal kahramanı kadınların söz dinlemesiyle yakından ilgilidir. Kendi hayatının kontrolünü eline almış ve  erkeğe bağımlılığı bulunmayan cadı karakteri bu durumun dışındadır ve taerkil düşünceye karşı bir tehdit oluşturmaktadır.

Tam da bu sırada hem bu düşünceyi desteklercesine hem de videodaki korku temasına ayak uyduracak şekilde Dua Lipa, devasa bir örümcek gibi karşımıza çıkar. Dişi örümcekler erkeklerden boyut olarak daha büyük olurlar, kendilerini savunabilirler ve daha uzun yaşarlar. Bu nedenle örümcekler dişi gücü sembolize eder; ayrıca ağ örmesiyle de yaratıcılığın esin vericiliğini, büyümeyi, dönüşümü temsil eder. Kısacası, örümcek imgesi üzerinden videoda kendine yetebilen, yaratabilen, güçlü, bağımsız kimlikleri görüyoruz.

Biz, “Daha önceden cennette oldun mu” sözlerini duyarken bir grup adam Dua Lipa ve Megan Thee Stallion'u kazığa bağlayarak yakar. Bu da hepinizin bildiği, ortaçağ Avrupası’nda bilge kadın kültünün yarattığı korku sonucu ortaya çıkan cadı avlarını akla getirir. Cadı avı, erkek egemen toplum düzenine uymayan insanların ve kültürlerin ortadan kaldırılması hareketinin belirgin bir görüntüsünden başka bir şey değildir. O yüzden, erkeklerin tehdit unsuru olarak gördüğü Megan Stallion ve Dua Lipa’nın yakılması toplumdaki “ataerkilliğin” sembolik bir temsili olarak karşımıza çıkar.

Videonun en vurucu kısmı ise sonunda beklenmedik şekilde, her şey altüst olmasına rağmen hayatta, sadece yakılmak üzere olan Dua Lipa ve Megan Thee Stallion kalmasıdır. Stallion, videonun başında gördüğümüz labirentte yılan kucağında yatmaktadır. Yılan figürü yaşamı sembolize ederken, yeraltında ve yeryüzünde yaşayabilmesi, deri değiştirip kendini yenileyebilmesi sebebiyle insanlar tarafından sıklıkla ölüm ve yeniden doğuşla ilişkilendirilir.

Şarkı boyunca sıklıkla cinselliğe göndermeler yapılsa da videoyla bu şarkıya tekrar bakıldığında, kadınların hayatları boyunca erkek merkezli bir sistem içinde var olma çabaları karşısında maruz kaldıkları engellemelere, ikinci planda kalmaya karşın her koşulda kendilerini ifade edebileceklerini, var olabileceklerini, başarılı gösterebileceklerini anlatıyor gibidir.