Bihter'in Adnan beyi

Aşk-ı Memnu’nun bir dönem uyarlaması “Bihter” bu mevsimin en heyecanla beklenen yapımlarından. Cuma günü Prime Video’da yayına giren Bihter kostümleri ve yaratılan ortamın gerçekçi yapısıyla dikkat çekerken ana karakterine odaklanan ve öyküyü kadın odaklı  ele alan bir içeriğe sahip. Dizide Bihter’in kocası Adnan Bey’i oynayan Osman Sonant ile hem Aşk-ı Memnu evreninde Bihter’in yerini hem de neden Adnan Bey’i oynamayı seçtiğini konuştuk.

YAZAR

- "Bihter" filmi elbette "Aşk-ı Memnu" isimli romanın yakın dönemde çekilen televizyon dizisi uyarlamasıyla ilişkilendiriliyor. Ancak bu öykü özgün romana hem dönem hem de ruh olarak çok daha yakın sanırım. Karakteriniz Adnan Bey de bu ruha yakın ve dönemin bir karakteri. Bu çerçevede nasıl yorumladınız Adnan Bey'i?

Adnan Bey için, tam döneminin Adnan Bey’i olsun, ama biraz da farklı bir yüzü ortaya çıksın istedim. Biraz şaşırtsın istedim. 

- Bihter'in şöyle bir sözü var: “Ben bu evde sevmek ve sevilmek istiyorum.” Bu söz doğal olarak doğrudan Adnan Bey'i işaret ediyor ve aslında sevmeyi bilmeyen veya sevgisini göstermekten çekinen bir erkeği anlatıyor. Sizce Adnan Bey'in evinde sevgi neden eksik?

Adnan Bey’de Bihter’in  "görmek istediği" sevgi eksik öncelikle. Adnan Bey için olan sevgi ile Bihter için olan sevgi belki de aynı değil ama o cümle özelinde herkes tarafından sevilmeyi kastediyor. Adnan Bey’in evinde sevgi neden yok derseniz, bence bunun yanıtı bencillik...

- Dönem filmi çekmek oldukça zor olsa gerek. Nasıl bir çekim süreci geçti?

Muhteşem bir sanat çalışması var filmde. Muhteşem renkler ve tasarımlarla bütünleşen incelikler var. Yapanlar için zor (ellerine sağlık) ama herkes için çok keyifliydi. Dönemi bize de yaşattı film...

- Sizce izleyiciler Aşk-ı Memnu dizisine neden bu kadar takık? İzleyicinin bu takıntısı tüm film ekibine yansıdı mı? Veya bunun hakkında konuşuldu mu?

Dizi bizim setimizin konusu olmadı hiç. Biz kendi senaryomuza ve yorumumuza odaklandık. Elbette dizinin izleyicisi ya da romanın okuyucusu olduğunuzda karşılaştırma kaçınılmaz oluyor. Biz açıkçası karşılaştırmadık. İzleyicinin gözünde değerli bir proje olduğu için ve tutucu bir taraftar kitlesi olduğundan önümüze eleştiri gelebileceğini biliyorduk ama biz de kendi dünyamızı yaratmaya çalıştık. Umarım bu bakış açısını da sever seyirci.

- Edebiyatla ilgili olanlar bilir. 20. yüzyıl başı Türk edebiyatının kendine özgü bir duygu dünyası vardır. "Bihter" filminden yola çıkarak izleyicinin o günlerden kalan, bugün pek görülmeyen hangi duygularla karşılaşacağını söyleyebilirsiniz?

Duygular da zamanla evrimleşir. Filmdeki duygular sadece o günlerin duygu dünyasını değil, biraz da bugünün duygu dünyasını yansıtacaktır.

- Adnan Bey'i oynamayı neden kabul ettiniz? Sizi çeken neydi?

Filmin hikâyeye genel anlamda farklı bir bakış açısı olması ilgimi çekti. Adnan Bey’in bazı değişik yönleri de bana yorumlama açısından çok heyecan verdi. Bu Aşk-ı  Memnu  evrenine bir yerinden dahil olmak da ayrıca hoşuma gitti.