‘Ben aslında yokum’

“Gayrıbeyefendi Savaş Dairesi” ile espiyonaj heyeanına kapılanlar için tarihten en iyi casus filmleri önerileri.

‘Ben aslında yokum’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.08.2024 - 11:38

Prime Video’da geçen günlerde gösterime giren  “Gayrıbeyefendi Savaş Dairesi”, (The Ministry of Ungentemanly Warfare) İkinci Dünya Savaşı sırasında Winston Churchill tarafından çok gizli bir görev verilen bir topluluğun gerçek hikâyesine dayanan ve Guy Ritchie imzasıyla eğlenceli bir seyirliğe dönüşen bir film. Gelin, Henry Cavill, Alan Ritchson, Alex Pettyler gibi “gayribeyefendiler”in yer aldığı bu filmle yetinmeyenler için sinema tarihinin siyah beyaz casus öncüllerine bir göz atalım...

NOTORİOUS (1946) 

Alfred Hitchcock’un en iyi fimlerinden biri olan “Notorious”, Ingrid Bergman’ın Brezilya’daki bir Nazi çetesine sızma girişimiyle aşk üçgeni arasında kalması üzerinden baş döndürücü bir casusluk öyküsü çıkarıyor. Cary Grant ve Ingrid Bergman’ın uyumlarıyla, sinema tarihinin klasikleri arasındaki bu film, türün de en iyilerinden...

THE SPY WHO CAME IN FROM THE COLD (1965)

Yönetmen Martin Ritt’in John le Carré’nin romanından uyarladığı klasik, MI6 ajanı Alec Leamas’ın (Richard Burton) İngiliz sırlarını Almanlara satmaya zorlanması ve kaçmak durumunda kalması üzerinden biçimleniyor. Film, aynı zamanda başrolündeki Burton’a Oscar adaylığı kazandırdı. 

THE MANCHURİAN CANDİDATE (1962)

Küba füze krizi sırasında gösterime giren ve “En İyi Film Kurgusu” dalında Oscar adaylığı bulunan John Frankenheimer’ın Richard Condon’ın romanından uyarladığı film, kadrosunda Laurence Harvey, Frank Sinatra ve Janet Leigh gibi yıldızları barındırıyor. 

CONTRABAND (1940)

Yönetmen koltuğunda Michael Powell’ın oturduğu ve senaryosu Emeric Pressburger imzalı “Contraband”, İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında tarafsız bir Danimarka ticaret gemisinin Londra’da bir limana yanaşması ve bir istihbarat ajanının faaliyetlerine ortak olmak zorunda kalmasını ele alıyor. 

DİSHONORED (1931)

Marlene Dietrich’in, Birinci Dünya Savaşı sırasında Avusturya-Macaristan gizli servisinde çalışan bir casusu canlandırdığı film, Josef von Stenrberg imzalı ve türünün erken ve etkileyici örneklerinden...

SPİONE (1928)

Fritz Lang’in sessiz casus gerilimi “Spione”sinde, Rudolf Klein-Rogge dünya hakimiyetini hedefleyen bir suçluyu canlandırıyor. Film, yönetmen Lang’in Weimar Almanyası’ndan hareketle sunduğu temalarını, gerilim ve aksiyonla yoğurduğu kaçırılmaması gereken bir eser.

THE 39 STEPS (1935)

Sinema tarihinin klasiklerinden biri, Alfred Hitchcock imzalı “The 39 Steps”te Robert Donat’ın canlandırdığı karakter, cinayetle suçlanan masum bir adamın gizli bir teşkilatı açığa çıkarak temize çıkmasıyla yüzünü casus gerilimine çeviriyor.

THE THİRD MAN (1949)

Carol Reed imzalı ve Orson Welles’ın başrolünde yer aldığı film, yalnızca gösterime girdiği yılın en önemli filmi değil aynı zamanda tüm zamanların en önemli eserlerinden biri kabul ediliyor. Cinayet ve kaçakçılık öyküsü üzerinden işgal altındaki Viyana’ya uzanan yapım doğal olarak casus gerilimine de göz kırpan bir kara film.

CLOAK AND DAGGER (1946)

Yine Fritz Lang imzalı ve Gary Cooper’ın başrolünde yer aldığı “Cloak and Dagger”, İkinci Dünya Savaşı sırasında nükleer bomba yapmak için çalışan Amerikalı bir bilim insanının yaşadıkları üzerinden anlatısını şekillendiriyor.

MATA HARİ (1931)

Mata Hari’nin yaşamının gerçekliğine tümüyle yaklaşamadığı için eleştirilen ancak Greta Garbo’nun Hari tasviriyle ünlenen bu biyografik film, casuslukla suçlanan Hollandalı dansçının öyküsü aracılığıyla ve elbette Garbo sayesinde casus gerilimi türüne yeni bir soluk getirdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler