Ağaçlar yalnızlık çeker mi?

Çocukluğumdan beri geçtiğim yollardaki ağaçları izlemeye ve onların büyüsüne kapılmaya devam ediyorum. Belki bu siz değerli okuyucularımızdan bazıları için de öyledir. Bu haftaki yazım özellikle uzun yolculuklarda gözü yolun kenarındaki ağaçlara takılanlar için daha farklı anılar ve duygular içeriyor olabilir. Aynı zamanda yalnızlık çekmenin sıf insana özgü olmadığını da anlatıyor.

Ağaçlar yalnızlık çeker mi?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.03.2025 - 18:42

19. yüzyılda yaşamış Alman ressam Caspar David Friedrich’ın bir eseri var ki hem sanat tarihini hem de görenleri, aurası ile etkisi altına alır. Koyu yeşil paltolu sağ elinde baston tutan bir adam, saçları rüzgârda dalgalanırken kayalık bir uçurum kenarında sırtı dönük biçimde ayakta durmaktadır. Sisle kaplı manzarayı izlemektedir ve sislerin arasından kısmen gözüken başka kayalıkların ötesine doğru bakmaktadır. 1818 tarihli “Bulutların Üzerinde Yolculuk” romantik dönemin en önemli baş yapıtlarından biridir. Öte yandan sizlere aynı ressamın başka bir eserinden söz etmek istiyorum. “Yalnız Ağaç”, 1822 yılında sipariş üzerine sanatçının ürettiği bir eseridir. Bu eseri ilk gördüğümde çok etkilenmiştim. Tıpkı yolculuklarım sırasında gördüğüm manzaranın ortasında tek başına duran ağaçlar gibiydi. Gölgesiyle bir yolcuya sığınak olan, görüntüsüyle melankoli ve başka duygular uyandıran yalnız ağaçlar. Resme geri dönecek olursam merkezdeki yalnız meşe ağacı gücün, direnmenin ve tek başına da olsa bilgeliğini dünya ile paylaşmanın anlatısını barındırır.

500 MİLYON YILLIK İLETİŞİM

Peki acaba gerçekte de ağaçlar yalnızlık çeker mi? Bu soru uzun bir süredir kafamda dolanıp duruyordu. Yanıtı için ilk olarak ağaçların birbiri ile iletişim kurup kurmadığına ve kuruyorlarsa bunu nasıl yaptıklarına bakmak lazım. Ağaçlar, kökleri aracılığıyla mantarlar ve kimyasal sinyaller kullanarak iletişim kurar. Yaklaşık 500 milyon yıllık geçmişe sahip yeraltı ağı (Wood Wide Web), ağaçların besin ve uyarı iletilerini paylaşmalarını sağlar. Stres altındaki ağaçlar diğerlerine tehlike sinyalleri göndererek durumu haber verir ve savunma kimyasalları salgılar. Ayrıca mikro iklimler oluşturarak nemi ve sıcaklığı dengelerler. Doğal topluluklar içinde gelişmesi ağaçların en iyi hallerine ulaşmaları için gereklidir, tek tip dikilen kentsel ağaçlar bu iletişimden mahrum kalır ve zayıflar.

Nebraska Statewide Arboretumu Yeşil Altyapı Koordinatörü Justin Evertson “Yalnız ağaçlara nasıl yardım edilmeli” isimli makalesinde ağaçların doğal olarak az çimen bulunan ormanlarda yetiştiğini, çimlerle çevrili tekil bireyler olarak dikildiklerinde zarar gördüklerini ifade ediyor. Çim biçmenin, herbisitlerin ve sıkıştırılmış toprağın, ağacın köklerine zarar verdiğini, ağaçların mantar ve mikrobiyal yaşam açısından zengin, gevşek toprakları tercih ettiklerini de vurguluyor.

DÜNYANIN EN YALNIZ AĞACI

Antarktika'daki Campbell Adası gezegenimizin ün ücra köşelerinden biri. Öyle ki 19. yüzyılın başına kadar bu adanın varlığı bile bilinmiyordu. Burada yaşayan "Sitka ladini Picea sitchensis", Guinness Rekorlar Kitabı tarafından "dünyanın en yalnız ağacı" ilan edildi. Bunun nedeni, ona en yakın ağacın yaklaşık 222 km uzaklıktaki Auckland Adaları’nda bulunmasıdır. Unutmadan Yeni Zelanda’daki Jeoloji ve Nükleer Bilimler Enstitüsü (GNS Science) birkaç yıl önce ağacın iklim değişikliği ve karbon dengesi arasındaki ilişki hakkındaki çalışmalara büyük destek verdiğini de açıkladı.