Çocuklar haczedilmesin
İcra yoluyla çocuk teslimi süreci hem aileler hem de çocuk açısından oldukça sancılı ve travmatik bir süreç. Çocuğun yasalar marifetiyle bu süreci yaşamaya mecbur bırakılması, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de aykırılık teşkil ediyor. Dolayısıyla çocuğun doğasına aykırı olan icra yolu ile çocuk teslimi uygulaması esasen bir çocuk hakları ihlali.
Geçen hafta özellikle yandaş medya ballandıra ballandıra çocuk haczinin son bulduğuna dair haberler yazdı. Zira 5. Yargı Paketi TBMM'den geçti. TBMM Adalet Komisyonunda, 5’inci Yargı Paketi’ni içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi kabul edildi. Şimdi bunun ne anlama geldiğini özetlemeden önce bu uygulamaya neden gereksinim duyulduğunu kısaca hatırlamakta yarar var.
Mevcut uygulamaya göre anne-babası boşanmış çocuklar, velayet sahibi olmayan diğer ebeveyn ile ayda sadece 2 hafta sonunda, üstelik mahkeme tarafından belirlenen saatlerle sınırlı olarak görüşebiliyordu. Daha fazlası için velayet hakkına sahip ebeveynin onayı gerekiyordu.
Velayet hakkı sahibinin mahkeme kararındaki sürelerle sınırlandırmadan, çocuk ile uzaktaki ebeveynin özgürce ve düzgünce görüşmelerine rıza göstermesi durumunda genellikle bir sorun yaşanmıyor. Ancak bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Bunların başında şiddet nedeniyle ayrılmış ve kadın sığınma evlerinde kalmak durumundaki anneler başlarına gelebilecek ölümcül tehlikelere önlem olarak yerinin öğrenilmesine karşı görüşmeyi reddediyor ya da geciktirebiliyor. Bazı iyi niyetli olmayan ya da öfkeli eşler için de çocuğu hukuki süreleri içinde göstermemek bir intikam aracına dönüşebiliyor ne yazık ki...
İşte bu soruna hukuki çözüm olarak İcra İflas Kanunu kapsamında 1932 yılında “çocuk teslimi” düzenlemesi yapılmış. Bu uygulama halk arasında “çocuk haczi” olarak adlandırılıyor. Esasen bu ifade yerinde bir yakıştırma. Çünkü, icra dairesi marifetiyle gerçekleşirken bu yöntemde menkul haczine eşdeğer uygulamalar tam 88 yıldır çocuklara da uygulanıyor.
TRAVMATİK
İcra yoluyla çocuk teslimi süreci hem aileler hem de çocuk açısından oldukça sancılı ve travmatik bir süreç. Çocuğun yasalar marifetiyle bu süreci yaşamaya mecbur bırakılması, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de, hakim olan çocuğun yüksek yararı ilkesine de aykırılık teşkil ediyor. Dolayısıyla çocuğun doğasına aykırı olan icra yolu ile çocuk teslimi uygulaması esasen bir çocuk hakları ihlali.
Ancak durumu düzeltmek için gündeme getirilen ve kabul edilen yeni uygulama bu durumu pek de değiştirmiyor gibi görünüyor. Şöyle ki, icra marifetiyle yapılan bu işlem yine benzer biçimde yapılacak.
Kabul edilen tasarıya göre, Çocuk Koruma Kanunu’na, “Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması” başlıklı dördüncü kısım ekleniyor. Yeni uygulamaya göre bu işlem, Adalet Bakanlığı’nca kurulan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince yerine getirilecek. Müdürlüklerde müdür, yeteri kadar müdür yardımcısı ve personel ile psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı Adalet Bakanlığı tarafından görevlendirilecek.
VELAYET İPTALİ DE VAR
Çocuk teslimini engelleyenler, disiplin hapsiyle cezalandırılacak. Disiplin cezasının süresi çocuk teslimine muhalefette 3 aya kadar, kişisel ilişki kurulmasına muhalefette 3 günden 10 güne kadar olacak. Kararın gerekleri yerine getirilmezse, velayet hakkı değiştirilecek. Tüm işlemler ücretsiz olacak, harç alınmayacak ve masraflar devlet bütçesinden karşılanacak.
Konu icra müdürlüklerinden çıkarılmış gibi görünse de kararın yerine getirilmesinde işleyişin değişmediği, uygulamanın çocuk odaklı olmadığı görülüyor. Hatta kadınlar açısından durumu zora sokan, kadına ulaşmak için çocuğu kullanmak isteyen eski kocaya bir dizi kolaylık sağlayan bir yasa olarak hayata geçiriliyor.
Adalet Bakanlığı’nın geçen yılki verilerine göre mahkemelerce çocukların yüzde 74.5’inin velayeti anneye verilmiş durumda. Bu yılın ilk 10 ayında kayıtlara geçen 256 kadın cinayeti var. Özellikle erkek şiddetinden kaçarak sığınma evlerine yerleşen kadınlar için durum çıkmaza girmiş gibi görünüyor.
Evet, ebeveynler çocuklarını rahatlıkla görebilmeli. Çocuk odaklı kurulması gereken ilişkide, kadının içinde bulunduğu durum göz ardı edilmemeli. Kadın açısındana bir cezaya dönüştürülmemeli.
En Çok Okunan Haberler
- MHP'de 3 milletvekilinin istifası istendi!
- 2'si ağır, 3 polis yaralandı!
- Rekabet Kurumu onayladı: Koç Holding dev satın alım!
- Bahçeli'yle sürpriz görüşme!
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- Bahçeli'nin 'Öcalan çağrısını' nasıl yorumladı?
- BRICS'e 'ortak ülke' olma davetini kabul etti
- Meclis'te arbede
- Acun Ilıcalı hakkında 'bahis' soruşturması
- Storm Shadow füzesi Rusya'ya ateşlendi!