Muğla’da doğa katliamını yargı da durduramadı

Ege ile Türkiye’nin yanı sıra, Avrupa’nın sayılı doğa harikalarından olan, Muğla’nın Marmaris ilçesindeki Hisarönü Koyu’nda başlayan doğa katliamına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bir onay daha geldi. Muğla 3. İdare Mahkemesi’nin Mart ayında iptal kararının ardından bölgenin yapılaşmaya açılması için ısrarından vazgeçmeyen bakanlık, iptal edilen planların yerine yenisini yayımladı. Cennet koyda başlayan denize sıfır inşaat için yurttaşlar, sivil toplum örgütleri, meslek odalarının açtığı iptal davasında elde ettikleri yargı zaferi de bu gelişmeler sonrasında havada kalırken, özel koruma alanı statüsüne sahip SİT arazilerinde yapımına başlanan huzurevi ve özel dinlenme tesislerinin önünde de engel kalmadı.

ÖZEL KORUMA ALANI STATÜSÜNE SAHİP

Önceki yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan parsele özel imar düzenlemesiyle yapılaşmaya açılan ve 3 katlık inşaat izni verilen Marmaris’teki Azmak Çayı ile çevrili 23 bin metrekarelik arazide yaşanan yargı süreci başa döndü. Çivi dahi çakmanın yasak olduğu, özel koruma alanı statüsüne sahip, doğa harikası SİT arazileriyle ilgili açılan davada itirazları haklı gören Muğla 3. İdare Mahkemesi, doğa harikası alanları yapılaşmaya açan imar planlarını 16 Mart tarihinde iptal etmişti. Onca itiraz ve yargı sürecine karşın, bakanlığın huzurevi yapımı için özel düzenlemeye gittiği iki ayrı parselde mahkemenin kararı beklenmeden başlayan inşaat faaliyetleri de kaçak duruma düşmüştü.

ÇEVRE ÖRGÜTLERİ VE YURTTAŞLAR YENİ BİR DAVA İÇİN HAREKETE GEÇTİ

Bunun üzerine doğa katliamına sahne olan ve SİT alanına beton dökülerek yapılan huzurevi ve dinlenme tesislerinin inşaatının devam edebilmesi için yeniden plan hazırlayan bakanlık, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kalan ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan Hisarönü Koyu’ndaki denize sıfır alanın yapılaşmaya açılmasını ikinci kez onayladı.

Ağaçların kesildiği, hafriyat çalışmaları yürütülen ve beton santrali kurulan sahada yaşanan doğa katliamı da bakanlıkça seçimlere sayılı günler kala bir kez daha yasal hale getirildi. Avrupa’da mutlak korunması gerekli 100 alan arasında gösterilen Hisarönü Koyu’ndaki hukuksuz inşaatı ikinci kez onaylayan bakanlığın bu hamlesine tepki gösteren çevre örgütleri ve yurttaşlar yeni bir dava için harekete geçti.