Musk’tan yeni çılgın proje: Londra’dan New York’a 5 bin kilometrelik tünel!

ABD’de başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Donald Trump tarafından kısa bir süre önce kabineye atanan Musk, devasa bir tünel fikri ortaya attı. 

Şayet gerçekleşirse, bu tünel yolcuları Londra’dan Manhattan’a bir saatten kısa sürede taşıyabilir. Şu an için uçakla aynı rota yaklaşık sekiz saat sürüyor, bu da projeyi devrimsel bir fikir haline getiriyor.

Proje, uçakları devre dışı bırakıp trenleri ön plana çıkarıyor. Planlanan tünel, trenlerin saatte 4 bin 800 kilometre hızla Atlantik’i geçmesini öngörüyor. Ancak Musk, bu projeyi tahmin edilenden çok daha düşük bir maliyetle gerçekleştirebileceğini iddia ediyor.

Peki, bu gerçekten mümkün mü, yoksa sadece bir abartı mı?

MUSK'IN AÇIKLAMALARI

Konu, Musk’ın sosyal medya platformu X’te bir kullanıcıyla etkileşimi sırasında gündeme geldi. Kullanıcı, Musk’ın SpaceX şirketinin, Trump dönemindeki Federal Havacılık İdaresi (FAA) tarafından, insanları bir saatten kısa sürede dünyanın herhangi bir yerine taşıyacak Starship Earth to Earth (Yıldız Gemisi) projesi için onay alabileceğini yazdı.

Kullanıcı şu ifadeleri kullandı:

“Trump döneminde FAA, SpaceX’in Starship Earth to Earth projesine birkaç yıl içinde onay verebilir; bu, insanların herhangi bir şehirden başka bir şehre bir saatten kısa sürede ulaşmasını sağlar.”

Musk ise bu mesaja, “Bu artık mümkün,” diyerek yanıt verdi.

Atlantik altı tünel projesine dair haberlerde ise Musk, inşaat firması The Boring Company’nin bu projeyi 20 trilyon dolar yerine bunun binde biri kadar maliyetle gerçekleştirebileceğini öne sürdü.

GERÇEK HAYATTAN ÖRNEKLER

2024 yılı itibarıyla dünyanın en hızlı treni, Çin’deki Shanghai Maglev, saatte 300 kilometre hızla seyahat ediyor. Daha önce 430 km hız yapabilen bu trenin hızı, 2021’de düşürülmüştü. Musk’ın tünel projesinde ise vakum teknolojisi ve jet itiş gücü kullanılarak seyahat süresinin yalnızca 54 dakikaya indirilmesi hedefleniyor.

Ancak bir mühendis, bu projenin gerçekleşmesinin neredeyse imkânsız olduğunu açıklamak için internet ortamında detaylı bir değerlendirme yaptı. Mühendise göre, Atlantik Okyanusu’nun derinlikleri projeyi daha başlangıç aşamasında büyük zorluklarla karşı karşıya bırakıyor.

• Atlantik, deniz seviyesinden yaklaşık 5 bin 500 metre derinliğe ulaşıyor. Bu derinlikte, bilim insanlarının önce deniz tabanının jeolojik yapısını incelemesi ve olası fay hatlarını belirlemesi gerekiyor. Ancak bu değerlendirmeden sonra bile, tabanın tüneli güvenli bir şekilde destekleyemeyecek kadar yumuşak olduğu ortaya çıkabilir.
• Üstelik 5 bin 500 metre derinlikteki su basıncı, inşaatı engelleyen başka bir faktör. Bir mühendis, “Bu kadar derin bir su, deniz tabanındaki kayalarda ciddi baskılar oluşturur ve bu da kazılan bir tünel için sorun yaratır” dedi.
• Fakat en büyük engel ise, Atlantik’in ortasında yer alan devasa volkanik bölge, Mid-Atlantic Ridge (Atlantik Orta Sırtı). Bu aktif volkanik bölge, Amerika kıtalarını Avrupa ve Afrika’dan ayıran kıtasal plakaların hareketiyle oluşuyor. Bölgenin yüzeyi İzlanda’da suyun üzerinde görülebiliyor.

UMUT VERİCİ ÖRNEKLER

Bununla birlikte, daha küçük ölçekli tünel projeleri umut verici örnekler sunuyor. Şu anda Baltık Denizi’nin altına inşa edilen Fehmarn Tüneli, kuzey Almanya’yı güney Danimarka’ya bağlayacak. Sadece 18 kilometre uzunluğundaki bu tünel, doğru koşullar sağlandığında bu tür projelerin mümkün olabileceğini gösteriyor.

Proje üzerinde çalışan Danimarkalı şirket Femern A/S’nin sözcüsü Denise Juchem, Euronews Travel’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu tünel, Danimarka ile Almanya arasında daha hızlı ve güvenilir bir bağlantı sağlayarak günlük ulaşımı çok daha kolay hale getirecek. 18 kilometrelik batırılmış tünel, daha düşük çevresel etki, hava koşullarına daha az duyarlılık ve maliyet açısından daha etkili olduğu için en iyi çözüm olarak değerlendirildi."

Fehmarn Tüneli’nin 2029 yılında tamamlanması planlanıyor ve dünya çapında büyük bir ilgi görmesi bekleniyor.