Mutfağınızın kurtarıcısı: Karbonatın 8 farklı kullanım şekli!

Karbonat, oldukça çok yönlü bir madde olmasına rağmen, çoğu zaman mutfaklarda kullanımı göz ardı ediliyor. Peki, mutfağınızın kurtarıcısı olan bu maddenin bilinmeyen kullanım alanları nelerdir? İşte karbonatın 8 farklı kullanım şekli...

cumhuriyet.com.tr

Mutfakların demirbaşlarından biri olan karbonat, yıllardır genellikle sadece fırında pişirilen yemeklerle ilişkilendirilir. Ancak, temizlikte ve koku gidermede de oldukça etkili bir şekilde kullanılabilen çok yönlü bir maddedir. 1846 yılında ABD'de ilk üretildiğinden beri bir kabartma aracı olarak kullanılan karbonatın, mutfaklarda bu kadar tek taraflı bir görev üstlenmiş olması şaşırtıcıdır. 

Özellikle, pişirme süreçlerini değiştirip kızartma süresini kısaltması, dokuları düzenlemesi ve soslarda denge sağlaması gibi özellikleri göz önüne alındığında, onun mutfaklardaki potansiyeli oldukça büyüktür. Peki, mutfağınızın kurtarıcısı olan bu maddenin bilinmeyen kullanım alanları nelerdir? İşte karbonatın 8 farklı kullanım şekli...

KARBONATIN 8 FARKLI KULLANIM ŞEKLİ

1. Haşlanmış yumurtaları kolaylıkla soyun:

Yumurtayı soymak, bazen koca koca parçaları koparmak kadar sinir bozucu olabilir. Soyulması zor olan yumurtalar genellikle taze olanlardır çünkü taze yumurtaların beyaz kısımlarında bulunan karbondioksit, zamanla kabuktan sızmaya başlar ve yumurtanın soyulması daha kolay hale gelir. Ancak, yumurta beyazındaki pH derecesi dış müdahalelerle değiştirilebilir. Örneğin, haşlama suyuna biraz karbonat ekleyerek yumurtanın beyazı, kabuk iç zarında bulunan keratine sıkıca bağlanmaz ve yumurtanın soyulması daha kolay ve hızlı hale gelir.

2. Makarnalarınızı noodle’a dönüştürün:

Ramen noodle'ların en belirgin özellikleri, buğday bazlı hamurları ve içine dahil edilen kansui adı verilen malzemedir. Kansui, hamurun içine eklenen bir tür alkalin sudur. Bu alkalin tuzlar ve çözeltiler, noodle'ın pişme süresini, sertliğini, yapışkanlık derecesini ve çiğnenebilirliğini önemli ölçüde etkiler; ayrıca hamurdaki protein çeşitliliğini artırır. Bu etki o kadar güçlüdür ki, makarna gibi başka buğday bazlı hamurlar bile, sadece alkalin solüsyonu içinde pişirilerek noodle benzeri bir makarnaya dönüştürülebilirler.

3. Çıtır çıtır fırın patatesler yapın:

Patatesleri fırınlamadan önce karbonatlı suda haşlayarak, patateslerin çıtır çıtır bir doku kazanmalarını sağlayabilirsiniz. Bu, alkalin özellikteki karbonatın suyun pH değerini yükseltmesinden kaynaklanır. Artan alkalin pH derecesi, bitkinin hücre duvarlarındaki pektinin parçalanmasına neden olur. Pektin parçalandıkça, patates yüzeyi yumuşamaya başlar ve daha çıtır bir doku kazanır. Hızlıca suda bekletilen patateslerin bu yumuşak yüzeyleri, fırınlama sırasında kalın ve leziz bir altın sarısı çıtır tabaka oluşturur.

4. Etlerinizi yumuşatın:

Karbonatın yumuşatıcı etkisi sadece sebzelerle sınırlı değildir; mutfakların vazgeçilmezi olan, en sert etleri bile yumuşatmak için kullanılabilir. Etin su ve karbonattan oluşan bir solüsyona batırılması, etin yüzeyini alkali hale getirerek etin dokusunu değiştirir. Ancak, bitkilerde olduğu gibi yapısal moleküller parçalanmaz; alkali ortam, etin yüzeyinde bulunan proteinlerin doğasını değiştirir. Böylece et, ısıya maruz kaldığında proteinler birbirlerine bağlanmaz ve sonuç olarak et sertleşmez, pişirme süreci boyunca yumuşaklığını korur.

5. Hamur işlerinizin üzerini kızartın:

Evde hazırladığımız hamur işlerini, dışarıda satılan altın sarısı, kıyır kıyır olanlarla karşılaştırdığımızda biraz hayal kırıklığına uğrayabiliriz. Profesyonel fırıncılar, bu göz alıcı renk ve dokuyu elde etmek için tehlikeli bir alkalin madde olan küllü su kullanırlar. Ancak karbonat da alkalin bir madde olmasına rağmen, pH değeri çok daha düşüktür, yani küllü suya kıyasla daha güvenlidir. Hamur işleri için kullanılan haşlama suyuna karbonat eklemek, proteinlerin ve şekerlerin Maillard reaksiyonunu hızlandırarak renk, aroma ve koku yoğunluğunu artırır. Hatta bu süreci, karbonatı önceden fırınlayarak daha da zenginleştirebilirsiniz. Ancak bunun karbonatı bir miktar zararlı hale getirebileceğini unutmamanız önemlidir.

6. Maillard reaksiyonunu hızlandırın:

Maillard reaksiyonu, yemeklerin lezzet, dokular ve aromalarının arkasındaki anahtar faktörlerden biridir ve iştahımızı kabartan bu unsurların temelini oluşturur. Karbonatın pişirme sürecine dahil edilmesi, bu reaksiyonu etkileyerek pişirme sürecini hızlandırır. Bu sayede yemeğin daha fazla ısıya maruz kalması gerekmez, bu da zaman tasarrufu sağlar ve yanma gibi riskleri azaltır. Örneğin, soğanları kavururken tavaya bir miktar karbonat ekleyerek uzun karamelizasyon sürecini önemli ölçüde, yaklaşık 30 dakika kadar kısaltabilirsiniz. Ancak, dikkate alınması gereken bir nokta var: zaten kırılgan olan soğanlara karbonat eklemek, tamamen parçalanmalarına ve sonuç olarak aşırı derecede yumuşak bir dokuya sahip olmalarına neden olabilir.

7. Fasulye pişirirken kullanarak sindirime yardımcı olun:

Yapılan araştırmalara göre, pişirme sırasında kullanılan sıvının pH değeri, baklagiller gibi yiyeceklerin pişme süresini önemli ölçüde etkileyebiliyor. Örneğin, suya %1 oranında karbonat ekleyerek fasulyelerinizi, nötr veya asidik suda pişenlere kıyasla çok daha kısa sürede pişirebilirsiniz. Bu durum, temel bir bilimsel etkileşime dayanır. Alkalin ortamlar, pektin moleküllerinin daha küçük parçalara ayrılarak zayıflamasına neden olur ve bu da fasulyelerin çok daha hızlı bir şekilde yumuşamasını sağlar. Karbonat ekleyerek pişirme süresini önemli ölçüde azaltabilirsiniz.

8. Soslarda asiditeyi dengeleyin:

Geleneksel gastronomi, fazla asidik bir sosta dengeyi sağlamanın iki yolu olduğunu belirtir: şeker veya yağ eklemek. Ancak bu katkılar, asidik etkiyi azaltırken yemeğin lezzetini ve dokusunu değiştirir. Bunun yerine, karbonat alternatif olarak kullanılabilir ve asiditeyi dengelemek için herhangi bir değişiklik yapmadan işlev görür. Karbonat, uygun bir şekilde uygulandığında, lezzete ya da dokuya müdahale etmez; bunun yerine, sadece asidik sosun pH düzeyini nötral seviyeye, yani 7'ye çeker.