Yargıtay "Önüne bak ayı!" sözünü tahrik saymadı
Trafikte kural ihlali yapan çekici sürücüsü, sıkıştırılma sonucu yoldan çıkan aracın şoförünü ‘Önüne baksana ayı’ deyince sopayla darp etti. Çekici sürücüsü olayın tahrik sonucu meydana geldiğini öne sürerken, Yargıtay Ceza genel Kurulu darp eyleminden yargılanan sanık için kullanılan sözün tahrik sebebi yapılarak ceza indirimine gidilemeyeceğine hükmetti.
IHAHatalı park eden otomobili otoparka götüren çekicinin sürücüsü, dönüş yasağı olan yerden U dönüşü yapınca karşı yönden gelen araç sürücüsünü tehlikeye soktu. Çekicinin sürücüsüne ‘Önüne baksana ayı’ diyen araç sürücü, hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaştı.
Elinde sopayla inen çekici sürücüsü, tartıştığı şoförü darp etti. Yaralı sürücünün şikayeti üzerine Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.
4500 TL PARA CEZASI
4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘kasten yaralama’ suçundan hakim karşısına çıkan sanık çekici sürücüsü, 4 bin 500 TL adli para cezasına çarptırıldı. Sanık kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 3. Ceza Dairesi, “Sanığın savunmasında katılanın kendisine hakaret ettiğini belirtmesi, tanığın bu anlatımı doğruladığı anlaşılmakla, mağdurun sanığa yönelik hakaretamiz söz söylemesinin sanık yararına 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması sebebiyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir” ifadeleriyle kararı bozdu.
Dava dosyasını yeniden inceleyen 4. Asliye Ceza Mahkemesi, "Sanığın tüm aşamalarda değişmeyen samimi beyanlarına göre müşteki sanığın trafikteki seyrini tehlikeye düşürecek şekilde hareket ettiği, zira kendi beyanında da aracın kör tarafına geçtiği için müştekiyi göremediğini beyan ettiği, buna yönelik müştekinin tepkisi hakaret yönünde olmuştur. Ancak sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokacak nitelikte eylemde bulunmak suretiyle ilk haksız durumun müşteki sanıktan kaynaklandığı ve olayı yatıştırmak yerine aracından sopa alarak müşteki sanığa saldırarak yaraladığı ortadadır. Haksız tahrik oluşturan fiilin mutlaka suç vasfında olması gerekmeyip haksız fiil niteliğinde olmasının yeterli olduğu, buna göre de ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı ve haksız tahrike karşı haksız tahrikten yararlanmanın mümkün olmayacağı, bu itibarla Mahkememizin bozma öncesi verdiği kararın usul ve kanuna uygundur” gerekçesiyle ilk kararında direndi.
EMSAL NİTELİKTE KARAR
Sanık çekici sürücüsü, kararı temyiz edince bu kez devreye Yargıtay Ceza Genel Kurulu girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Kurul, çekici sürücüsünün kural ihlali yaparak haksız fiilde bulunduğuna dikkat çekti. Kararda çekicinin U dönüşü yapacağı sırada kendilerini fark etmemesi üzerine kaza tehlikesi atlatan araç sürücüsü ve yanındaki arkadaşının tepkisiyle karşılaştığı hatırlatıldı.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Çekicinin hatalı hareketi sonrası tehlike atlatan sürücü aracıyla çekicinin önünden geçip 4-5 metre ileride durduğu, araçtan inen mağdurun sanığa hitaben ‘Allah'ın ayısı, önüne baksana’ diye bağırdığı, bunun üzerine sanığın araçta bulundurduğu 68 santimetre uzunluğunda ve 3,5 santimetre çapındaki ağaç sopayı alıp mağdurun üzerine doğru yürüdüğü ve sopayla mağdurun kasığının alt tarafına vurarak yaraladığı anlaşılmaktadır. Çevrede bulunanlar ile olay yerinin yakınındaki polislerin müdahale ederek sanıkla mağduru ayırdıkları, mağdurun basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte yaralandığı ortadadır. Dosya kapsamına göre sanığın sevk ve idaresindeki çekiciyle dönüş yaptığı yerde U dönüşünün yasak olduğuna dair bir belirleme yapılamamakla birlikte, sanığın savunmasında tanığın sevk ve idaresindeki aracı, kör noktada kalması sebebiyle göremediğini beyan etmesi, tanık ve mağdurun ise sanığın yasak olan yerden U dönüşü yaptığını ifade etmeleri, kolluk tutanağı, sanık savunması ile tanık ve mağdur anlatımlarına göre sanığın yaralamalı veya maddi hasarlı trafik kazasına sebep olabilecek şekilde U dönüşü yapmak için sola doğru manevra yapması karşısında haksız fiil olarak kabul edilmesi gereken bu davranış sebebiyle ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Mağdurun ise bu haksız fiile yönelik sanığa hitaben ‘Allah'ın ayısı, önüne baksana’ diye bağırmasının tahrikte etki-tepki dengesini sanık lehine bozmayacak şekilde orantılı olması karşısında, sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşmadığını kabul eden yerel mahkeme hükmünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu itibarla yerel mahkemenin direnme gerekçesinin isabetli olduğuna, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmelidir. Mahkeme kararı oy birliği ile onanmıştır.”