Dostları Uğur Mumcu'yu anlattı: Babıali'ye bir bomba gibi düştü!

Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu, katledilişinin 30’uncu yıldönümünde tüm Türkiye'de anılıyor. Ölümünün önündeki sır perdesi ise hâlâ aralanmış değil. Yakın arkadaşları Ali Sirmen ve Turan Karakaş, Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğe olan katkısını Cumhuriyet TV'de anlattı.

cumhuriyet.com.tr

Ankara’daki evinin önünde 24 Ocak 1993’te bombalı suikast sonucu öldürülen Cumhuriyet yazar Uğur Mumcu’nun bugün 30’uncu ölüm yıldönümü. Suikastın üzerinden 30 yıl geçti ama ne suikastı yapanlar ne de arkasındaki güçler ortaya çıkarıldı.

Cumhuriyet yazarı Şükran Soner, araştırmacı gazeteciliğin sembol ismi Mumcu'yu, Mumcu'nun yakın arkadaşları Ali Sirmen ve Turan Karakaş ile birlikte Cumhuriyet TV'de anlattı.

"MUMCU BABIALİ'YE BİR BOMBA GİBİ DÜŞTÜ"

Ali Sirmen, Uğur Mumcu'nun en yakın dostlarından biriydi. İnsanların Mumcu'yu özlediğini ve onun yolundan yürüdüğünü anlatan Sirmen, Mumcu ile tanışma yıllarını şu sözlerle anlattı:

"Uğur Mumcu ile ilk 1964 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nde tanıştım. Münazara ekibinin başkanıydım, Mumcu da Ankara'nın efsanevi münazara ekibinin başkanıydı. Sonra Yeni Vatan'da beraber olduk. Mumcu, Babıali'ye bir bomba gibi düştü. Bütün çevreyi etkiledi. Çok güzel yazılar yazdı. Sonra da Cumhriyet'te beraber olduk. İstanbul'a geldiğinde bende kalırdı."

Uğur Mumcu'nun son derece güleryüzlü bir insan olduğunu ve cana yakın bir karaktere sahip olduğunu dile getiren Sirmen, "Mumcu'ya özenmek zor bir iştir. Herkes ona hayrandır ama kimse oğlunun Mumcu gibi olmasını istemez. Çünkü Uğur Mumcu olmanın bir bedeli vardır. Mumcu'ya özenmek güçtür" dedi.

"MUMCU HUKUKUN BİLİMSEL OLDUĞUNU ÇOK GÜZEL ANLATIRDI"

Avukat Turan Karakaş ise Uğur Mumcu ile olan buluşmalarından ve sohbetlerinden bahsetti. Mumcu'yu ilk olarak öğrencilik yıllarında tanıdığını anlatan Karakaş, "Ben öğrenciydim, Mumcu da Kasım Bekir Balta'nın asistanıydı. Çok kültürlüydü. Ona hayranlıkla bakardık" dedi. Mumcu sayesinde hukuki ve hukuki olmayan sözlerin ayrımını daha iyi kavradığını ve Mumcu'nun içi boş laflara çok kızdığına dikkat çeken Karakaş "Mumcu, hukukun bilimsel olduğunu çok güzel anlatırdı" ifadelerini kullandı.

"ARAŞTIRMACI GAZETECİLİKTEKİ ÇALIŞMASIYLA HEDEF OLDU"

Cumhuriyet yazarı Şükran Soner ise Uğur Mumcu'nun gazeteciliğe başladığı dönemleri anlattı. Üniversitelerin bilgi birikimi yüksek insanları ve öğretim görevlilerini barındırdığını ve özellikle o yılların Türkiye'ye birçok bilim insanı kazandırdığını söyleyen Soner, sözlerine şu ifadelerle son verdi:

"Mumcu, edindiği başarılarla araştırmacı gazetecilikteki çalışmasıyla hedef oldu. Mumcu'nun kimliği üzerinden bugünkü kuşaklara yaşananları anlatmak lazım. Mumcu'nun izinden gitmek için ahlaki sorumluluğun çok yukarıda olması gerekiyor."