TKP'den Cumhuriyet'in 101'inci yılına özel etkinlik: 'Aşiretlerin tasfiye edilmemesi laikliği ayaklar altına aldı'
Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) Cumhuriyet'in 101. yılına özel hazırladığı "Cumhuriyet'i Selamlıyoruz" etkinliğinde konuşan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında "toplumsal dokuya müdahale edilemediğini" belirterek "Laikliğin bu kadar ayaklar altına alınmasının kaynağında Türkiye'deki aşiret yapısının tasfiye edilmemesi yatmaktadır" dedi.
ANKARA / CumhuriyetTürkiye Komünist Partisi (TKP), dün Ankara Kocatepe Kültür Merkezi'nde Cumhuriyet'in 101. yılına özel "101. Yılında Cumhuriyet'i Selamlıyoruz" etkinliği düzenledi.
Etkinliğin açılış konuşmasını TKP Ankara İl Örgütü adına İl Başkanı Ali Ufuk Arikan yaptı. Konuşmasına başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere direnen tüm devrimcileri selamlayarak başlayan Arikan, "Bu etkinlikle selamladığımız Cumhuriyet'in nasıl içerisinde bulunduğumuz karanlığa sürüklendiğini ve Cumhuriyet'i nasıl tekrar ayağa kaldıracağımızı konuşacağız" dedi. Arikan'ın ardından sahne alan sanatçı Gülcan Altan, kalabalığa şarkı dinletisi sundu.
'DİŞİMİZİ DEĞİL, YUMRUĞUMUZU SIKACAĞIZ'
Şarkı dinletisinin ardından kürsüye Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) adına Eda Mermi çıktı. Mermi, kadınların maruz kaldığı şiddet ve sömürünün Türkiye'nin içerisinde bulunduğu sistemden ayrı olmadığını vurgulayarak "Bu sistem kadınları hem ekonomik hem de toplumsal olarak sömürmek üzerine kurulu. Kadınların sorunları bu sistemin sorunlarından ayrı düşünülemez. Siyasi İslamın yükselişi ve siyasi iktidarın gerici politikaları artık kadını daha fazla hedef alıyor. Bu politikalar kadını toplumsal yaşamdan dışlayan bir anlayış taşıyor. Bu sistem kadını ikinci sınıf bir vatandaş olarak görüyor" diye konuştu.
Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşıldığını belirten Mermi, "Cumhuriyet'i yıktılar. Biz kadınlar laik bir toplumda yaşamak istiyoruz. Gericiliğe ve dinin siyasete alet edilmesine karşı laiklik biz kadınlar için para biçilmez. Kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının ve kadına yönelik şiddetin son bulacağı gün gelene kadar dişimizi değil yumruğumuzu sıkacağız. Biz kadınlar bu ülkenin kuruluşunda vardık, geleceğinde de olacağız" ifadelerini kullandı.
'BİR AYAĞI GELECEKTE'
Mermi'nin ardından Türkiye Komünist Gençliği (TKG) adına Arda Yunus söz aldı. Yunus, etkinliğin adına gönderme yaparak "Bu selamın bir ayağı bundan 101 yıl önce bu topraklarda kurulan Cumhuriyet ve onun getirisi devrimci birikim, bir ayağı da gelecek. Bu memleketin gençlerinin, kadınlarının, emekçilerinin, aydınlıktan yana insanlarının kuracağı sosyalist cumhuriyet" dedi. Yunus'un sözlerinin ardından kalabalık "Kahrolsun saltanat, yaşasın Cumhuriyet", "Boyun eğme memlekete sahip çık" sloganlarını attı. Etkinlik, sanatçı Altan'ın tekrar sahne almasıyla devam etti.
'DEVRİMİ KÜÇÜMSEMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİL'
Şarkıların ardından kürsüye çıkan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, konuşmalarına 101 yaşındaki Cumhuriyet'i selamlayarak başladı.
Okuyan, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarına ilişkin yalanlara değinerek "1919-1923 yılları arasında bu coğrafyada çok büyük işler yapıldı, büyük bir devrime imza atıldı. Bu devrimi küçüksemek kimsenin haddine değil" dedi.
Okuyan, Cumhuriyet devrimlerinin eksik bıraktığı yerler olduğunu belirterek "Altını çizmemiz gerekiyor ki Cumhuriyet'in kuruluşunda işçi sınıfı, milli kurtuluşu daha ileriye taşıyacak toplumsal-ekonomik altyapı gibi çeşitli eksiklikler vardı. Ama bir konuda büyük bir zaaf gösterildi: Toplumsal dokuya müdahale edilemedi. Evet, tarikatlar yasaklandı ve siyasi alandan, devlet işlerinden, kamudan dışarı püskürtüldü. Ama toplumsal hayatta varlığını sürdürdü. Bugün hem Kürt sorunu dediğimiz sorunun bu kadar katmerleşmesinin hem de laikliğin bu kadar ayaklar altına alınmasının kaynağında Türkiye'deki aşiret yapısının tasfiye edilmemesi yatmaktadır" ifadelerine yer verdi.
'HOLDİNGLEŞMİŞ TARİKATLAR EGEMEN'
Gündemde yer alan sorunlara da değinen Okuyan, şunları kaydetti:
"Türkiye'de laikliğe karşı en dişe diş mücadeleyi tarikatlar verdi. Türkiye'deki tarikatların amiral gemisi Nakşibendi'dir. Aşiret yapısına dayanır, oradan beslenir. Nakşibendi şemsiyesi altındaki her biri birer holdinge dönüşmüş tarikatlar Türkiye'yi yönetiyor, onlar egemen. Cumhuriyet'in üzerine gitmeyi tercih etmediği bu aşiret yapısı, kendi karar mekanizmaları, kendi yapısı ve hukuku olan bir yapıdır. Dolayısıyla Türkiye'nin belli bir coğrafyası geri kalmış toplumsal ilişkilerin içerisine hapsoldu. Şimdi bu doğrultuda çözüm süreci meselesi konuşulmalıdır. Biz bu sorunun çözümü için herkes düşüncesini söylesin diyoruz. Çünkü bunlar kapalı kapılar ardında konuşulan, tartışılan şeyler. Neyin tartışıldığı toplumun bilincine çıkmalı. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ya da Erdoğan'ın net çözümden neyi anladığını vatandaş bilmeli. Biz açıkça neyden taraf olduğumuzu söylüyoruz, söylemek zorundayız. Biz Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının değişmemesinden yanayız. Özerklik ve federasyon bir çözüm değildir. Bunu açıkça söylüyoruz."