TİP Genel Başkanı Erkan Baş: Bakan Nebati’nin asgari ücret açıklaması suçun itirafı
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Halk TV ekranlarında yayınlanan ‘Sözüm Var’ programına konuk oldu. Programda gazeteci Şirin Payzın ve Barış Terkoğlu ile ekonomist Emin Çapa’nın sorularını yanıtlandıran Erkan Baş, Türkiye gündemine ilişkin de dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
cumhuriyet.com.trProgramda Çapa’nın sorusu üzerine, Türkiye’de milyonlarca yurttaşın hayatını doğrudan etkileyen asgari ücret görüşmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Baş, “Asgari ücret meselesinde tartışılması gereken rakam değildir. İnsanların aldığı asgari ücretle nasıl yaşayabileceklerini sorgulamak lazım” dedi.
Baş, asgari ücret yerine ‘insanca yaşanacak ücret’ vurgusu yaptı.
İşçilerin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 1 Aralık’ta başlattığı görüşmelerden bu yana, döviz kurundaki dalgalanmalar nedeniyle yüzde 10 kaybettiğinin altını çizen Erkan Baş şunları kaydetti:
“İşçiler, mevcut asgari ücret görüşmeleri süreci boyunca 13 günde 13 dolar kaybetti. 2005 yılında asgari ücret net 350 lira ve çeyrek altın da 28 lira. Yani bu şu demek; 2005 yılında bir asgari ücretli maaşını aldığı gün, 12 tane çeyrek altın alabiliyor. Bugün 12 tane çeyrek altın alabilmek için gereken para; 15 bin 600 Türk lirası. Bugün asgari ücretle sadece iki tane çeyrek altın alabiliyoruz. Asgari ücretle yaşayan tüm işçi arkadaşlarımızın şunu bilmesi lazım; bu iktidar, hepimizden her ay 10’ar tane çeyrek altın çalıyor. Bu tabloda nasıl bir ücret pazarlığı yapabiliriz ki?
‘ASGARİ ÜCRETİ VERGİ DİLİMLERİYLE TARTIŞMAK GEREKİYOR’
Asgari ücret artık ortalama bir ücret hâline gelmiş durumda. O yüzden bu kadar tartışıyoruz. Oysa yapılması gereken şey şudur; asgari ücret, belki en ‘niteliksiz’ ve en yeni başlayan işçiler için konuşulabilecek ücrettir. Siz, o işte yıllarınızı geçirdiyseniz asgari ücretin üzerine çıkmanız gerekir. Siz, belli bir eğitim seviyesinde nitelikli bir elemansanız, elinizde mesleğiniz varsa asgari ücretin çok üstüne geçmek gerekir.
Asgari ücret aynı zamanda asgari yaşam koşullarımızı devam ettirebileceğimiz bir ücret. Oysa, vergi dilimleri nedeniyle altıncı-yedinci aydan itibaren bir üst vergi dilimine geçildiği için net asgari ücrette azalma ve asgari ücretlinin ödediği vergide artış yaşanıyor. Dolayısıyla asgari ücreti vergi dilimleriyle birlikte tartışmak gerekiyor. İktidar diyor ki; ‘Sen aslında en alt düzeyde ücret alıyorsun ama altıncı aydan sonra sen artık üst vergi dilimine geçtin daha fazla vergi öde.’
Asgari ücret eğer asgari yaşamsa, temel ve zorunlu ihtiyaçlar asgari ücretlilere devlet tarafından sunulabilmeli. Siz bir asgari ücretlisiniz, maaşınızı aldınız… Elektrik olmadan yaşayabilir misiniz? Su faturası ödeyeceksiniz, doğal gaz faturası ödeyeceksiniz, internet faturası ödeyeceksiniz… Bir de büyükşehirlerde yaşıyorsanız yol parası ödeyeceksiniz. Bunun üstüne bir de konut kirası ödeyeceksiniz, e siz nasıl yaşayacaksınız?”
‘GÖZLERİ PARADAN BAŞKA BİR ŞEY GÖRMÜYOR’
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin HaberTürk yazarı Sevilay Yalman’a yaptığı, “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim. Ben babadan görme bir insanım. Babamın bana bıraktıklarını kaybederim. Ben bunu göze alır mıyım?” açıklamalarına ilişkin de konuşan Erkan Baş, “2800 lirayla yaşanır mı?’ diyor. Bu ücreti işçilere sizin iktidarınız vermedi mi?” dedi.
Baş, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Her satırı utanç verici bir röportaj ama asgari ücretle ilgili söylediği şey tam olarak suç itirafıdır. ‘Biz bu işçileri kölelik düzenine mahkûm ettik’ diyor. Daha ne desin? Bu kadar halktan kopukluk olabilir mi? Bu ülkede insanlar açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten hayatlarını kaybediyor, intihar ediyor. Bakan diyor ki; ‘Siz ne kaybedeceksiniz, ben fabrikamı kaybederim.’ Gözlerini para bürümüş. Paradan başka hiçbir şey görmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Ortada bir beceriksizlik, yeteneksizlik falan yok. Bilerek ve isteyerek kendilerini, etraflarını, patronları zenginleştirmek için memleketi bir yıkıma sürüklüyorlar. O yüzden bir an önce bunu durdurmak gerekiyor.”