Sanık Çiftçi, emniyetteki yeni ‘dini örgüte’ işaret etti
Ayhan Bora Kaplan (ABK) suç örgütü davasında yargılanan eski Ankara Çankaya Sivil Ekipler Amirliği’nde 3. sınıf müdür olarak görev yapan Necdet Atilla Çiftçi Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan eski Ankara İl Emniyet Müdürü Murat Çelik hakkında; “Kendi kusurunu örtmek için benim birimimi işin içine soktu. Yeni dönemin prensi, en güçlü emniyet müdürü Murat Çelik bana soruşturma başlattıktan sonra cezaevine girdi. Bakalım o da bir örgüte üye miymiş? Bir kaç yıla kalmaz bana bu kumpası kuranlar da yargılanınca bu örgütün ismini de öğreniriz” dedi.
Aytunç ÜrkmezAnkara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ayhan Bora Kaplan (ABK) suç örgütü davasında, sanık ve avukatların dosya savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmaların alındığı duruşma sürecinin dün üçüncü haftası başlarken, dosya hakkındaki tartışmalar daha da hareketlendi.
Mahkemede dün savunmalar tamamlandı. Mahkeme Başkanı, son sözlerin alınması için davayı bugüne erteledi. Gazetemiz Cumhuriyet, önceki günlerde dava dosyasındaki bilirkişi raporu ile davada yargılanan ve geçmişte FETÖ’yle mücadelesiyle tanınan eski Ankara Çankaya Sivil Ekipler Amirliği’nde 3. sınıf müdür olarak görev yapan Necdet Atilla Çiftçi hakkında belirtilen baz kayıtlarıyla uyuşmadığını gündeme getirmişti.
Sanık Çiftçi, 9 Eylül’deki duruşmasında verdiği savunmada davada yargılanmasının nedenini, baz kayıtlarındaki uyuşmazlığı ve emniyetteki yeni cemaat yapılanmasını gündeme getirmişti.
‘BERAATIMI İSTEYECEĞİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜM’
Sanık Çiftçi, savunmasında; davada bulunmasının nedenini “Hakkımdaki iddia ise sadece müşteki beyanlarına dayalı olarak o dönem beraber çalıştığım bir komiserimin Erkan Doğan’a (dosyadaki şikayetçi) söylediğini iddia edilen sözler ile faili meçhul bir kırçıl saçlı ile tokalaşmamdan ibaret.
Yapılan yargılama boyunca da başkaca bir iddia yahut delilden bahsedilmediği gibi yargılanan diğer sanıklarla aramda hiçbir tanışlık dahi olmadığı tespit edildi. Bu sebeple esasen savcılık makamı yapılan yargılamaya kulak misafiri dahi olsaydı, beraatımı isteyeceğini düşünmüştüm” ifadeleriyle anlattı.
‘KENDİNİ ÖRTMEK İÇİN BENİ DAVAYA SOKTU’
“Müştekinin hakkımdaki iddialarına bakıyorum, bazı yerlerde o kadar muğlak ifadeler vermiş ki, anlamak mümkün değil. Böyle kırçıl saçlı diye belirsiz bir ifade olabilir mi?” diye soran Çiftçi, “Ne soruşturmayı yürüten kolluk ne savcılık ne de mahkeme heyeti kim bu kırçıl saçlı, yok mu başka özelliği diye sormuyor.
Ama beni, müştekiyi tehdit eden faili meçhul bir kırçıl saçlı ile tokalaştım diye örgüte yardım etmeden yargılıyor” dedi. Çiftçi, şikayetçi Doğan’ın ilk ifadeleriyle son verdiği ifadelerde değişiklik olduğunu ileri sürerek, “Neden o aşamada kovuşturma genişlemiyor?” diye sordu ve şu ifadeleri kullandı:
“Neden kovuşturma genişletilmediğini ben söyleyeyim: Çünkü olayın olduğu dönemin organize şube müdür yardımcısı sizin de yakından tanıdığınız Murat Çelik (eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı). Beni bu dosyaya monte eden şahıs. Bu olaydan üç gün sonra da organizeden göndermişler. Murat Çelik belki de o dönem gerçekten bu işin içindeydi. Tüm bu yaşanılanlarda tek kusuru olmayan emniyet birimi benim birimimdi. Kendi kusurunu örtmek için benim birimimi işin içine soktu.”
MÜZİK ALETİ DETAYI
Çiftçi, şikayetçi Doğan’ın mahkemede konuştuğu 20 Mayıs’taki duruşmada, avukatı Ayşe Özgün İnce’nin soru sormasının 6-7 kez mahkeme başkanı tarafından kesilmesini anımsatarak, “Aynı soruyu sormamızda ne sakınca var? Aceleniz ne? Daha önemli bir işiniz vardı da biz rahatsız mı ettik sizi? Müdahale ettiğiniz soru da ilk kez, mahkeme ifadesinde odama girdiğini söyleyen müştekiye benim avukatımın sorduğu ‘Odada hiçbir müzik aleti var mıydı?’ sorusuydu.
Doğan hiç odama girmediği gibi böyle bir sorunun sorulmasına da çalıştırılmamış olacak ki cevabında aynen; ‘Niye başka bir şey sormadınız da müzik aleti dediniz. Atatürk portresi sorun, gençliğe hitabeyi sorun” diyor önce. Daha sonra da ‘Ben Barış (Sanık Barış Kurt) ile çalıştığım için dolayısıyla il yönetiminde de çok çalıştım.
Bir makama girdiğimiz zaman kafanı çok kaldırma, sağa sola çok bakma deniliyor’ diyor dalga geçer gibi. Odamda 1 tane klarnet, 2 tane de yan flüt vardı. Odama bir kez bile giren bir kimse bunları mutlaka fark eder aklında mutlaka kalırdı” diye konuştu.
EMNİYETTEKİ YENİ ÖRGÜT!
“Başkan bana ‘Senin odana getirildiğini söylüyor’ dedikten sonra müşteki ilk kez duruşmada benim odama girdiğini söyledi” diyen Çiftçi kendisinin dosyada yer almasını “kumpas” olarak nitelendirdi. Çiftçi bu kumpasın nedenini “FETÖ’yle mücadele edenlerin belirtmek için kullanılan ve FETÖ’nün infaz listesinde bulunan ‘F4 kodlu’ olarak" açıklayarak, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki süren soruşturma aşamasında görev yapan polislerin davasındaki sanıklara ilişkin şu iddaları dile getirdi:
“FETÖ düşmanıdır F4. Sadece FETÖ’ye değil devletin içine sızmaya çalışan her türlü oluşuma da düşmandır bu grup. Kumpas olduğuna nasıl kanaat getirdim onu da anlatayım. Düzmece bir rapor düzenlenmiş hakkımda. Emniyet genel müdürlüğünde olduğum bir saate Çankaya sivil ekiplerdeymişim gibi yazmışlar. Huzurdaki yargılama yüzünden, Cevheri Güven isimli firari FETÖ’cü beni çantacılık yapmakla suçladı.
14 yaşımdan beri devletim ve ödediği vergilerle, Türk halkı büyüttü beni. Hep kendimi devletçi, milliyetçi ve Atatürkçü olarak tanımladım. Sene 2023, dönemin Ankara emniyet müdür yardımcısı Murat Çelik hakkımda sahte bir iddiayla bir soruşturma başlattı. Ardından şimdi yine tayinim Şırnak’a çıktı. Yeni dönemin prensi, en güçlü emniyet müdürü Murat Çelik bana soruşturma başlattıktan sonra cezaevine girdi.
Bakalım o da bir örgüte üye miymiş? Bir kaç yıla kalmaz bana bu kumpası kuranlar da yargılanınca bu örgütün ismini de öğreniriz. Aslında ben biliyorum da kamuoyu da öğrenir. Bir Filistin atasözü derki: ‘Ülkenizin aslanlarına sahip çıkın. Yoksa düşmanın köpeklerine yem olursunuz.’ Siz ülkenizin aslanlarını çakallara yem ediyorsunuz.”