Meclis’te görüşülen öneri yasalaşırsa ‘denetlenene denetleyeni seçme hakkı’ verilecek: 'Müteahhidin eline düştük'

Uzmanlar, yasa teklifinin kabulüyle yüzde 95’i fay hattında bulunan Türkiye’de, AKP iktidarının daha büyük felaketlere davetiye çıkaracağına dikkat çekiyor.

Mustafa Çakır

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği avukatı Nurten Çağlar Yakış, tam ismi “Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi” olan torba teklifin denetimi zayıflatacağına dikkat çekti.

Yürürlükte bulunan Yapı Denetimi Hakkında Yasa gereğince, müteahhitlik hizmeti veren kişi ve kuruluşların faliyetlerinin bizzat bakanlık tarafından oluşturulmuş sistem üzerinden atanan yapı denetim kuruluşları tarafından yapıldığına işaret eden Yakış, “Söz konusu sistemin özelliği, müteahhitlik hizmeti verenle onu denetleyen arasındaki ilişkiyi rastgele kılmasıdır.

Yani sistem, denetlenene denetleyeni seçme, belirleme hakkı vermemektedir. Burada amaç, denetlenenin denetleyen üzerindeki olası baskı ve yönlendirmelerine mümkün olduğunca engel olmaktır” dedi. 

‘SET YIKILACAK’

Atama sisteminin, denetlenen ile denetleyen arasında önceden kurulmuş, kurgulanmış ilişkilerle işlerin yürütülmesine set çektiğine işaret eden Yakış, şöyle devam etti:

“Meclis gündeminde olan yasa değişikliği ile bu set yıkılmaktadır. Teklife göre, artık denetlenen denetleyenleri seçme hakkına sahip olacaktır. Seçme hakkı, kuşkusuz, denetleyici kuruluşları müteahhitlerden gelecek telkin ve taleplere daha açık hale getirecektir. Haklı gerekçelerle bu taleplere itiraz edecek denetim firmalarının sırf bu tutumları nedeni ile tercih dışı kalmaları ihtimali yabana atılmamalıdır.” 

Yakış, bu durumda denetleyenlerin ister istemez “müteahhitten gelen talepler karşısında daha kabullenir olacaklarını ya da iş bulamama, iş yaşamını idame ettirememe riskiyle karşı karşıya kalacaklarını” vurguladı. Zaten, bütün bu olasılıklar ve riskler hesaba katıldığı için elektronik ortamın oluşturulduğuna işaret eden Yakış, yaşanan onca felaketin ortaya koyduğu yıkıcı sonuçların yapım işlerini daha sıkı denetlemek ve denetleyenin iradesini kısıtlayacak engelleri ortadan kaldırmak düşüncesinin yasaya girmesini sağladığını kaydetti.

Yakış, bu uygulamadan vazgeçmek için hiçbir makul gerekçe bulunmadığını, tersine yaşanan son büyük deprem felaketinin denetim işinin daha da ciddiye alınması gerektiğini ve “denetleyenin iradesini kısıtlayacak uygulamalardan uzak durmanın zorunluluğunu” bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı.  

‘SERMAYENİN KÖLESİ’

Yakış, sektörde ücretlerin çok düşük olduğunu, yapı denetiminde çalışan mühendilerin asgari ücret ile 30 bin TL skalasında ücret aldıklarını söyledi.

Bakanlığın KOBİ’lere yapı denetim şirketlerinin emeği üzerinden teşvik dağıttığını dile getiren Yakış, “Yapı denetim şirketi denilen şirket, 5 mühendisin bir araya gelip emeğini koyduğu bürodur. Sermayeye dayalı olmayan, mesleğini icar eden mühendislerin, sermaye şirketlerinde bedava çalıştırılması meslek gruplarını aşağılamaktadır.  Aklı ve emeği ile geçinenler yasal boyutta sermayenin kölesi haline getirilmektedir” dedi.  

8 KEZ DEĞİŞECEK...

Yakış, Yapı Denetimi Hakkında Yasa’nın Marmara Depremi’nden hemen sonra yürürlüğe girdiğini ve bugüne kadar 15 kez değiştirildiğine dikkat çekti. Uygulama Yönetmeliği’nin ise 16 yılda 20 kez değişikliğe uğradığını belirten Yakış, “Yasanın 5. maddesi ise tam 7 kez, teklif yasalaşırsa 8 kez değişmiş olacak. ‘Kervan yolda dizilir’ hesabı her bakan kendi bildiği yolda değişiklik yapmış ve sistemin oturması, istikrar kazanması bizzat yöneticiler eliyle engellenmiştir” dedi. 

‘KOCAMAN BİR YALAN’

Yakış, TBMM’de görüşülmekte olan “müteahhidi yapı denetim şirketinden daha etkili duruma getiren” teklifin, “yapı denetimini bitiren ve müteahhidin günahlarını yapı denetim kuruluşlarının boynuna yükleyen bir teklif” olduğunu söyledi. Teklifin kabul edilemez olduğunu dile getiren Yakış, şöyle devam etti:

“Yetkisi olmayan mühendis ve mimarlara;  müteahhidin hem mali hem de cezai sorumluluğunu yükleyen bu yasa, bizi angarya çalışmaya mahkum etmektedir. Hem yapının güvenliğini hem de inşa halinde iken iş güvenliğini mühendislere yükleyen ve bu sorumluluklar karşısında yetki vermeyen yasa ve düzenlemelerin müteahhitler lehine işlemesi kimin yararına ? Teklif, sistemin bütün yükünü ve cezasını yalnızca denetim kuruluşu mensubu mühendis ve mimarlara yıkmıştır.

İdareler, yasa ile sorumluluğu çok, yetkisi ve güvencesi olmayan meslek mensuplarına tüm sorumluluğu bırakmış durumdadır. Kamusal hizmeti sunan kişiler müteahhitlerin insafına bırakılırken, hem toplumu hem de meslek mensuplarını mağdur eden bir kamu hizmet anlayışının, ülkenin temel sorunlarının başında yer alan bir sorunu çözmede başarılı olamayacağı açıktır.

Dünya Japonya depremini tartışırken, yüzde 95’i fay hattında bulunan ülkemizin, mevcut yasa teklifinde öngörülen düzenlemelerle olası depremlere hazır olduğunu ya da hazır olacağını ileri sürmek kocaman bir yalandan başka bir anlam ifade etmeyecektir.”