Kanalizasyondan enfeksiyon kapıp ölen işçinin ölümüne ilişkin müdüre verilen ceza belli oldu

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde taşeron işçi olarak çalışan ve patlayan lağım suyunu temizlemek amacıyla zorla görevlendirilen ve yaşamını yitiren Zafer Açıkgözoğlu, davasında karar belli oldu.

cumhuriyet.com.tr

Zafer Açıkgözoğlu, 2014 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanalizasyon taşması sonucu su basan laboratuvarın temizliğini yapan taşeron işçiler gerekli önlemler alınmadığı için Hepatit B mikrobu kapmıştı. Kaptığı enfeksiyon nedeniyle karaciğer yetmezliğine yakalanan Zafer Açıkgözoğlu karaciğer nakli yapılmasına rağmen yaşamını yitirmişti.

İşsiz bırakılmakla tehdit edilerek lağım temizlemeye zorlanan Zafer Açıkgözoğlu’nun ölümüne ilişkin yapılan yargılamada karar çıktı.

12 BİN LİRA PARA CEZASI

Taşeron firmanın müdürü Cafer Erdoğan, taksirle ölüme sebep olmaktan 2 yıl hapis cezası aldı. Ardından “pişman” olduğu gerekçesiyle 12 bin lira para cezasına çevrildi.

Konuya ilişkin İSİG Meclisi’nde Av. Onur Deniz’in bugün yayımlanan yazısına göre, ''Yargı önüne çıkan Taşeron firma müdürü Cafer Erdoğan, olaydan 9 yıl sonra 'taksirle ölüme neden olmak' nedeni ile 2 yıl hapis ile cezalandırıldı. Ancak 'pişmanlığı' gerekçesiyle indirim yapılıp para 12 bin lira para cezasına çevrildi. Aile ise, üst mahkemenin cezayı onamasını bekliyor'' ifadeleri yer aldı.

İSİG tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

''Taşeron firma yetkilisi ise “taksirle ölüme neden olmak” suçlaması ile yargı önüne çıktı. Çıktı dediysem, çıkarılmamak için neredeyse özel çaba harcandı. Soruşturma savcısı defalarca değişti, aylarca hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Nihayetinde vefatından bunca zaman sonra bugün taşeron firma yetkilisi ölüme sebep olmak nedeni ile cezalandırıldı. Şimdi ailesi üst mahkemenin cezayı onamasını bekleyecek.

Verilen ceza azdır, çoktur elbette tartışılır. Asıl yapmak istediğim, Zafer’in ismi özelinde sistemin çarpıklığını, korkunçluğunu bir kez daha belirtmek, Zafer’e olan borcumuzu biraz da olsa yerine getirmeye çalışmak. Kendisi vefatından kısa bir süre önce yazdığı mektupta “biliyorum iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız...” demişti. Seni unutmadık Zafer. Ne seni unuttuk, ne de senin gibi iş cinayetlerinde yaşamını yitiren, işçi sağlığı açısından en basit önlemler alınmadığı için inşaat iskelesinden düşen inşaat işçilerinin, saatlerce setlerde çalışan set işçilerinin, sanayi işçilerinin, göçük altında kalan maden işçilerinin, ağır yüklerin altında kalan nakliye işçilerinin, bir kamyonet kasasında yaşamını yitiren tarım emekçisi kadın işçilerin isimlerini''.

NE OLMUŞTU ?

İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde taşeron işçi olarak çalışan 26 yaşındaki Zafer Açıkgözoğlu, çöp torbalarını boşaltırken eline bir enjektör iğnesi battı.

Bu kazayı önemsemeyen ve çalışmaya devam eden Açıkgözoğlu, 2013 yılında amirleri tarafından görev tanımının dışında olmasına rağmen acil servisin bodrum katındaki lağım sularını temizlemesi için görevlendirildi. Ancak Zafer Açıkgözoğlu, bodrum kattaki bu işi yaptıktan sonra eve gittiğinde aniden rahatsızlandı.

Hastaneye kaldırılan ve enfeksiyon kaptığı anlaşılan Açıkgözoğlu’na Hepatit B teşhisi konulan işçinin karaciğeri iflas etmişti. Aynı hastanede karaciğer nakli yapılan Açıkgözoğlu, 2014 yılında yeniden rahatsızlandı ve iki hafta kaldığı yoğun bakımda hayatını kaybetti.

ÖLMEDEN ÖNCE MEKTUP YAZMIŞTI

İş güvenliği ve sağlıklı çalışma koşullarının, bir üniversite hastanesinde bile ne durumda olduğunu gözler önüne seren bu trajik ölümün ardından, okuyanları sarsan bir de mektup çıktı. Zafer Açıkgözoğlu ölmeden önce hastanede çalışan iş arkadaşlarına bir mektup yazmıştı.

İşte o mektup:

Yaşarsam, malulen emekli olacakmışım. Şimdi bunları düşünemiyorum bile, sonum ne olacak, yaşayacak mıyım bilmiyorum ki! Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği vasıtasıyla yürütülen dava süreci devam ediyor, hastane yetkilileri bizden daha yüksekler, daha üstünler; belki onlar kazanırlar. Ne karar çıkarsa saygı duyacağız, elden ne gelir ki! Biliyorum arkamdan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız. Hayatınıza hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksiniz. Benden önce her sene ölen bin 500 işçi gibi. Soma’da ölen 301 maden işçisi gibi. Şimdi diyorum ki, iş buldum, ekmek buldum diye sevinirken güvenlik önlemlerinin alınmamasından, gerekli eğitimin verilmemesinden, altyapı eksikliğinden canımdan oldum. Yaşamak istiyorsanız, sevdiklerinizle mutlu bir yaşam sürmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak istiyorsanız; var olan şartların, eğitimlerin tamamlanmasını isteyin. Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere, tüm sorumluların yasalarca cezalandırılması en büyük dileğimdir. Ceza alsınlar ki tekrar aynı hatalar yaşanmasın. Güle güle...