Kadınlar en çok evlerinde öldürülüyor
Türkiye’de ilk 6 ayda 163 kadın öldürüldü. Verilere göre kadınların en çok evlerinde öldürüldüğü ortaya çıktı. İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav, "Son 1 yıl içinde sözleşmeden imza çekilmesiyle kör şiddet daha da artmış durumda" diye konuştu.
Rengin TemoçinTürkiye’de ilk 6 ayda 163 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 163 kadından 106’sı evlerinde katledildi. Kadınlar sokaklarda güvende değillerken güvenli olarak nitelendirilen evlerinde de risk altında oldukları ortaya çıktı. Cumhuriyet konuya ilişkin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği Başkanı Gülsüm Kav, Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü avukat Hülya Gülbahar ve Uzman Psikolog İlkay Gedik ile konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’ne dikkat çeken Gülsüm Kav, "İstanbul Sözleşmesi, her türlü ayrımcılık ve şiddete maruz kalanlar için önemli bir belgeydi. İmza çekilmesinden önce de Türkiye’de kadınlar güvende değillerdi. Hem ev içerisinde hem de her mekanda kadınların güvensiz şiddete açık yaşadıkları bir ortamda, son 1 yıl içinde sözleşmeden imza çekilmesiyle kör şiddet daha da artmış durumda" dedi. Kav, "Geçtiğimiz bir yıl içerisinde kadınlar çok önemli bir güvenceden mahrum bırakıldı. Şiddet meydana gelmesiyle cezai bir durum olduğunda, cezasızlığa ve indirimlerin sık verilmesine rastlıyoruz. Şüpheli kadın ölümlerine rastlıyoruz" ifadelerini kullandı.
"AİLE İÇİ ŞİDDET KAVRAMI DAYATILIYOR"
Avukat Hülya Gülbahar ise, "Kadın cinayetleriyle ilgili açıklanan tüm verilerin basında yer alanlar ve kayıtlara cinayet olarak geçenler olduğunu belirtmek gerek. Dolayısıyla bu verileri üç ile çarpmak gerekiyor. Öte yandan bu veriler kadınlara güvenli alan olarak gösterilen evlerin aslında en güvensiz alanlar olduğunu gösteriyor. Kadını koruduğu iddia edilen ailenin birçok durumda kadınların hayatına mal olduğunu gösteriyor" dedi. Gülbahar, "Bu sonuçlar geçtiğimiz yıllarda Polis Akademisi’nin yaptığı bir araştırmada da net bir şekilde ortaya konmuştu. O araştırmada kadın cinayetlerinin yüzde 60’dan fazlasının evlerde işlendiğini gösteriyordu. Nedense İçişleri Bakanlığı bu araştırmanın yayınlanmasına izin vermedi ve araştırmanın açıklanacağı basın toplantısını iptal etti" diye konuştu.
Gülbahar sözlerini şu şekilde noktaladı:
"Siyasi iktidar ev içi şiddeti gözden kaçırabilmek için sürekli bir ‘aile içi şiddet’ kavramı dayatıyor. Mekana işaret etmek güvenli olduğu varsayılan mekanda işlenen suçların örtülü kalmasını ve buna yönelik önlemlerin alınmasını engelliyor"
"KORUNMUYOR OLMAK ŞİDDET ORTAMINA MECBUR BIRAKIYOR"
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Psikolog İlkay Gedik ise, "Kadınlar en çok evlerinde şiddet görüyorlar. Eğer bekarsa babasından erkek kardeşinden, eğer evliyse eşinden şiddet görüyor veya birlikte olduğu erkek tarafından görüyor. En çok güvenmek istediğimiz insanlar bizlere güvensizlik yaratıyor" diye konuştu. Gedik, "İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerekiyor. Şiddet uygulayanlar cezalandırılmadıkça bu olaylar daha çok artıyor. Kadınlar kendilerini daha güvensiz ve tedirgin hissediyorlar. Eğer şiddete maruz kalıyorsa yasalar tarafından korunmadığını bilmek en büyük güvensizlik sorunu aslında. Korunmuyor olmak kadınların şiddet ortamında kalmaya mecbur bırakıyor" dedi.