Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen’den büyükelçi krizinde, ‘karar’ vurgusu
Rıza Türmen, Kavala’nın hiçbir delil olmadan 4 yıl cezaevinde tutulmasının asıl temel mesele olduğunu dile getirerek AİHM’nin tutukluluğun hukuka aykırı olduğu yönünde karar verdiğini hatırlattı.
Zehra ÖzdilekCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “istenmeyen kişi ilan edilmeleri için talimat verdim” açıklamasıyla tırmanan büyükelçi krizini değerlendiren eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, “30 Kasım’da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Osman Kavala davası için toplanacak. Büyükelçiler bu toplantıdan önce “sen bu kararı uygula” diyor. O konseyde AİHM kararının uygulanıp uygulanmadığı AİHM’ye sorulacak. AİHM ‘Uygulanmadı’ derse Türkiye Avrupa Konseyi’nden ihraç edilir. Siyasi bedelleri çok ağır olur. Batı ile bağlantı kesilir. Türkiye başka bir yere gider” dedi.
‘İNSAN HAKLARI İÇİŞLERİ DEĞİLDİR’
Cumhuriyet’e konuşan Türmen, Kavala’nın hiçbir delil olmadan 4 yıl cezaevinde tutulmasının asıl temel mesele olduğunu dile getirerek AİHM’nin tutukluluğun hukuka aykırı olduğu yönünde karar verdiğini hatırlattı. Türkiye’nin AİHM kararını uygulamadığını dile getiren Türmen, “10 büyükelçinin yaptığı çağrı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden (AİHS) doğan taahhütlerinizi yerine getirin diyor. Bu çağrı dikkate alınmak yerine ‘yargıya müdahaledir, iç işlerimize karışıyorlar’ diyor, bu yanlış. Çünkü insan hakları hiçbir devletin içişleri değildir. İnsan hakları bütün uluslararası toplumun işidir” diye konuştu.
Büyükelçilerin Kavala’nın serbest bırakılmasına ilişkin daha önce de açıklama yaptıklarını dile getiren Türmen, “Büyükelçiler kendi devletlerinden kopuk çağrı metni yayımlamadılar. Tabii ki kendi devletlerinin talimatıyla yaptılar. 10 büyükelçiyi istenmeyen adam ilan edebilirsin bu siyasi bir karar. Buna karşı hukuki bir yaptırım yoktur. Ama tabii bunun siyasi sonuçları vardır. O devletler de sizin büyükelçilerinizi istenmeyen adam ilan eder” dedi. Süreç hakkında da bilgi veren Türmen şunları söyledi: “30 Kasım’da Bakanlar Komitesi Osman Kavala davasını görüşmek üzere toplanacak. Büyük olasılıkla üçte iki çoğunlukla bir karar alınacak ve ihlal prosedürü başlatacak. İhlal prosedürü başlatıldıktan sonra işler iyice tatsızlaşacak. Orada dava tekrar AİHM’ye gönderilerek ‘Türkiye bu kararı uyguladı mı, uygulamadı mı’ diye sorulacak. AİHM ‘Hayır uygulamadı’ diyecek. O zaman Bakanlar Komitesi Türkiye üzerinde giderek artan ve ağırlaşan bir takım yaptırımlar uygulamaya başlayacak. Türkiye’nin ihracına kadar gidecek. İhraç olursa eğer Avrupa Konseyi’nden çıkarılıyorsunuz. Bunun siyasi bedeli çok ağır, sizin batı ile olan ilişkileriniz kesiliyor. Türkiye uluslararası konum itibarıyla bambaşka yere dönecek demektir. Cumhuriyetin kurulduğundan bu yana süregelen politikası değişmiş olacaktır.”