Depremzede kadınlar anlatıyor: 5 Şubat akşam yattık, sabah felaketle kalktık

Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınları Günü, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da kurduğu çadır kentte afet sonrasında hayata tutunmaya çalışan kadınlardan Nuray Tosun, “Dört dörtlük olmasa da çok güzel hayatlarımız vardı. Şubat’ın 5’inde yattık akşam, sabah felaketle kalktık. Anlatılmaz” dedi.

İZMİR / Cumhuriyet

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da kurduğu çadır kentte yaşayan kadınlar bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar gününü buruk geçiriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Anahtar Kadın Çalışmaları Bütüncül Hizmet Merkezi aracılığıyla bölgedeki kadınlara yardım eli uzatıyor, onların yaralarını sarmak için elinden gelen desteği veriyor.

“HER ŞEYİN NORMALE DÖNMESİNİ BEKLİYORUZ”

Yaşadıkları zorluklara rağmen hayata tutunan kadınlardan Nuray Sökmen: “Allah kimsenin başına vermesin. Biz yaşadık, kimse yaşamasın. Evlerimiz yıkıldı. Çocuklarımız enkaz altında kaldı ama çok şükür kurtuldular. Bize destek olmaya çalıştılar, Allah razı olsun. Eşim inşaat işçisidir. Şu an işsiz. Her şeyin normale dönmesini bekliyoruz” diye konuştu.

“NE GÜZEL YAŞIYORDUK, SICAK BİR YUVAMIZ VARDI”

Kızı Arya Nur Sökmen ile çadır kentte barınan Süheyla Sökmen de, “Zaten depreme ayakta yakalanmıştık. İlk depremde evimde herhangi bir hasar yoktu ama öğlen olan depremde berbat bir şekilde hasar oldu. Çok kötü bir gün. Yaşanılacak bir durum değil, Allah kimseye yaşatmasın. Bambaşka duygular içindeyim. İnşallah en kısa zamanda bunları atlatırız. Ne güzel yaşıyorduk. Sıcak bir yuvamız vardı, eşimin eve gelişini bekliyordum. Bu acı bambaşka bir şey” ifadelerini kullandı.

“EVDEN EŞYALARIMIZI ALAMADIK”

Seniye Bük ise, “Herkes işinde gücündeydi. Şimdi ne iş ne güç var. Evden bir eşya çıkmadı. Ne yapalım ne edelim! Mal mülk Allah’a kalıyor. Bırakamıyoruz, Türkiye bizim. Nereye gidersek zaten ölüm var. Burada ölelim daha iyi dedik” dedi.

“5 ŞUBAT AKŞAM YATTIK, SABAH FELAKETLE KALKTIK”

Afetten sonra çadır kentte yaşamak zorunda kalan Nuray Tosun, “Dört dörtlük olmasa da çok güzel hayatlarımız vardı. Şubat’ın 5’inde yattık akşam, sabah felaketle kalktık. Anlatılmaz. Kendi yağımızda kavrulan insanlardık. Şimdi çadırda barınıyoruz. Allah verenlerden binlerce kez razı olsun, biz razıyız Allah da razı olsun. Bize sıcak yemeğimiz de geliyor. İnşallah bugünler de geçecek. Kayıplarımız yok, onlarla teselli oluyoruz” şeklinde konuştu.

“ALLAH KİMSENİN BAŞINA VERMESİN”

Depremzede Tuğba Karaver da zor bir süreçten geçtiklerini anlatarak, “Allah kimsenin başına vermesin. Çocuklarımız da biz de çok perişan olduk. Evsiz kalmak, çadırda yaşamak çok zor. Bir an önce konteynerlere geçmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“GÜNLERİMİZ AĞLAMAKLA GEÇİYOR”

Eşinin olmadığını ve üç oğlunun farklı illerde yaşadığını belirten Fatma Hatip ise, “Günlerimiz stresle, ağlamakla geçiyor. Zaman zaman deprem oluyor, çok korkuyoruz. Çok zor günler geçiriyoruz” derken, Aynur Çalar, “Çadırda yaşamak çok zor. Allah kimsenin başına vermesin. 6 tane torunum var, onlara hiçbir şey yapamıyorum” dedi.

Bir engelli oğlu, gelin ve torunlarıyla birlikte çadırda yaşayan Saniye Çalar ise şunları söyledi: “Hepimiz 8-10 kişi aynı çadırın içindeyiz.  Bir parça ekmek verenden de Allah razı olsun.”