"Cumhuriyet’e karşı duran bir anlayış var"

İzmir Barosu Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, ‘yeni anayasa’ tartışmalarına ilişkin 2010 ve 2017’deki değişiklikleri hatırlatarak, “Partili cumhurbaşkanı yaptık. Parlamenter sistemden vazgeçtik. Şimdi bütün bunları değerlendirdiğiniz zaman karşınıza bir oldu bittiyle bir anayasa değişikliği yapılmak isteniyor düşüncesi ve bu düşünceyi de ifade eden sözler geliyor. Çok aleni bir biçimde dillendiriliyor. Dikkat etmek lazım, bu tuzaklara düşmemek lazım" dedi. Yılmaz, “Cumhuriyet’e karşı duran, Cumhuriyet değerlerini örseleyen, yok etmeye çalışan bir takım anlayışların varlığını biliyoruz. O yüzden biz diyoruz ki; o anlayışlara karşı Kurtuluş Savaşı halen devam ediyor” şeklinde konuştu.

ANKA

İzmir Barosu Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, ‘yeni anayasa’ tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni anayasa tartışmalarının uzun süredir devam ettiğini kaydeden Yılmaz, "1982 Anayasası 177 maddeden ibaret. Bu maddelerin ilk dördü dışında kalan maddelerin birçoğu 187 defa değişmiş. Çünkü o ilk dört madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. Yani darbe anayasasından geriye kalanlarla anayasal bir süreci yaşıyoruz. Bu değişiklik söylemleri daha bugün söylenmiyor. Bundan 10 yıl önce de 5 yıl önce de vardı" ifadelerini kullandı.

"NEDEN 1921 ANAYASASI?"

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un yeni anayasaya ilişkin 1921 Anayasası’nı referans gösterdiğini hatırlatan Yılmaz, "Meclis’in açılmasından kısa bir süre sonra oluşturulan 1921 Anayasası’nda laiklik ilkesi yok. Kadın hakları yok. Çocuk hakları yok. Özgürlükler yok. Yani o anayasa Kurtuluş Savaşı'nı veren Meclis’in ve yurttaşın o olağanüstü şartlarda hazırladığı bir anayasaydı. Orada çok farklı hükümler vardı. İlk değişikliği 1924'te, Cumhuriyet'in ilanından sonra. Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olduğu ilkesi o zaman kabul edildi. Şimdi sormazlar mı size? Neden 1921 Anayasası? Neden 1924 değil? Neden 1961 değil? Az önce söylediğim 187 değişikliğin neredeyse yüzde 90’ı bu siyasal iktidar tarafından gerçekleştirildi. Geçtiğimiz günlerde Meclis’te bir toplantıda bir AK Parti milletvekilinin ilk dört maddeyi de gündeme taşıyalım söylemi vardı. Söylemek istediğimiz hep bu. Yani bu açıklamadan nereye varırsınız? İlk dört maddeyi de biz yeniden bir ele alalım, düzenleyelim açıklaması ardından da Numan Bey'in 1921 Anayasası’nı işaret etmesi, anayasa değişikliğinden ne istendiğini ortaya koyuyor. Bu münferit bir şey değil. Bir Meclis Başkanı, bir AK Parti milletvekili bunu söylüyorsa orada söylenen şeylerin dikkate alınması gerekir" diye konuştu.

"KONSENSÜS SAĞLAMADAN ANAYASAYI DEĞİŞTİRİRSENİZ BUNUN ADI ANAYASA OLMAZ"

"Bu ülkenin yönetim biçimi elbette cumhuriyettir, demokrasidir. Bundan vazgeçmek asla mümkün değildir. Bununla mücadele eden, Cumhuriyet’e karşı duran, Cumhuriyet değerlerini örseleyen, yok etmeye çalışan bir takım anlayışların varlığını biliyoruz" diyen Yılmaz, "O yüzden biz diyoruz ki o anlayışlara karşı Kurtuluş Savaşı halen devam ediyor. Anayasayı mı hazırlayacaksınız? Evet. Bunun için bir konsensüs gerekir. Onun için üniversitelerden, akademisyenlerden, barolardan, Türkiye Barolar Birliği'nden, alanında uzman kurum ve kuruluşlardan, kişilerden bir oluşum yaparsınız. Uzunca bir zaman tartışırsınız bunu. Bu altı ay, bir yıl değildir. Belki iki yıl sürecektir. O konsensüsü sağlamadan anayasayı değiştirirseniz bunun adı anayasa olmaz. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokratik değerler, cumhuriyet değerleri, bunların olmadığı bir anayasaya sahip olursunuz ki bugün istenilen o. İşte biz de onlarla mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"BU ÜLKE BUGÜNE BELLİ ADIMLARLA GELDİ"

AKP iktidarında yapılan anayasa değişiklikliklerini hatırlatan Yılmaz, “Bu ülkenin gerçekten demokrasiye, cumhuriyet değerlerine inanan her yurttaşın bunun içinde siyasal partiler, STK'ler, barolar herkes var. Şiddetle karşı durması gerekir. Asla bir oldu bittiye ve kandırmacaya inanmamaları lazım. Dikkat etmek lazım. Nelerin yapıldığını çok iyi görmek lazım. Bu ülke bugüne belli adımlarla geldi. Bakın 2010 anayasa değişikliğiyle farklı bir pozisyondan 2017'deki değişiklikle Cumhurbaşkanlığı sistemini, başkanlık sistemine çevirdik. Partili cumhurbaşkanı yaptık. Parlamenter sistemden vazgeçtik. Şimdi bütün bunları değerlendirdiğiniz zaman karşınıza bir oldu bittiyle bir anayasa değişikliği yapılmak isteniyor düşüncesi ve bu düşünceyi de ifade eden sözler geliyor. Çok aleni bir biçimde dillendiriliyor. Dikkat etmek lazım, bu tuzaklara düşmemek lazım" dedi.