CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 'Kanal İstanbul' çıkışı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili “Kanal İstanbul ihalesini kimse almayacak. Eğer ihaleyi alan olursa çok ağır bedeller ödeyecek” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da “Beton Kanal, iklim krizini artırmakla kalmayacak, bu krize karşı alınmakta olan önlemleri de etkisiz hale getirecek” diye konuştu.
İlayda KayaCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin Müze Gazhane’de düzenlediği İklim Değişikliği Eylem Planı Lansmanına katıldı. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İl Başkanı Buğra Kavuncu ve CHP’li yöneticiler eşlik etti.
Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu “İklim krizi sadece bizim değil tüm dünyanın ortak sorunu. Sadece devletlerin değil, devletler dışında uluslararası kuruluşların da bu çerçevede çaba harcadığını biliyorum. Ancak bu çalışmalar ne kadar başarıya ulaşıyor bunun da bir şekilde sorgulanması lazım. Ortak bir çaba harcanabilirse dünya mavi gezegen olmaya devam edecektir” dedi.
Kanal İstanbul projesiyle ilgili de Kılıçdaroğlu “Ayrıca Kanal İstanbul'dan da bahsetmek istiyorum. Kanal İstanbul ihalesini hiç kimse almayacak. Eğer alan olursa çok ağır bedeller ödeyecektir. İster içeriden ister dışarıdan bu coğrafyaya ihanet etmek üzere açılan bir ihaleyi birisi alıyorsa ve iklim krizinin bu kadar yaygın olarak konuşulduğu bir dünyada siz hala İstanbul'a ihanet etmeye devam edcekseniz ve bunun ihalesi açılacaksa, o ihaleye giren ağır bedeller ödeyecektir. Bunu herkesin bilmesini isterim. Dolayısıyla bu ihaleye kimse girmeyecektir. Gençlere borumuz var onun gereğini yapacağız” diye konuştu.
“BİZ TÜRKİYE’DE C40’A ÜYE OLAN İLK VE TEK BELEDİYEYİZ”
Ekrem İmamoğlu da “Bilim insanları, önümüzdeki dönemde Dünya’da sıcaklık artışlarını 1,5 ile 2 derece ile sınırlandırılmazsak felaketler yaşanacağına işaret ediyorlar. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli IPCC’nin 6. Raporunda küresel ısınmanın daha önce görülmemiş bir seviyede olduğu belirtiliyor. IPCC, sıcaklığın 2 derecenin üzerine çıkması halinde, çok yıkıcı etkilerin olacağını ve buradan geri dönmenin imkansızlaşacağını söylüyor. Zaten son dönemlerde de bunu çok ciddi biçimde hissetmeye başladık” dedi.
İstanbul İklim Eylem Planı’nın 2018 yılında hazırlanmaya başlandığını kaydeden İmamoğlu “Uluslararası taahhütlerine uygun olarak İstanbul’un dirençliliğini artırmak adına, çok daha kapsamlı ve somut hedefler tanımlayan İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planını hazırladık. Gururla söyleyebilirim ki, biz Türkiye’de C40’a üye olan ilk ve tek belediyeyiz. Başlattığımız çalışmalar ve C40 ağının teknik desteği ile 2050 yılında İstanbul’un karbon nötr ve iklim krizine dayanıklı bir kent olmasını sağlayacak tüm adımları belirleyip, somut yol haritasını tanımladık” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu; İklim Eylem Planının; Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı (SECAP), Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı (SUMP) ve İstanbul Atık Yönetim Planı gibi politika belgeleriyle hayata geçtiğini de kaydetti.
“BETON KANAL; EKOLOJİK DENGEYİ TÜMÜYLE BOZACAK”
İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin İstanbul’da büyük bir tehlike yaratacağını söyleyerek “Beton Kanal; ekolojik dengeyi tümüyle bozacak; binlerce yılda edindiğimiz kültürel miras üzerinde yok edici etkiler yaratacak, afet risklerini artıracak; kentli hakkını yok sayan, toplumun ve tüm canlıların yaşam hakkını gasp eden bir projedir. Beton Kanal, yalnızca kentsel değil; bölgesel ve küresel bir iklim tehdididir ve iklim değişikliği ile ilgili çabaları geri döndürme riski barındırmaktadır. Hem şehrimiz, hem ülkemiz ve hem de tüm dünya için başlı başına bir iklim tehdidi olan Beton Kanal, iklim krizini artırmakla kalmayacak, bu krize karşı alınmakta olan önlemleri de etkisiz hale getirecek” ifadelerini kullandı.
5 TEMEL STRATEJİ HEDEFİ
İstanbul İklim Vizyonu çerçevesinde 5 temel strateji belirlediklerini kaydeden İmamoğlu “Sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim krizine uyum sağlama kapasitesinin artırılması. İklim adaletinin sağlanması ve iklim krizinin sosyal ve ekonomik etkilerinin azaltılması. İklim krizine ve çevre yönetimine yönelik kurumsal kapasitenin geliştirilmesi. İstanbul'un özgün ekolojisinin ve doğal kaynaklarının korunması, doğasının iyileştirilmesi ve onarılması. Yaşam döngüsünün desteklenmesi, kirlenmenin ve karbon ayak izinin azaltılması” dedi.
İmamoğlu, 2050 yılına kadar hayata geçirmeyi planladıkları başlıca stratejik hedeflerini de aktararak özetle şunları söyledi:
“Tüm otomobil ve taksilerin kademeli olarak elektrikli olması. Şehir genelindeki yolculukların % 35’inin toplu taşıma ile gerçekleştirilmesi. Deniz ulaşımının oranının % 10 seviyesine çıkartılması. Günlük yolculukların % 50’sinin yürüme ve bisiklet ile gerçekleşmesi. Su kayıp ve kaçakların 2030 yılında %18 ve 2050 yılında %32 azaltılması. Kişi başı su kullanımının 2040 yılına kadar %11 azaltılması. Yemek ve bahçe atıkları gibi organik atıkların en az %50 geri kazanılması. Kentsel donatılarda % 100 enerji verimliliğinin sağlanması. Enerji tedarikinin % 55’inin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması.”
3 YENİ TESİS AÇILACAK
İmamoğlu; iklim krizine karşın; 9 Kasım’da Kemerburgaz Biyometanizasyon Tesisi, 16 Kasım’da Emirli 2. Kademe İçmesuyu Arıtma Tesisi, 26 Kasım’da da Evsel atık termal bertaraf ve Enerji Üretim Tesisini açacaklarını duyurdu.
İmamoğlu, 2030 yılına kadar 387,5 milyon, 2050 yılına kadar ise 478,5 milyon olmak üzere toplamda 866 milyon Euro bütçeli 25 proje gerçekleştirmeyi hedeflediklerini de söyleyerek “Eylem planı içerisinde yer alan stratejilerin, disiplinler arası geniş koordinasyon ve süreklilik gerektirmesi nedeniyle, iklim krizi ile mücadele yolunda izleme mekanizması olarak İBB Çevre Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde İklim Değişikliği Müdürlüğü kurmayı teklif ettik ve Büyükşehir Belediye Meclisi’nden onayını aldık. Ayrıca diğer birimlerimizde iklim değişikliği ilgili sürecin takibi amacıyla iklim sorumluları belirledik. İklim mücadelesini kurumsal kültürümüzün de bir parçası haline getirecek temel bileşenleri tanımladık. Bu sorumluluk duygularıyla şehrimizi temsilen Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Konferansı COP26 etkinliklerine 2050 yılı karbon nötr olma hedefi veren şehrimiz adına biz de katılıyoruz” dedi.
“POLİSİN SAHİBİ YOK”
Daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu, emekli emniyet mensupları ile Haliç Kongre Merkezinde buluştu. Burada konuşan Kılıçdaroğlu “Mitinglerde bizi koruyan polis arkadaşlar 'Ne olursun 3600 ek göstergeyi söyleyin' derlerdi. Hep söyledim mitinglerde. Uzun uzun mücadele ettik en sonunda hükümetin de gündemine girdi. Geciktiriyorlar vermek istemiyorlar. Şundan emin olmanızı isterim mutlaka bugün olmazsa yarın 3600 ek göstergeyi alacaksınız. Sizin beklediğiniz ölçüde bunun verilmesi için ben ve arkadaşlarım da her türlü çabayı göstereceğiz. Toplumun güvenliği sağlayan polisin sahibi yok. Çünkü sizin temel bir sorununuz var, derdinizi aktarabileceğiniz bir mecra yok. Demokrasilerde bunların olması lazım” dedi.
SOYLU'YA YANIT
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “polislik maaş mesleği değildir” çıkışına da yanıt veren Kılıçdaroğlu “İçişleri Bakanı doğrudan doğruya sizin sorunlarınızı çözmekle yükümlü olan kişidir. Size talimat verir, yasal çerçeve içinde gereğini yerine getirirsiniz. Sizin sorunlarınızı siyaset kurumuna taşıyacak kişi odur. O kişi güven vermezse, sizin sorunlarınızı hükümet içinde tartışma konusu yapmazsa... İçişleri Bakanı, 'Polislik bir maaş mesleği değildir, böyle düşünen bir dakika durmasın' diyor. Polis orada durur ama aslında senin bir gün orada durmaman lazım” dedi.
Kılıçdaroğlu, 2016’da Beşiktaş’ta gerçekleşen terör saldırısını da anımsatarak “En ağrıma giden Beşiktaş terörist saldırısında hayatını kaybeden polis arkadaşlarımızdır. Kampanya açtılar, şehit yakınlarına ve gazilerimizi parayı vereceğiz dediler. Dağıtılmadı bu paralar. Hangi gerekçe ile dağıtılmadı? Bu soru hala boşlukta, biz bunun takipçisiyiz” dedi.