Can Ataklı hakkında iddianame hazırlandı
Gazeteci Can Ataklı'nın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Ataklı'nın beyanlarının bulunduğu videonun sosyal medya ve basın yayın organlarında yayınlanmasının ardından pek çok hesap ve grup tarafından paylaşılarak gündem oluşturduğu aktarılan iddianamede, bu durumun kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikeyi ortaya koyduğu belirtildi.
AAGazeteci Mustafa Can Ataklı hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan başlatılan soruşturma kapsamında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Ataklı’nın sosyal medya hesaplarında paylaştığı videoda, Pençe-Kilit Harekatı bölgesindeki çatışmada şehit olan bir askerin babasıyla ilgili kullandığı ifadeler üzerine başlattığı soruşturmayı tamamladı.
Hazırlanan iddianamede, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı, Engin Karakuş ve Fatih Karaaslan ile Ali Yalçın müşteki, Mustafa Can Ataklı ise sanık sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, 25 Aralık 2023'te sanık Ataklı'nın sosyal medya platformu YouTube'da yayınladığı söz konusu videoya ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Fatih Karaaslan ve Ali Yalçın'ın verdiği şikayet dilekçeleri, Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfının ise "müdahil olarak katılma" talepli dilekçesinin incelendiği aktarılarak, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan şikayet dilekçelerinin Başsavcılıktaki soruşturma dosyasında birleştirilmesine karar verildiği kaydedildi.
Sanık Ataklı'nın yayında kullandığı sözlere yer verilen iddianamede, bu sözlerin kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler içerdiği, sözlerin, halkın bir kesimini diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, ayrımcılığı gerektirecek nefrete yönlendirici nitelikte olduğu belirtildi.
"SÖZLERİ KAMU GÜVENLİĞİ AÇISINDAN TEHLİKE OLUŞTURDU"
İddianamede, Ataklı'nın söz ve beyanlarının bulunduğu videonun sosyal medya ve basın yayın organlarında yayınlanmasının ardından pek çok hesap ve grup tarafından paylaşılarak gündem oluşturduğuna, bunu müteakip tahrik edilenler nazarında endişe yaratacak şekilde bir etki oluşturarak kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığına işaret edildi.
İddianamede, Ataklı'nın ifadesine de yer verildi.
Televizyon yorumculuğu ve yazarlık yaşamında bir ya da iki davayla karşılaştığını, meslek hayatında terör örgütü PKK ve teröre karşı dik durduğunu ifade eden Ataklı, soruşturmaya konu videodan 9 saniyelik bölümün maksatlı şekilde kesilip sosyal medyada paylaşılarak olayın linç kampanyasına dönüştürüldüğünü söyledi.
Ataklı, kampanyanın etkisi altında kalan binlerce kişinin gerçekte kendisini hiç izlemediğini fark ettiğini anlatarak, "Çünkü merak edip YouTube kanalıma girmiş ve izlemiş olsalar söz konusu gündeki izleyici sayımın çok artmış olması gerekirdi, oysa izleyici sayım o gün de genel standartlar çerçevesindeydi" dedi.
Söz konusu videoda kullandığı sözlerin öncesi ve sonrasında suç işleme kastı olmadığının, şehitler ve ailelerine hakaret içermediğinin görüldüğünü belirten Ataklı, gelen tepkilerden bir gün sonra aynı kanalda yayınlanan videosunda başlatılan linç kampanyasını anlattığını, kendisine yönelik oluşturulan algının etkisinde kalıp üzülen, kırılan ve öfkelenen şehit ailelerinden özür dilediğini ifade ettiğini ve bunu videonun görünür yerine başlık olarak koyduğunu söyledi.
Can Ataklı'nın, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianame İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Ataklı, 19 Mart'ta hakim karşısına çıkacak.