Batmanlı Abdulbari Koç, temiz hava hakkı için valiliğe ve belediyeye dava açtı
Hava kalitesi konusunda Türkiye’nin birinci, Avrupa’nın ikinci en kirli şehri Batman’da yaşayan “orak hücreli anemi” hastası Abdulbari Koç’un krizleri, kirli hava nedeniyle sık sık tekrarlanıyor. Kirlilik sorununu yerel idarecilerle çözemeyen Koç, tazminat davası açtı.
Ali Can PolatAbdulbari Koç, temiz hava hakkı için Batman’daki yerel idarecilere 15 yıldır dilekçeler yazsa da kayda değer bir yanıt alamadı. Buna karşılık, birkaç yıl önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçe, dertli başınabir dert daha açtı. Polis evini bastı, savcının karşısına çıkardı. “Türkiye Devleti’ni aşağılıyorsun” diyordu savcı. Neden mi? Çünkü dilekçesinde, “Her ay ATM’lerden takır takır maaşınızı alıyorsunuz ama havayı temizlemiyorsunuz” demişti... Sonunda soruşturma düştü ama Koç’un mücadelesi bitmedi.
Kirlilik sorununu yerel idarecilerle çözemeyen Koç, TEMA ile iletişime geçti. Vakfın bir avukatı, onu meslektaşı Tarık Güleryüz’le tanıştırdı. Bir yılı aşkın hazırlık döneminin ardından Batman Valiliği ve Belediye Başkanlığı’na 1 liralık tazminat davası açıldı.
TESİSLER KENT İÇİNDE
Abdulbari Koç’un hastalığına yakalananlara 45-50 yıl ömür biçiliyor. Avukat Güleryüz, bilirkişi raporlarının, kentteki kirliliğin başlıca nedenlerinin BOTAŞ ve TÜPRAŞ gibi sanayi tesisleri olduğunu ortaya koyduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Bu havayı temizlemek yerel yönetimlerin sorumluluğunda. Onlar da mevcut koşullar sürdükçe havanın temizlenemeyeceğini açıkça kabul ediyorlar. Eğer Batman’daki hava kalitesi ölçümlerine bakılırsa, müvekkilimin yılda 155 gün evinden çıkmaması gerekiyor. Zaten hastalığının ve sık sık çok ağrılı krizler geçirmesinin en büyük nedeni de bu kirlilik.”
Dünyada emsal davalar açıldığını, bunlardan birinden beklenen sonucun alınabildiğini hatırlatan Güleryüz, o örneği de aktarıyor: “İngiltere’de 9 yaşında astım hastası bir kız çocuğunun ölümü sonrası aile Londra Belediyesi’ni mahkemeye verdi. Bu dava, hayatını kaybeden birinin ardından açıldı. Bizim müvekkilimiz 44 yaşında ve henüz hayatta. Bu yönden de bir ilk. Fransa’da benzer davalar var. Ancak bu örneklerde mahkeme ülkedeki hava kirliliğini ve idarenin bundan sorumlu olduğunu kabul etse de hastalıkla hava kirliliği arasında bağlantı bulunamadığına karar verdi. Bu nedenle davanın olumlu sonuçlanması halinde verilecek karar, iklim mücadelesi açısından, dünya çapında çok önemli bir emsal teşkil edecek.”