Anayasa Mahkemesi’nden özgürlükleri koruyan ve güvenceye alan karar

Anayasa Mahkemesi FETÖ’den yargılanan Kangal hakkında ihlal kararı verdi. FETÖ’ye üye olmak suçundan yargılanan ve 8 yıl hapis cezası alan Osman Kangal, günde 1 saat havalandırmaya çıkabildiği, tek kişilik odada kaldığı ve bu konuda gerekçe bildirilmediğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Başvuruyu kabul eden mahkeme, Kangal’a manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

cumhuriyet.com.tr

FETÖ’ye üye olmak suçundan tutuklanan ve 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası olan Osman Kangal isimli yurttaş 18 ay kaldığı çoklu koğuştan alınarak tek kişilik koğuşa alındı. Kangal, tek kişilik odaya naklinin kendisine bildirilmediğini belirterek İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulundu. 

İnfaz Hakimliği 22 Mayıs 2019 tarihli kararıyla Adalet Bakanlığı’nın konuya ilişkin evrakı gizli olduğundan uygulama sebebinin başvurucuya bildirilemeyeceği gerekçesi ile istemi reddetti.

Kangal, İnfaz Hakimliği’ne yaptığı itirazın Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesinin ardından 15 Ekim 2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruda, Kangal’ın ceza infaz kurumuna yerleştirilmesinden yaklaşık 20 ay sonra hiçbir gerekçe bildirilmeden tek kişilik odaya alındığını, bir yılı aşkın bir sürede tek kişilik odada kaldığı, günde sadece bir saat havalandırmaya çıkabildiği, manevi olarak yıprandığı, uygulamaya itiraz ettiği süreçte taleplerinin cevapsız bırakıldığı ve anayasal haklarının ihlal edildiği ileri sürüldü. 

"HAK İHLALLERİ ÖZEN GÖSTERİLMESİ GEREKEN BİR KONUDUR"

Anayasa Mahkemesi’nin başvuruya ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:

“Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü devletin önemli ve öncelikli görevidir. Devlet kişilere fiziksel ve ruhsal olarak zarar veremez. Anayasa devlete, kişilerin işkence ve eziyete ya da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza veya muameleye maruz bırakılmalarını engelleyecek tedbirler alma ödevi yüklemektedir. Diğer taraftan etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkanı sağlanmasını güvence altına alır. Buna göre kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla öngörülen yargı yollarının yasalarda yer alması yalnız başına yeterli değildir. Mahpuslara yönelik infaz hukukundan kaynaklı hak ihlalleri özen gösterilmesi gereken bir konudur. Devlet ve toplum olarak sorumlu olduğumuz anayasanın açık hükümleri karşısında vicdani bir görev ve sorumluluktur. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”

TAZMİNAT ÖDENECEK

5 Ocak 2023 tarihli Resmi Gazete’de yer alan Anayasa Mahkemesi kararına göre, kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verildi. Mahkeme Kangal’a 45 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Avukat Turan Karakaş, Anayasa Mahkemesi’nin kararını değerlendirdi. Değerlendirmede:

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ

Karar, temel tespit ve hükümlerini değiştirmeden aşağıdaki gibi özetlenmiştir:

Başvurucu (Anayasa Mahkemesi'ne başvuran) 08.04.2019 tarihli dilekçesiyle infaz hakimliğine başvurmuştur. Dilekçesinde tek kişilik odaya alınma gerekçesinin kendisine bildirilmediğini belirtilmiş, tek kişilik oda uygulamasının sonlandırılmasını istemiştir. İnfaz Hakimliği 22.05.2019 tarihli kararıyla Adalet Bakanlığı’nın konuya ilişkin evrakı gizli olduğundan uygulama sebebinin başvurucuya bildirilemeyeceği gerekçesi ile istemi reddetmiştir.  

    4. Başvurucunun 22/5/2019 tarihli İnfaz Hakimliği’nin kararına yaptığı itirazı Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesi itiraza konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 26-7-2019 tarihinde reddetmiştir. İtirazın reddine dair karan 27/9/2019 tarihinde tebellüğ eden başvurucu 15/10/2019 tarihinde  Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

    5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. 

Başvurucu; ceza infaz kurumuna yerleştirilmesinden yaklaşık 20 ay sonra hiçbir gerekçe/sebep bildirilmeden tek kişilik odaya alındığını, bir yılı aşkın bir süre tek kişilik odada kaldığını, günde sadece bir saat havalandırmaya çıkabildiğini, manevi olarak yıprandığını, uygulamaya itiraz ettiği süreçte taleplerinin cevapsız bırakıldığını, sonuç alabilmesi adına uygun, etkin bir süreç işletilmediğini belirterek anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık tarafından sunulan görüşte öncelikle olaya ilişkin sürece ve konuya ilişkin insan hakları yargısı içtihadına yer verilmiş, tek kişilik odada gereken fiziksel ve sosyal imkânların sağlandığı başvurucu hakkında yargısal makamlarınulaştığı sonuçtan ayrılmayı gerektiren maddi ya da hukuki bir neden bulunmadığı ifade edilmiştir.

    6. Başvuru, kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir.

    7. Anayasa Mahkemesi, “Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna” karar vermiştir.

Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü devletin önemli ve öncelikli görevidir. Devlet kişilere fiziksel ve ruhsal olarak zarar veremez. Anayasa, devlete kişilerin işkence ve eziyete ya da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza veya muameleye maruz bırakılmalarını engelleyecek tedbirler alma ödevi yüklemektedir.

Diğer taraftan etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkanı sağlanmasını güvence altına alır. 

Buna göre kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla öngörülen yargı yollarının yasalarda yer alması yalnız başına yeterli değildir. Önemli olan bu yolun adil sonuçlar ve çözümler getirmesidir. 

Mahpuslara yönelik infaz hukukundan kaynaklı hak ihlalleri özen gösterilmesi gereken bir konudur. Devlet ve toplum olarak sorumlu olduğumuz anayasanın açık hükümleri karşısında vicdani bir görev ve sorumluluktur. 

    11. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.