Afet yönetiminde de kadının adı yok
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadınların afet yönetiminde dikkate alınması gerektiğinin altı çizilirken change.org'da konuya ilişkin imza kampanyası başlatıldı.
cumhuriyet.com.tr8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde afet öncesinde, afet sırasında ve sonrasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınları karşı karşıya bıraktığı riskler ve hak ihlalleri nedeniyle bu konuya dikkat çekmek amacıyla Change.org’da ‘Afetlerden Etkilenen Kadınların Temel İhtiyaçları Önceliklendirilsin’ ismiyle imza kampanyası başlatıldı.
Kampanyanın tanıtım yazısında “Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ülkemizde özel ve kamusal her alanda kendini gösteriyor. Deprem sonrasındaki uygulamalar ise bu eşitsizliği ve ayrımcılığı derinleştiriyor. Nitekim Türkiye Afet Müdahale Planı’nda kadınlarla ilgili tek bir politika yok. 8 Mart’ta kadınlar toplumsal cinsiyete duyarlı afet yönetimi istiyor” ifadelerine yer verildi.
TEMEL İHTİYAÇLAR KARŞILANMIYOR
Afetlerin kadınlar, gençler ve çocuklar gibi kırılgan kesimleri daha çok etkilediğini belirten Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Emine Erdem, depremlerin bunu bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. Erdem, “Deprem bölgesinde temel ihtiyaçların karşılanması konusunda büyük sıkıntılar yaşanıyor. Çadırlarda, geçici barınma alanlarında yaşamak zorunda olan kadınlar için aradan 1 ay geçmesine rağmen tuvalet ve duş alanlarının olmaması ya da yetersiz olması birçok sağlık sorununu ve sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Özellikle hijyenik ürünlere ulaşmakta yaşanan zorluk kadın sağlığı açısından çok büyük bir sorun. Afet sonrası yapılan yardımlarda ped, tampon ve diğer hijyen ürünlerinin temininin önceliklendirilmesi, kadınların bu ürünlere rahatlıkla ulaşabilmesi çok önemli. Bunun için de afet yönetim planları yapılırken toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmek, kadınlara da planlarda yer vermek gerekiyor” dedi.
EŞİTSİZLİKLER ARTTI
Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu üyesi, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) Program Koordinatörü Deniz Özkor ve Proje Koordinatörü Ayşe Tek ise “Toplumsal cinsiyet rollerine dayalı eşitsizliklerin artması, hak ve hizmetlere erişimin kısıtlı olması, cinsel sağlık- üreme sağlığı, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlılığının artması, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riskinin artması, gebeliği önleyici yöntemlere erişimde zorlukların yaşanması, ped, iç çamaşırı gibi ürünlere erişimin zorlaşması, şiddete karşı başvurulabilecek destek mekanizmalarına erişimin zorlaşması kadınların afet ve kriz durumlarında karşılaştığı riskler arasındadır." ifadelerini kullandı.
ÖNLEYİCİ HİZMETLER VURGUSU
Tek şunları söyledi: Bu riskler karşısında kadınlar için; özelleştirilmiş psikososyal destek hizmetlerinin ve temel sağlık ihtiyaçların karşılanacağı hizmet noktalarının oluşturulduğundan, kadınların birbirlerini destekleyebileceği güvenli alanların olduğundan, şiddet gibi risk durumlarıyla ilgili kadınların farkındalığının artırıldığından ve risk durumlarıyla ilgili koruyucu-önleyici mekanizmalarının her kadın için ulaşılabilir olduğundan, cinsel sağlık- üreme sağlığı, kadın sağlığı, önleyici ve koruyucu sağlık hizmetlerinin her durumda her kadın için erişilebilir olduğundan, kadınların hijyen, beslenme, korunma, barınma, bilgi ve hizmetlere erişimlerinin sağlandığından emin olunmalıdır.