Afet bölgesinden izlenimler: Defne kokusu değil deprem kokusu!
Hatay’ın Defne ilçesi adını mis kokulu ağaçlardan alan, şelaleleri ve Antakya mutfağının en güzel örneklerini sunan restoranları ile ünlü Harbiye semtinin yer aldığı turistik bir ilçeydi. Gittiğimizde gördük ki Defne’den de Harbiye’den de eser kalmamış. Defne kokusundan da...
Miyase İlknurHatay denilince akla önce zengin mutfağı ardından da defne ağaçları gelir. Yöreye gidip de defne sabunu almadan dönen var mıdır? Sanmam. Defne ilçesi de adını bu mis kokulu ağaçlardan alan, şelaleleri ve Antakya mutfağının en güzel örneklerini sunan restoranları ile ünlü Harbiye semtinin yer alan turistik bir ilçeydi. Tabii depremden önce.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle Maltepe Belediyesi meclis üyesi kadınlarla kadın çalışanların Defneli kadın depremzedelerle buluşmasına tanıklık etmek için gittiğimizde gördük ki, Defne’den de Harbiye’den de eser kalmamış. Defne kokusundan da... İlçe artık defne değil deprem kokuyor.
BEREKETLİ KOLİLER
Maltepeli kadınların yardım tır’ı çadırlı sahaya yanaştığında bir kilometreyi aşan bir kuyruk hazır bekliyordu. Askerler tarafından tek sıra halinde dizilen her yaştan kadın, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle kendilerine dağıtılacak kadınlara özel yardım paketini almak için kim bilir kaç saatten beri bekliyordu. Bir kadınların oluşturduğu uzun kuyruğa bir de TIR’ın içindeki yardım kolilerine baktım. Hepsine yetecek miydi?
Bereketliydi Maltepeli kadınların yardım kolileri. Hepsine yetti hatta eşleri ya da anneleri yerine kuyruğa giren erkeklere bile kaldı. Defneli depremzede kadınlar da eli boş gelmemişti. Kimi çadırındaki soba üstünde demlediği çayı kimi yıkılan evlerinden kurtardığı saksıdaki çiçeklerini hediye olarak Maltepeli kadınlara uzatıyordu.
Kuyrukta sıra bekleyen kadınlarla sohbet ettiğimizde ençok yakındıkları şey, yardım dağıtılırken AFAD ve Kızılay görevlileri tarafından azarlanmaktı. “Başımıza kakar gibi veriyorlar yardımı” diye yakınan depremzede kadınlar, depremin suçlusu kendileriymiş gibi horlanmak istemediklerini söylüyor.
Çadırların arasında dolaştığımızda ise insanın yüreğini yakan insan öyküleri dinliyorsunuz. Bir çadırın önünde iki yetişkin kızıyla akşam yemeği yiyen kadının ısrarıyla sofralarına konuk olduk. Kızlarından biri zihinsel engelli diğeri hamile. Önümüzdeki hafta doğum yapacakmış. Bir isteği olup olmadığını soruyoruz. Utanarak, “Doğum için her hazırlığımı yapmıştım. Ama hepsi enkazda kaldı. Hastaneden çıkışta bebeğimi koymak için bir ana kucağı olsa çok iyi olurdu” diyor. Gönderebileceğimizi söylerken gözlerinin içi gülüyor, “Abla çadır numaramız 28 unutma” diye arkamızdan sesleniyor.
Maltepeli kadınların otobüsünde bu olayı anlatırken Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Bizim buraya hemen hergün yardım aracı geliyor. Onunla göndeririz” diyor. Maltepeli kadınlar hamile depremzedenin istediği “anakucağı” için hemen harekete geçip daha yolda iken siparişi verdiler bile.
‘ÇADIR İSTEDİM, YOKMUŞ’
Çadırlı sahada tuvalet ve duşlar konmuş ama hem yetersiz hem de pis. Ayrıca çadır sorunu da tam çözülememiş. Hâlâ eksikler var. Ara sokaklarda bu sorun daha çok. Çadırda kızları ve eşiyle yaşayan yaşlı bir teyze, “Oğlumu Mersin’de bir öğrenci yurduna yerleştirmişlerdi. Şimdi çıkarıyorlarmış. Bizim yanımıza gelecek. Onlar da dört kişi. Şimdi bir çadıra nasıl sığacağız. Oğlum için çadır istedim yokmuş”? diyerek kaygılanıyor.
Mesleğimiz gereği hem Gölcük depremi hem Erincan depreminden hemen sonra bölgeye gitmiştik. Ancak Hatay ve Defne’de gördüğümüz önceki depremlere hiç mi hiç benzemiyor. Gördüklerimiz “Kıyamet dedikleri bu mu ola” dedirtecek cinsten. Tarihte pek çok deprem görmüş Defne yeniden ayağa kalkabilecek mi emin değiliz.
GÖNÜLLÜ DİYALİZ HEMŞİRESİ ARANIYOR
Kadınlara özel yardım kolilerinin dağıtımının ardından ilçedeki sahra hastanesi şeklinde düzenlenen diyaliz merkezine gidiyoruz. Depremle birlikte Hatay’daki hem kamu hem özel diyaliz merkezleri yerle bir olmuş. Binlerce diyaliz hastasına ek olarak enkazda iki gün kalan hastaların da diyalize bağlanma mecburiyeti olunca Dr. İdris Emir, enkazdan kurtarabildiği makinelerini kurabilmek için yardım istemiş.
Maltepe Belediyesi Defne’de sahra çadırı kurarak Dr. İdris Emir’e yardım elini uzatmış. Yirmi bir yataklı diyaliz merkezinde hemen makineler kurulmuş ve hasta kabulüne başlanmış. Taşımalı sistemle Hatay’ın dört bir yanından gelen hastalar dönüşümlü olarak diyalize bağlanıp evlerine götürülüyor. Dr. İdris Emir, “Hastane sorunumuz çözüldü ancak tek hemşire ile hizmet verebiliyoruz ki bu da sıkıntı yaratıyor. Diyaliz hastaları için gönüllü diyaliz hemşiresine çok acil ihtiyacımız var” diyerek yardım için çağrıda bulunuyor.