Spor yazarları Beşiktaş - Fenerbahçe maçını değerlendirdi: 'Mourinho hala Roma'yı yönetiyor gibi...'
Süper Lig'in 15. haftasında Beşiktaş, sahasında konuk ettiği Fenerbahçe'yi 1-0 mağlup etti. Spor yazarları karşılaşmayı kaleme aldı.
cumhuriyet.com.tr
Spor yazarları, Trendyol Süper Lig'in 15. haftasında Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi ile 1-0 yendiği karşılaşmayı değerlendirdi.
'ZİREYE AYAR ÇEKTİ'
Arif Kızılyalın: "Derbiler sonucu kestirilemeyen maçlardır sözü gerçek oldu. Fırtınalı günler yaşayan Beşiktaş, favori Fenerbahçe’yi yenip oksijen çadırından çıktı. ‘Ben de varım’ demek isteyen ev sahibi, maça tempolu başladı. Elbette 30 bini aşkın taraftarı da itici güçtü. Çok koştular, Fenerbahçe ise ayağına mahir isimlerle etkili olan taraftı. Dzeko final vuruşlarını yapsa, Emirhan çizgiden çıkardığı top dahil savunmaya duvar örmese maç kopardı ilk 30 dakikada. Direğe giden şut da unutulmamalı. Elbette fizik gücüyle direnen Beşiktaş da pozisyon buldu ama ilk bölümün hakimi konuk ekipti. 2. yarıya da aynı iştahla girip yine Dzeko’yla şans buldular. Risk de aldılar ve çoklu hücumlar da sonuç getirmeyince Beşiktaş, sahanın tartışmasız en iyisi Gedson’la toparlandı, Chamberlain’in asisti, Immobile’nin ince dokunuşuyla da skoru yakaladı. Sonrası Beşiktaş’ın direnci, Fenerbahçe’nin tüm tuşlara basışını izledik. Ancak, Beşiktaş’ın bu büyük avantajı bırakmaya niyeti yoktu. Lige hem yeniden tutundu hem de zirveye ayar çekti. Hakem Mehmet Türkmen keşke Gedson’u atacak cesareti maç içinde eşit ölçüde gösterseydi." (Cumhuriyet)
'FENERBAHÇE'DE COŞKU PROBLEMİ VARDI'
Güntekin Onay: "Beşiktaş’ın galibiyetindeki en önemli faktör Serdar Topraktepe’nin kurguladığı oyun planı idi. Fenerbahçe’nin oyunu kontrol etmesine izin vermeyen Beşiktaş, haklı bir galibiyet elde etti. Fenerbahçe’de ise dün bir coşku problemi vardı. Bu anlamsız durgunluk, iştahlı Beşiktaş’ı deplasmanda yenmek için yeterli olmadı. Ayrıca Jose Mourinho, neden Edin Dzeko’yu oyundan çıkardı, anlayamadık. Edin Dzeko çıktıktan sonra Beşiktaş savunması çok rahatladı. Fenerbahçe son bölümdeki karambol pozisyonları hariç Edin Dzeko çıktıktan sonra ne top tutabildi ne de etkili hücum yaptı. Hakem sahada Alexander Djiku olmasaydı gerçekten de iyi bir yönetim gösterecekti. Her şeyi gördü Djiku’nun kartlık pozisyonlarını görmedi." (Hürriyet)
'MAXIMIN'İN ZAAFLARINDAN FAYDALANMAK İSTEDİ'
Gürcan Bilgiç: "'Fenerbahçe neden kaybetti' sorusunun karşılığı, ikinci yarıdaki etkisiz oyunda. Oyunu ve tempoyu kontrol ettikleri ilk 45'te biri direkten dönen, biri gol çizgisinden çevrilen, yine Dzeko'nun auta attığı net pozisyonlar vardı ellerinde. Beşiktaş, Rafa Silva'nın Livakovic'e nişanladığı bir "karşı karşıya" ile cevap verebildi. Hamleler ve stratejide ikinci yarıdaki hamleler önemliydi. Çünkü Serdar Topraktepe, Fenerbahçe'nin sağ kanadına baskı yaparak, hücum aksiyonlarını sola yönlendirdi. Maximin'i ikili kademe ile önlemek ve oyuncunun defansif zaaflarından da faydalanmak istedi. Bu kaçan gollerin mesajları da açıktır. Bazen "Olmayınca, olmuyor"… Yediği golden sonra baskıyı, rakip stoperlerin "kalite problemini" test etmeye çalışmak da maçın taktik anlamında sorgulanır elbette." (Sabah)
'SÜPER LİG'İN DİNAMİKLERİ FARKLI'
Uğur Meleke: "Mourinho ilk bir saatte sahada kadro kalitesinin karşılığını veren bir oyun olmamasına, zirve yarışında kalmak için kazanması gerekmesine rağmen sanki lig dördüncülüğünü hedefleyen Tottenham’daymış ya da Roma’daymışçısına sıradan değişiklikler yaptı. Tempoyu yükseltemedi. Golü yiyene kadar da vitesi artıracak ofansif hamle yapmadı. İlk dördü hedefleyen Roma’da, Tottenham’da ya da Manchester United’da derbi beraberliği işinize yarayabilir, ancak Süper Lig’in dinamikleri farklı. Ve Mourinho hâlâ bence Roma’yı yönetiyor gibi davranıyor. Serdar Topraktepe ise kulübesi Mourinho kadar zengin olmamasına rağmen doğru değişikliklerle dokunmayı başardı maça. 70’le 80 arası Oxlade’i sol açığa, Rafa’yı merkeze aldı, bir miktar önde baskı yaptı ve golü de o bölümde buldular zaten. Kadro kalitesi nispetinde Serdar Topraktepe’nin bu derbide doğru hamleler yaptığını söyleyebiliriz rahatlıkla." (Hürriyet)