Ara Gözbek yazdı: 'Tanrı'nın futbol projesi: Lionel Messi'
Arjantin, Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nı şampiyon olarak tamamladı. Spor yazarı Ara Gözbek, Lionel Messi'nin şampiyonluğunu Cumhuriyet.com.tr için kaleme aldı.
cumhuriyet.com.trYıldız futbolcu Lionel Messi, 2022 FIFA Dünya Kupası'nda Arjantin ile şampiyon olarak hayallerini gerçekleştirdi. Ara Gözbek, kariyerindeki tek eksiği kapatan Arjantinli yıldızı Cumhuriyet.com.tr için yorumladı.
Ara Gözbek'in yazısı şu şekilde:
"Sporun bizi en fazla yakaladığı, içine çektiği unsurlar bir futbol maçında atılan goller değil. Bir basketbol maçında vurulan smaçlar da değil. İnanılmaz istatistikler üzerinden bir müsabakayı anlamaya çalışanlar zaten sporun herhangi bir sokağından dahi geçmemiştir. Bir sporcunun tanımını yaparken, bir insanın, bizim zihnimizde veya kalbimizde nasıl bir hikaye bıraktığına bakmamız gerekiyor. Buna Michael Jordan da dahil, Mohammed Ali de. Hayatta ne yapmış olduğu ve hayatın ona ne yapmış olduğu üzerinden çizmemiz gerekiyor bir insanın hikayesini. Bu son Katar’daki Dünya Kupası’yla beraber “Gayrı resmi Spor Ansiklopedisi” bir ünite daha kazandı. Bu ünitenin başrolündeki isim Lionel Messi'den başkası değil.
Ne maçtı ama? Dünya Kupası tarihinde daha iyi bir final maçı var mı? Arjantin – Fransa maçı Fransa'nın kazanması durumunda da dahil Dünya Kupası tarihinin gelmiş geçmiş en iyi maçlarından biri olarak, belki de en iyi maçı olarak hafızalarımızda en baş köşeye oturacak. Maç içinde kaderin sürekli yön değiştirdiği, ivmenin ve momentumun an ve an taraf değiştirdiği bir müsabaka oldu. Uzatmalar ve penaltılar derken Arjantin, tarihinde üçüncü kez Dünya Kupası'na uzandı. Ama futbol Tanrıları öyle istedi ki hikayeyi Arjantin üzerinden değil, Messi üzerinden okumamıza neden oldu. Arjantin'in başarısını konuşurken bunu üç ayağından ele almak lazım;
Birincisi; Arjantin'in güçlü lobilerle “ittirildiği” algısı. Çokça komplo teorisi yapılmakta dünyada bu konuda. Bu işin içinde bir “planlı” veya “organizasyon” olduğunu iddia edenler var. “Messi'ye Dünya Kupası kazandırmak için” yapılmış bir turnuva algısı. Hakemler elbette bir futbol maçının kaderini belirleme konusunda çok önemli bir unsur. Bu yadsınamaz bir gerçek. Açık konuşalım; şike olduğunu iddia edenler futbolun ne içinde bulunmuşlar ne de futboldan zerre anlamıyorlar. Şaibeli maçlarda takımlar rakipleriyle penaltılara kalmaz arkadaşlar. Arjantin'in başarısına gölge düşürmeye çalışan bir grup kitlenin operasyonu olduğunu düşünüyorum ben bunun. Arkasında belirli rakip takımların sponsorları da olabilir, lobisel bir faaliyet de. Fransa, son dakikada uzatmalarda golü atsaydı, Martinez kurtarmasaydı, bu kez turnuva temiz olarak mı adledilecekti? Hakemler, futboldaki adaletin “müşteri temsilcisi” olarak anlaşıldığı için her şeyi bunun üzerinden okumaya çalışıyoruz. Arjantin'in şampiyonluğu hak edilmiş bir şampiyonluk olmakla birlikte tarihi bir başarıdır. Neden..?
İkinci ayağına gelmişken konunun; başarıyı Messi üzerinden okumamız gerekiyor. Fransa ve Arjantin'in kadro kalitelerini kıyasladığımızda aralarında çok ciddi bir seviye farkı olduğunu görüyoruz. Maça gelmemiş Fransa, bitik, oynamayan haliyle bile üç gol bulabiliyor. Bu aslında Arjantin'in başarısını daha rasyonel tarif ediyor. İki hafta önce Cumhuriyet TV'de Ara Pası programında Tonguç Orözu'nun karşısında da bunu iddia etmiştim; Arjantin takımından Messi'yi aldığınızda takımın kalite seviyesi ciddi anlamda 1-2 seviye düşüyor. Ama futbol böyle bir şey işte; bazen daha iyi takımlar değil, daha iyi oynayanlar kazanıyor. Arjantin – Fransa maçının hikayesinin bu kavram üzerinden okuyabiliriz.
Üçüncü ayapı; Bu Dünya Kupası'yla beraber son 10 yıldır tartışılan nur topu gibi konumuz çok büyük ihtimalle son buldu. Messi mi Ronaldo mu? Herkesin, futbolla ilgilenmeyen insanların bile düşündüğü bu sorunun artık cevabı konusunda aşağı yukarı herkes mutabık. Bundan sonra Messi'nin artık tarihteki yeri tartışılacaktır. Gelmiş geçmiş en büyük futbolcu mu? Değil, neden değil...gibi. Maradona “Tanrı'nın Eli” ise, Messi de “Tanrı'nın projesi” denilebilir. Yazımızın en başındaki paragrafı tekrar düşünürsek; bir oyuncunun düşünün 15 senedir hayatımızda ve adım adım her şeyi kazandı. Tek bir şeyi eksikti; bir Dünya Kupası. Küçücük yaşta ülkesinden koparılıp Avrupa'da futbol oynayan bir çocuk. Hikayenin tüm elementlerini düşündüğümüzde, toplayıp çıkardığımızda, bir hesap yaptığımızda gerçekten bir proje olabileceğini düşünüyor insan. Bu işte bir “Tanrı'nın Eli” olabilir."