Son Dakika... Erdoğan'ın sözlerine yanıt veren Akşener Bahçeli'nin hedefinde: 'Aklına ve ahlakına şaşarım'
Son dakika gelişmesi... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Samsun'da partisinin mitinginde açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Küçük yatırımcıyı soymaya hazırlanıyorlar" uyarısında bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak, "Milli güvenlik sorunudur" dedi. MHP lideri isim vermeden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Milletimizin geleceğinin heba edildiği bir kumar masasında olmayız" sözlerine yanıt verdi.
cumhuriyet.com.trMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "2023'e Doğru: Aday Belli, Karar Net" temalı açık hava toplantıları kapsamında Samsun'da açıklamalarda bulundu.
Bahçeli isim vermeden, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Temenni ederiz bir dönüşüm yaparak gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir" çağrısına yanıt veren İYİ Parti lideri Meral Akşener'i hedef aldı.
Akşener'in "Milletimizin geleceğinin heba edildiği bir kumar masasında olmayız" sözlerine Bahçeli'den, "Cumhur İttifakı’na kumar masası diyenlerin aklına ve ahlakına şaşarım, çünkü asıl kumar masası, asıl ihanet masası bellidir, 6+1 sayıda partinin oturduğu masayı altından üstüne inceleyen herkes neyin ne olduğunu, hangi emellerin havi olup hâkimiyet kurduğunu çok açık görecektir" yanıtı geldi.
Öte yandan MHP lideri, "Küçük yatırımcıyı soymaya hazırlanıyorlar" uyarısında bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da hedef aldı. Bahçeli, "Yatırımcılara Borsa’ya girmeyin çağrısı yapan Kılıçdaroğlu gavurun kılıcını sallayan, Türkiye’nin güvenirliğini ve imajını sakatlamaya çalışan milli güvenlik sorunudur" dedi.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine az bir süre kala zillet ittifakının adayı hala ortada yoktur. Kazanacak aday polemiği zillet partilerini birbirine düşürmüştür. Bu yıl içinde sırayla kurdukları eğri bacaklı masalarda 8 kez toplanmışlar, velakin bir arpa boyu mesafe alamamışlardır. Elbette bu husus kendilerinin bileceği bir konudur. Esasen içine düştükleri buhranın bizi alakadar eden veya edecek bir tarafı da yoktur. Ancak Türkiye’mizin istikbalini risk ve tehlikeye atacak sakıncalı ilişkileri, sarsak irtibatları ve sancılı ünsiyetleri olduğundan dolayı zillet ittifakının kundura derisinden yapılmış maskesini indirmek de bizim için milli bir görevdir. Tek bildikleri, tek söyledikleri “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e geri dönme planlarıdır. Bunun dışında ne bir projeden, ne takdire layık bir hedeften, ne de sadra şifa politik ve ekonomik bir tekliften bahsettiklerini duyan, gören, şahit olan çıkmamıştır. 6+1 formatında kurulmuş masada vatan ve millet sevgisinin kırıntısı yoktur. Gelecekle ilgili en küçük hazırlıkları söz konusu değildir. Her birisinin gizli ajandası, bununla mündemiç farklı Cumhurbaşkanı adayları vardır ve karşımızdadır. Birbiriyle anlaşamayan, birbiriyle çatışıp çelişen, birbirinin kuyusunu kazıp masadan kalkmak için fırsat kollayan partilerin ortak akla sahip olduğunu ileri sürmek temelsiz bir uydurmadır. Böylesi kriz ve karmaşaya sapmış ucube zihniyetlere Türkiye’nin emaneti düşünülemeyecektir. Sadece yapılanı yıkmak, eskiyi tekrar inşa etmek amacıyla bir araya gelmiş, çıkarları dışında hiçbir şeyi gözetmeyen partilere güven duyulur mu? İtibar edilir mi? Ruhsat verilir mi? Tamam denir mi? Zillet ittifakı kukladır, kuklacı ise Türkiye düşmanlarıdır. Zillet ittifakı, milletin hassas değerleri ile oynayarak, devletin temel kurumları ile çatışarak çıkmaz bir siyaset yolunu seçmiştir.
HEDEFİNDE 6'LI MASA VAR
En başta CHP çok tehlikeli, sonuçları ağır olacak bir yanlışın içine sürüklenmiştir. Zillet ittifakı karanlık bir projedir, proje sahibi ise her fırsatta Türkiye’ye saldıran yerli ve yabancı mihraklardan teşekkül etmiş yıkım lobisidir. Cumhur İttifakı’na kumar masası diyenlerin aklına ve ahlakına şaşarım, çünkü asıl kumar masası, asıl ihanet masası bellidir, 6+1 sayıda partinin oturduğu masayı altından üstüne inceleyen herkes neyin ne olduğunu, hangi emellerin havi olup hâkimiyet kurduğunu çok açık görecektir. Türkiye Cumhuriyeti masada kurulmadı, zulmet faillerinin ayaklarına tutunduğu masaya da bırakılmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni tarih sahnesine çıkartan soylu irade cumhurun bizatihi kendi iradesidir, bu iradenin kifayeti ve künhü masalar değil zafer meydanlarıdır. Tezgâh altı siyasi ilişkilerle milli geleceğimize ipotek koymayı heves edenlerin, bu heveslerini kursaklarında bırakmaya söz verdik, yemin ettik. Onlar varsın birbiriyle oynayıp günbegün oyalanıp dursunlar. Cumhurbaşkanı adayı o mu olsun, bu mu olsun diye masalara yüz sürsünler. Keyifleri yetene kadar yedi düvelle güç birliği yapsınlar. Cumhur İttifakı tarihine bakacak, hizmetine bakacak, çalışmaya bakacak, milletine bakacak, ülkesine bakacak, büyük işler başarmaya bakacak, küresel güç Türkiye’nin mimarbaşılığı nasıl olurmuş cümle aleme ispatlayacaktır. Bulanık suda balık avlama merakında değiliz. Belirsizliğin rotasını takip etme anlayışında değiliz. Makam, mevki, servet, şöhret devşirme arayışında hiç değiliz.
"TEK ADAM YÖNETİMİ DİYENLER YALANCIDIR"
2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerini Türk milletinin karar anı, Türk tarihinin yol ağzı, Cumhuriyet’in yeni yüzyılla demokratik sözleşmesi olarak değerlendiriyoruz. Seçimlere giden süreçte adayımız belli, kararımız nettir. Karar verdik, mutlaka tatbik ve takip edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak beraberliğimizi sonuna kadar koruyacağız. Hiçbir gevşemeye, suizanna, gönül kırgınlığına müsaade etmeyeceğiz. Seçime kadar değil Türkiye yüzyılının çatısını el birliğiyle öresiye kadar, aziz milletimizi medeniyetler ve milletler mücadelesinde üst lige taşıyana kadar biriz, diriyiz, birlikte cumhurun ruh kökü, Cumhuriyet’in sarsılmaz güvencesiyiz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Birinci hedefimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, başarılı çalışmalarına ara vermeden devam etmesidir. İkinci hedefimiz, Milliyetçi Hareket Partisi’nin milletvekili sayısıyla siyasal destek seviyesini en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin oluruyla almaktır. Nihai arzumuz, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşmasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, tek adam yönetimi diyenler yalancıdır, yozlaşmanın çukurundadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne istibdat, şahsım rejimi diyenler, utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler on numara müfteridir. Türkiye, siyasi müflislerin havsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır.
"KILIÇDAROĞLU’NUN YOLU NAMERTLİK YOLUDUR"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, 18 Kasım 2022 tarihinde, sosyal medya hesabından yaptığı İstanbul Borsası’nın itibarına gölge düşürme, manipülasyon yapma teşebbüsü tek kelimeyle ahlaksızlıktır. Son bir yıldır rekor üstüne rekor kıran İstanbul Borsası Kılıçdaroğlu’nun uykularını kaçırmaktadır. Yatırımcılara Borsa’ya girmeyin çağrısı yapan Kılıçdaroğlu gavurun kılıcını sallayan, Türkiye’nin güvenirliğini ve imajını sakatlamaya çalışan milli güvenlik sorunudur. Türk şirketlerinin değerini düşürmek için tezvirat borsası işleten, buna karşılık İstanbul Borsası’nın yükselişinden dolayı çılgına dönen Kılıçdaroğlu’nun yolu namertlik yoludur. Samsun’dan diyorum ki, bu Kılıçdaroğlu tasfiye memurudur, taşeron siyasetçidir; CHP, Aziz Atatürk’ün ilkeleri ve Türkiye tehdit altındadır. Bu zillet zihniyeti ne söylerse söylesin, hangi iftiradan medet umarsa umsun, bugün devlet çok daha güçlü, millet çok daha umutlu, gelecek çok daha aydınlıktır.
Bilhassa terörle mücadelede çok önemli kazanımlar elde edilmiş, bölücü terör örgütünün ve diğer kanlı yedeklerinin beli kırılmıştır. PKK/YPG terör örgütünün eylem kapasitesine darbe indirilmiştir. Güney sınırlarımız boyunca açılmak istenen terör koridoru askeri harekatlarla baltalanmıştır. Kahraman güvenlik güçlerimiz sınır ötesinde, yurt içinde hainleri araya araya bularak etkisiz hale getirmişledir. Ve bu müessir süreç devam etmektedir. Terörist nerede ise Türkiye artık orayı yıkıp geçmektedir. Tehdit nereden kaynaklanıyorsa açık hedef de orasıdır. Fakat terörizmi besleyip palazlandıran dost görünümlü şaibeli ülkeler, Türkiye’nin önünü kesmek, güvenliğimizi ve huzurumuzu sabote etmek için kiralık katil kullanmaktadır.
İSTİKLAL CADDESİ'NDEKİ BOMBALI SALDIRI
13 Kasım’da İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde yaşanan hunhar saldırı Türkiye düşmanlarının faal olduklarının şüpheye yer bırakmayacak en son kanıtıdır. Gerek İstiklal Caddesi’nde gerekse de terörle mücadele esnasında şehit düşen tüm vatan evlatlarına bir kez daha Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, tedavi altında bulunan kardeşlerimize şifalar diliyorum. Dün gece yarısı başarıyla icra edilen Pençe-Kılıç Hava Harekatı’yla teröristlerin saklandıkları barınak, sığınak, mağara ve inleri isabetle vurulmuş ve hamdolsun kullanılamaz hale getirilmiştir. Hainler için hiçbir yer güvenli ve korunaklı değildir. Vakit hesap vaktidir. Vakit dökülen kanların hesabını damla damla sorma vaktidir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizi tüm gücümüzle destekliyor, gazaları ve mücadeleleri hayırlı olsun diyor, en alt rütbeden en üst rütbeye kadar hepsini birden tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Alemde şer bitmezse, Oğuz’da er tükenmez, asla da tükenmeyecektir. İstiklal Caddesi’nde bomba patlatan katil her şeyi bir bir açıklarken, hala CHP’sinden İP’ine kadar malum partilerin yöneticileri sözde somut delil peşindedir, kanlı saldırıyı örtbas etmenin amacındadır. Terörist, “YPG’ye katıldım, ben teröristim” itirafını yaparken, zillet partileri ağız birliği etmişçesine “hayır kuşku var” diyerek suyu bulandırma yarışındadır. CHP’nin bir grup başkan vekili, “teröristin hangi örgüte mensup olduğu muamma” sözlerini ağzından kurşun gibi çıkarmıştır. İP’in bir Genel Başkan Yardımcısı da, “terörist taşıdığı pakette ne olduğunu bilmiyor olabilir” iddiasını küstahça ifade etmiştir. Zillet ittifakı, HDP’yi ürkütmemek, PKK/YPG’yi gücendirmemek, üstelik cinayetleri maskelemek için milletimize ve şehitlerimize adeta hakaret kuyruğuna girip zehir saçmayı siyaset zannedecek bir sefalete savrulmuştur. Devletin değil terör örgütünün açıklamasına itibar edecek kadar alçalmışlardır. Teröriste terörist diyemeyen kim varsa bizim gözümüzde teröristin eylem ve fikir yoldaşıdır. Bu da şerefli ve onurlu bir tavır olamayacaktır. Katile katil diyemeyenlerin, mesela İstiklal Caddesi saldırısını iktidara teşmil etme gayreti içine girenlerin vatan ve millet sevgisi kalmamıştır. Acılarımızı paylaşmak yerine nifak kusanların, devleti ve hükümeti töhmet altında bırakanların dili terör dilidir, propagandası terör propagandasıdır, bunların iki dünyada da yatacak ve sığınacak yerleri yoktur. Karşımızdaki tablo zillettir, rezalettir, hezimettir, hıyanettir, aleni suç ortaklığıdır.