İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'ndan 'merkez sağ' çağrısı

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Meclis'in yeni döneminde partisinin ilk grup toplantısında yeni bir merkez sağın inşa edilmesi çağrısında bulunarak ''Merkezin yeniden inşası makul olanın yeniden makbul hale gelmesiyle mümkündür'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'nin yeni döneminde partisinin ilk grup toplantısında konuşuyor.

Dervişoğlu AKP iktidarının siyasette merkez sağı ortadan kaldırarak ortak aklı ve barışı ortadan kadırdığını söyleyerek ''Merkezin yeniden inşası makul olanın yeniden makbul hale gelmesiyle mümkündür. Makbul olan ülkemizin çıkarına hareket eden rotadır. Kuru bir toprakta filizlenen her tohum gibi bu birlik çağrısı Türkiye'nin topraklarını yeşertecektir'' ifadelerini kullandı. 

Müsavat Dervişoğlu'nun konuşmasından bazı kısımlar şöyle: 

"Merkez siyaset çağrım yanlış açıldı. Bazı çevreler bu çağrımı sadece siyasi partilere yapılan bir davet olarak algıladı. Benim Merkez çağrım siyasi partilere değil büyük Türk milletine yapılmış bir çağrıdır. Merkez demek, bu müyük milletin değerlerinin buluştuğu yerdir.

Merkez demek Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu felsefesi demek Türk milliyetçiliğinin merkezde bulunduğu bir siyasi yaklaşımın adıdır. Merkez demek, makul demektir. Merkez demek makulu makbul hale getirme çabasıdır.

22 yıllık iktidar toplumu kutuplaştırdı. Halka kamplara ayırdılar. Milletimiz çatışmak değil, barışmak istiyor. Sürünmek değil, şahlanmak istiyor büyük Türk milleti. Bunu yaparsa anca İyi'ler yapar. Başarmak zorundayız. Tarih de şahit olsun ki başaracağız.

Merkezin yeniden inşası makul olanın yeniden makbul hale gelmesiyle mümkündür. Makbul olan ülkemizin çıkarına hareket eden rotadır. Kuru bir toprakta filizlenen her tohum gibi bu birlik çağrısı Türkiye'nin topraklarını yeşertecektir.

ERDOĞAN'A 'HAMASET' ÇIKIŞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün bu konuyla ilgili (Ortadoğu'daki gerilim) devlet ciddiyetine yakışmayan açıklamada bulundu. Türkiye, basit ajitasyonlarla, hamasetle yönlendirilecek bir ülke değildir. Bölgemizde böylesine önemli meseleler söz konusu olduğunda, popülist korku siyasetiyle halkı kandırmaya çalışmak, ülkemizin uluslararası itibarını yerle bir etmekte ve diplomatik alanda bizi ciddiyetsiz bir aktör olarak göstermektedir. İsrail’in insanlık dışı politikalarına karşı durmak zaruridir; ancak Türkiye gibi kadim bir devletin, bu meselede akılcı ve stratejik bir diplomasi yürütmesi gerekirken, hamasi söylemlerle dış politika oluşturmaya çalışması kabul edilemez. Türkiye, Orta Doğu’da krizleri abartan bir ülke değil, çözüm üreten, tarihsel misyonuna uygun biçimde barışı savunan güçlü bir aktör olmalıdır. Türkiye, bu coğrafyanın kadim bekçisi olarak tarihsel sorumluluklarını asla unutmamalıdır. Türkiye'nin bölgesel gücü elleri kolları bağlanmış şekilde hareketsiz bırakılmıştır. İktidarın akıl almaz yönetim hataları, Türkiye'yi hem mazlum halkların yanında durma şansını yitirmiş hem de küresel siyasette ağırlığını kaybetmiş bir ülke konumuna sürüklemiştir.

''III. DÜNYA SAVAŞI RİSKİNDEN SÖZ EDERKEN TBMM'YE BİLGİ VERİLMİYOR''

Böyle bir ortamda ve özellikle Hakan Fidan kamuya yaptığı açıklamalarda bir III. Dünya Savaşı riskinden söz ederken Dışişleri Komisyonu’na ve de TBMM Genel Kurulu’na bilgi verilmiyor oluşu kaygı vericidir. Buna bir de Sayın Cumhurbaşkanı’nın 'İsrail’in müteakip hedefinin Türkiye olduğu' yolundaki beyanları eklenince 'iktidar milli güvenliğimiz için ne yapıyor' sorusunu sormak durumundayız. Hiçbir şey yapmıyor gözüktükleri için de, beyanları onlar açısından maalesef inandırıcılığını yitirmektedir.''