Erdoğan'dan kayyum yorumu: 'Yargı burada kanunu değil hukuku konuşturmuştur'

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Saray'da "Anadolu Medya Ödülleri Töreni"nde konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Hakkari Belediyesi'ne kayyum atanmasıyla ilgili olarak "Hukuk gereğini yaptı" ifadelerini kullandı.

cumhuriyet.com.tr

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan "Anadolu Medya Ödülleri Töreni"nde konuştu. Erdoğan'ın hedefinde Hakkari'ye atanan kayyum sonrası hükümete yapılan tepkiler vardı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

HAKKARİ'YE ATANAN KAYYUM

"Hukukun, demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden meşrutiyetten sapmayan herkes şayet yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik.

Özellikle yargının Hakkari ile ilgili vermiş olduğu karar kusura bakmasınlar ama kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar ne yaptı? Hemen parlementoyu ayağa kaldırmaya kalktılar. Kusura bakmayın burası hukukun işlediği Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosudur

"BELEDİYELER KİMSENİN ARKA BAHÇESİ DEĞİLDİR"

Bölgedeki kardeşlerimiz üzerinde bölücü terör örgütünün baskı kurmasına eyvallah etmeyiz. Hukuk, demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milli iradeye saygı bunu gerektirir. Terörle arasına mesafe koymadan hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekir. Muhalefet partileri koro halinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör-siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların oradan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İlla bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idari tedbirlere değil, Kandil'in belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir. 

Bazıları çıkmış, Meclis'ta adeta terör estirerek belediyeler bizimdir naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyor. Belediyeler ne onların ne de terör örgütünündür. Bağırıp çağırarak, Meclis'te nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım; belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir.

"HAKKARİ İLK ADIMI..."

Eğer adaylarınız herhangi bir gayrimeşru işlemlere girmediyse, katılmadıysa söyleyecek sözümüz yok. Eğer yaptılarsa bizler de yasaları işletmek durumundayız. Hakkari şimdi bunun ilk adımı olmuştur. Hukuk da bunun gereğini yapmıştır ve yapacaktır.

Biz sadece terör belasıyla hukuk zemininde mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi bize tuzak kurmak isteyenlerle de yürüteceğiz.

"GEZİCİ VANDALLAR"

Anadolu yayıncılığı yüzyüze geldiğimiz kritik kavşakların tamamında gerçekten takdire şayan duruş sergilediler. Sokaklarımızın ateşe verildiği Gezi olaylarında birileri 24 saat canlı yayınlarla Gezici vandalları överken sizler milletin yanında net tavır koydunuz. Sizler 17-25 Aralık yargı darbe girişiminde milli iradenin sesi oldunuz. 15 Temmuz gecesi birileri 'bekle gör' politikası izlerken demokrasimizi korkusuzca savundunuz.

"HİÇ KİMSE BÖYLE BİR ZULME SUSKUN KALAMAZ"

Anadolu yayıncıların vicdanlı ve ilkeli tutumlarını Gazze'deki katliamda da aynı kararlılıkla devam ettirdiklerini memnuniyetle takip ediyorum. İsrail güçleri tarafından Filistin'de şehit edilen gazeteci meslektaşlarınızın hatıralarına ve mücadelelerine sahip çıktığınız için sizleri tebrik ediyorum. Müslümanlığımızla birlikte insanlığımızın da sınandığı Filistin halkına karşı insani görevimizdir. Vicdanı kurumayan hiç kimse böyle bir zulme suskun kalamaz. Yıllardır bize basın özgürlüğü dersi veren Filistin topraklarında yaşananlara sesini çıkarmıyor.

"8 AYDA 150 GAZETECİYİ KATLEDENLER HALA BASIN HÜRRİYETİNDEN BAHSEDEBİLİYOR"

Medya ofisleri basılırken, haber kanalları kapatılırken, canlı yayında gazeteciler kurşunlanırken, dikkat ederseniz, Gezi olayları sırasında Türkiye'ye kamp kuranlardan hiçbir tepki yükselmiyor. 8 ayda 150 gazeteciyi katledenler hala basın hürriyetinden bahsedebiliyor. Merhum Ahmet Kaya ne diyordu, 'Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça'. Bunlarınki yalnızca tutarsızlık değil; aynı zamanda vicdansızlık, ilkesizlik, adaletsizlik ve tarafgirliktir. Elbette tarih zulüm karşısında susanlarla hakkı ve hakikati haykıranları kaydetmektir. Zor dönemde konuşanlar tarih önünde olduğu gibi insanlığın vicdanında da ibra olacaktır. Bugün soykırım karşısında üç maymunu oynayanlar alınlarına yapışan kara lekeyi ömürleri boyunca silemeyecek."