'Erbakan ve 28 Şubat' yazısından rahatsız olan Başdanışman Akış'a yanıt: 'Önce dönüp aynaya baksınlar'
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu’nun 28 Şubat davasıyla ilgili yazısı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış'ın hedefi oldu. "FETÖ ile 28 Şubat’ın babası aynıdır" diyen Akış'ın yanıtını ise davanın mağdurlarından emekli albay Alican Türk verdi.
cumhuriyet.com.trAKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanlarından Mustafa Akış, gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu’nun, FETÖ'cü savcı tarafından başlatılan ve AKP döneminde devam ettirilen 28 Şubat davasıyla ilgili "Erbakan’ın saklanan konuşması" başlıklı yazısından rahatsız oldu.
Twitter hesabından Terkoğlu'nun ilgili yazısını alıntılayarak bir açıklama yapan Akış, "28 Şubat bal gibi bir darbeydi. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz ama ideolojik olarak işinize gelmiyor. O yüzden elma ile armutu birbirine karıştırarak meseleyi sulandırmak istiyorsunuz" dedi.
Akış, "Bize hiç laf kalabalığı yapmanıza gerek yok. 28 Şubat FETÖ’nün en önemli motivasyon kaynağıdır. O güne kadar sinerek zemin tutmaya çalışan Fetö, 28 Şubat ile birlikte dini/sosyolojik olarak sahada tek ve tam hakimiyet sahibi olmuştur. FETÖ ile 28 Şubat’ın babası aynıdır" iddiasında bulundu.
KUMPAS MAĞDURU ALBAY YANIT VERDİ: TÜRK MİLLETİ GERÇEĞİ ÖĞRENECEK
Akış’a 28 Şubat davası mağdurlarından, o dönem Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Genelkurmay Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nda görev yapan emekli Albay Alican Türk Twitter üzerinden yaptığı bir dizi paylaşımla yanıt verdi.
Akış yanıtında şu ifadeleri kullandı:
"Bence de laf kalabalığı yapmaya hiç gerek yok! Fetullah'a dokunacak olan sivil otoritelerdi, sivil siyasetti. Ama onlar dokunmak yerine aksine tantanalı gösterilerle Fetullah'ın bankalarını açtılar, devletin darphanesinde onun adına para bastılar, bilmem hangi cemiyetin düzenlediği törende onu ayakta karşıladılar, her lafını ayakta alkışladılar, birlikte salya sümük ağladılar, onunla fotoğraf çektirmek için kuyruğa girdiler, çocuklarını Fetullah'ın okullarında okutmak için kuyruğa girdiler, İcazet almak için ta ABD'ye gidip sümüklü mendilinde keramet aradılar, 'Hoca Efendi çağımızın din âlimidir, ona terörist demek alçaklıktır' dediler, onu yargılamaya kalkan savcıların-hâkimlerin önünü kestiler... Velhasıl her istediğini verdiler."
Alican Türk, yanıtının devamında şöyle dedi:
"Evet, Fetullah için "ne istediler de vermedik" diyen sadece Erdoğan değildi; o dönemde başta siyaset kurumu olmak üzere cübbelisiyle-cübbesiziyle neredeyse bütün tarikat ve cemaatler, hatta 2. Cumhuriyetçiler, sol demokratlar bile ona toz kondurmuyorlardı.
İşte, 28 Şubat'ta askerlerin FETÖ'ye dokunmadığını, hatta koruduğunu, "babalık yaptığını" söyleyenler önce dönüp aynaya baksınlar. Fetullah ve avanesi o dönemi en az zararla atlatabildiyse bunun tek sebebi, Fetullah'a laf söyletmeyenlerdir.
Son olarak şunu da söyleyerek bitireyim: 28 Şubat bal gibi bir darbeyse, bir suç ise, o davayı hazırlayanlar neden sahtekârlıklara başvurup düzmece belgeler hazırlama ihtiyacı hissettiler? Neden hukuksuz, usulsüz bir yargılama yapıldı? Doğru söylüyorsunuz, laf kalabalığı yapmaya gerek yok. O döneme ilişkin bütün gerçekler aydınlandı Mustafa Bey... Artık o eski propagandalar işe yaramayacak.Türk Milleti 28 Şubat'ın ne olduğunu belgeleriyle doğru ve gerçek şekilde öğrenecek!"