Diyanet yöneticileri birbirine girdi: 'Eşekliğin de bir sınırı var...'
Mekke'de Hacda olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da aralarında bulunduğu; Diyanet'in üst düzey yöneticilerini taşıyan VIP araçta iddiaya göre tartışma yaşandı. Erbaş’ın onayı ile Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Haçkalı'yı beklemeden otobüsün hareket ettiği öne sürüldü.
cumhuriyet.com.trHacda bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı üst düzey yöneticilerini taşıyan VIP araçta iddiaya göre tartışma yaşandı.
Arafat vakfesine çıkışların başladığı gün Ali Erbaş ve Diyanet’in en üst yöneticileri otobüsteki yerlerini aldı. Hac kafilesinde yer alan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Abdurrahman Haçkalı ve kura ile hac hakkı kazanan eşi ise gecikti.
Ali Erbaş'ın protokolden sorumlu personeli ve aynı zamanda VIP aracın hareket sorumlusu olduğu belirtilen Hasan Dağlar, Erbaş'ın da onayıyla otobüsü hareket ettirdi.
'EŞEKLİĞİN DE SINIRI VAR'
BirGün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre; otobüsün olduğu yere gelen Haçkalı, yaptığı telefon görüşmeleri sonucu aracın geri dönmesini sağladı.
Abdurrahman Haçkalı, araca biner binmez Mekke Din Hizmetleri Ataşesi Ahmet Oğuz'a hitaben, "Eşekliğin de bir sınırı var" diyerek tepki gösterdi.
Araç sorumlusu olmadığını belirten Ahmet Oğuz, "Sayın hocam araç intikal emrini ben vermedim" dedi.
'HACDAN SEVAP ALAMAZSIN'
Tartışmanın büyümesi üzerine araya giren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen parmak sallayarak, "Çabuk özür dile. Yoksa bu hacdan sevap alamazsın" diye konuştu.
Kurul başkanının çok sinirlendiğini gören eşi de araya girerek, "Cevap verme, zaten bir yılın kaldı. Az sabret" sözleriyle eşini sakinleştirdi.
Bütün yaşananlara şahit olan Ali Erbaş’ın ise tek bir kelime etmediği ve sessiz kaldığı bildirildi.
'HEPSİNİN GÖREVİ BIRAKMASI GEREKİRDİ'
Diyanet kaynakları, yaşananları şöyle değerlendirdi:
“Diyanet'i yöneten en üst ekibin kendi aralarında yaşadıkları, kurumun getirildiği noktayı özetliyor. Bu hadise Arafat'a çıkarken yaşanıyor. Toplam 80 bin hacıya haccı anlatmak için gidenler bunu yapıyor. Bu insanların bu ülkeye ve bu dine faydası kalmadı. Kendi menfaat ve lükslerini temin etmek ile kibir ve gösterişten başka hiçbir dertleri yok.
Hiçbir değer yargıları kalmadı. Haçkalı’nın eşi, kuraya diğer müdürlerin eşlerinin aksine kuraya girerek hacca gitti. Bu anlamda aralarında diğerleri ile bir gerginlik olabilir. Ancak yine de yaşananlar tasvip edilemez. O VIP otobüsten hepsinin utanarak inip hacı olmadan hemen Türkiye'ye dönerek görevlerini bırakmaları gerekmekteydi. Diyanet böyle bir dönem görmedi.”